AB kriterleri, insan hakları ve demokrasi adına “Karakolların, Pembekol” haline dönüşmesiyle “Ultra lüks” nezarethane dönemine de girdik.
1800’lü yıllardan bu yana “Girenin, çıkanın belli olmadığı” yerler için “Burası Dingo’nun ahırı mı?” neredeyse özdeyiş haline gelmiştir.
Canım memleketimde “Gözaltına alınma”, “Potansiyel suçlu” muamelesiyle eş değerdir.
“Gözaltına alındılar…" deyimi haber ajanslarının klasik haber yayınlama metodudur.
Canım memleketimde çok değil 20 yıl öncesine kadar “efsane asker hatıraları” vardı.
3 Kasım 2002 seçimlerinin ertesi günü medyamızın önemli bölümü “Anadolu İhtilâli” manşeti ile çıkmıştı.
"Coğrafya kader mi? Yoksa keder mi?" tartışmasını açmaya niyetim yok! Söz konusu tezleri günün koşullarında değerlendirme kolaylığına kaçanların mutlaka kalabalık sebepleri olacaktır.
Meslektaşlarımız sözlerine ya da yazılarına başlarken "Gazetecilikte 40 yılı geride bıraktım" falan derler ya... Gülerim...
Değerli okuyucularımız,
Cem Yılmaz'ın ünlü "Eğitim şart!" repliği canım memleketimin insan manzaralarını yansıtır...
Birbirimize kırgın, üzgün olduğumuz günler olmuştur. Ancak; hangimizin ayağına taş değse Özdağ da ben de hep birbirimizin yanında olduk.
MHP'nin TBMM grubunda Öcalan'a çağrı yaparak adeta "Paratoner" görevini yüklenen Devlet Bahçeli'nin asıl amacının "Genel Af projesi" olduğunu yazdım.
Bu bağlantı sizi https://www.toplumsal.com.tr dışındaki bir siteye yönlendiriyor.