30 Temmuz Cumartesi günü Muharrem Ayı başlıyor. Alevi inancındaki en önemli zaman dilimlerinden biri ve belki de birincisi Muharrem Ayıdır. Muharrem Ayı Aleviler için bir yas ve oruç zamanıdır.
Baştan şunu belirtelim; bu yazımızda Alevi ifadesiyle biz, Kızılbaşları ve Bektaşileri kastediyoruz. Başka bir deyişle Türkmen, Arnavut, Zaza ve Kürt Alevileri işaret ediyoruz. Bir de Nusayri denilen Arap Alevi kardeşlerimiz de var. Onlar inanç olarak az önce andığımız Alevi topluluklarla ortaklaşsalar da erkân olarak farklı uygulamalara sahipler.
1 Muharrem’den başlamak üzere 12 gün boyunca oruç tutan Aleviler, oruçla birlikte aynı zamanda yas da tutarlar. Alevi inancına göre Muharrem Ayında oruç tutmak sağlık ve iş koşulları uygun olan her Alevi için inançsal bir gerekliliktir. Bunu egemen İslamî bir kavramla belirtecek olursak Muharrem orucu koşulları uygun kişiler için farzdır. Farz, kesin buyruk anlamına geliyor. Aleviler, ta Hz. Âdem’den Hz. Muhammed’e değin bütün Tanrı elçilerinin Muharrem orucu tuttuğuna inanıyor. Sünni ve Şii inanış ise Muharrem orucunu farz görmüyor. Zira Sünni ve Şii inanışa göre farz olan oruç Ramazan orucudur. Muharrem orucu ise sünnet görülüyor. Muharrem’de 3 gün oruç tutmak pek çok dindar Sünni ve Şii için de sünnet bir ibadettir.
Peki, Alevilerin Ramazan orucu konusundaki görüşleri nedir?
Ramazan orucu, Alevi inancına göre farz olarak kabul edilse de gün sayısı olarak bir aylık süreyi ifade etmez. Üç gün oruç tutmanın yeterli olacağı düşünülür. Ayrıca bu üç günün de hangi günler olduğu kesin belli değildir. Bir görüşe göre 3 gün dolunay günleridir. Bir başka görüşe göre ise 19- 20- 21. günlerdir. Bu günler, Hz. Ali’nin yaralanıp şehit olduğu günlerdir. Bir başka görüş de Kadir Gecesi ile başlayan günlerdir. Ancak Alevilerin neredeyse tümüne yakını Ramazan’da oruç tutmaz. Başka bir söyleyişle Alevi geleneğinde Ramazan orucu bulunmaz. Ramazan’da oruç tutan Alevilerin çoğu ise asimile olup Sünnileşmiş yahut Şiileşmiş kabul edilir.
Aleviler Muharrem orucunu Tanrı’nın bir buyruğu olduğuna inandıkları için tutarlar. Başka bir deyişle bu oruç bir gelenek değildir. Dişi Sığır Bölümü 183. Söz / Bakara Suresi 183. Ayet ve Tanyeri Bölümü 1 ve 2. Söze / Fecr Suresi 1. ve 2. Ayete dayanarak Muharrem orucu tutan Alevilerin yas tutma uygulaması ise Kerbela kırımı ile ilgilidir.
Aleviler Kerbela’da Hz. Muhammed’in torunu Hz. Hüseyin ve yanında bulunan, aralarında kundaktaki bir bebek de dâhil olmak üzere 70 dolayında kişinin 10 Ekim 680 / 10 Muharrem 61 tarihinde hunharca katledilmelerinin yasını tutarlar. Aslında yalnızca onlar için değil tarih boyu başta ehlibeyt soyundan gelenler olmak üzere kırıma uğramış bütün mazlumlar için de yas tutulur. Yasın bir gereği olarak 12 gün boyunca eğlenceli müzik dinlenilmez. Yalnızca ağıt (mersiye) ve deyişler dinlenir. Elbette söylenir de… 12 gün boyunca düğün ve eğlence yapılmaz, sakal kesilmez, kana kana su içilmez, et yenilmez, kesici ve delici gereçler kullanılmaz.
Oruç ve yas, Muharrem’in 13. günü sona erer. O gün Kerbela kırımından sağ kurtulan İmam Zeynelabidin’in kurtuluşuna sevinç ifadesi olarak aşure pişirilir. Aşure dualanarak kutsanır ve canlara dağıtılır. Aşurede 12 çeşit yiyecek bulunur. Bu, 12 imam inancının gereğidir. 12 imam inancından dolayı aşure 12 çeşit yiyecekle yapılır. Sünniler ise aşureyi 10 çeşit yiyecekle ve Muharrem’in 10. günü pişirirler. Sünnilerin aşure pişirme geleneği Nuh Tufanı ile ilintilendirilir. Sünni gelenekte, Nuh’un gemisinin Muharrem Ayının 10. günü karaya oturması ve gemide kalan son yiyeceklerle çorba pişirilmesi anısı canlandırılır.
Aleviler, Muharrem’in 13. günü “İmam Zeynelabidin Kurbanı” dedikleri bir kurban da keserler. Bu da yine İmam Zeynelabidin’in kurtuluşuna şükür ifadesi olarak gerçekleştirilen bir ritüeldir.
Muharrem Ayı boyunca cemevlerinde Muharrem erkânı yürütülür. Erkânda ağıtlar söylenir, dualar okunur. Öncesinde oruç açma yemeği verilir. Muharrem orucu gece yarısı başlar ve güneş batıncaya değin sürer. Oruç süresince hiçbir şey yenilmez ve içilmez. Oruç açıldığında da kana kana su içilmez, çok yenilmez, etli yemekler yapılmaz. Yemekte kesici ve delici gereçler kullanılmaz.
Pir Sultan Abdal’a atfedilen bir deyişte Muharrem orucuna ilişkin şunlar deniliyor:
Birini tutan Hakk’ın yeter
İkisini tutan günahın atar
Üçünü tutanlar cennette yatar
Engür olmuş Hakk ceminde ezilir.
Dördünü tutana veli dediler
Beşini tutana ulu dediler
Altısını tutana dolu dediler
Engür olmuş Hakk ceminde ezilir.
Yedisin tutan havada uçar
Sekizin tutan hülleler biçer
Dokuzun tutan cennetin açar
Engür olmuş Hakk ceminde ezilir.
Pir Sultan Abdal’ım onunda zahmet
On birini tutana indi rahmet
On iki tutana nasiptir cennet
Engür olmuş Hakk ceminde ezilir.
Yapılan ibadetlerin, okunan ağıt ve deyişlerin, tutulan oruçların Tanrı katında kabulünü dilerim.
Son sözümüz de Alevice olsun:
Gerçeğin demine hü…