Sanatçı Osman Öztunç’tan dinlediğim ve bir dönem dilime yapışan bir şarkı var. Adı; “Kahrolsun Devran!”…

Şarkının sözleri ve ezgisi gerçekten çok etkileyici... Dinledikçe ayağa kalkmak, başkaldırmak istiyor insan. Başkaldırma duygusunu en güzel yansıtan şarkılardan biri olan “Kahrolsun Devran” adlı bu şarkının sözleri şöyle:

Her şarkın her yazın isyan diyorlar,

Yine söylüyoruım, kahrolsun devran!

Namlular doğrulsun, tetikler düşsün,

Kahrolsun devran, kahrolsun devran…

Depremler geçirsin,  yıkılıp çöksün,

Kahrolsun devran, kahrolsun devran…

Namert sofralarda aşlar devrilsin,

Temeller duvarlar, taşlar devrilsin,

Siyaset meydanında başlar devrilsin,

Kahrolsun devran, kahrolsun devran…

Yârim, yörem, dinim, törem, ırkım adına,

Dirliğim, düzenim, evim, barkım adına,

Yiğit bestelerim, sazım, türküm adına,

Kahrolsun devran, kahrolsun devran…

Öyle şeyler yaşıyoruz ki hak etmediğimiz, elbette bağırıyoruz; kahrolsun devran diye…  

Her an ve her gün bağırmak, çağırmak, haykırmak istiyoruz. Zira yaşanan haksızlıklara, maddi ve manevi işkenceye dayanmak olanak dışı…

Öyle bir talan ordusuyla karşı karşıyayız ki her şeyimizi yağmalıyorlar. Dilimizi, inancımızı, toprağımızı, devletimizi, ekmeğimizi, suyumuzu yağmalıyorlar. Bütün değerlerimizi ayaklar altına alıyorlar. Ne Allah tanıyorlar, ne edep, ne şeref ne vicdan…

Sanki Yezit dirilmiş de ordusunu üzerimize göndermiş. Yurdumuzu Kerbela’ya çevirmişler.

Sanki Yavuz dirilmiş de Anadolu’da katledecek Türkmen arıyor.

Sanki emperyalist ordular yeniden Çanakkale’ye dayanmış.

Sanki düşman Polatlı’ya kadar yaklaşmış.

Yedi düvele karşı savaşan kurtuluş ordumuz gibi biz de yedi düvelden gelen kaçkınlara karşı aşımızı, eşimizi, işimizi, kızımızı, oğlumuzu korumaya çalışıyoruz. Kutlu ülkemiz sivil bir emperyalist ordu tarafından adeta işgal ediliyor. Memleketimizi sapkınlar, kaçkınlar, edepsiz ve hayâsız yığınlar ele geçiriyor. Biz de büyük şair Mehmet Akif gibi kendimizi şunu demeden alıkoyamıyoruz:

Kimi Hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne bela,

Hani tauna da züldür bu rezil istilâ…

Neler söylemek, neler yazmak istiyoruz neler! Yaşadığımız hıncı ve öfkeyi, duyduğumuz acı ve sızıyı anlatmaya sözler yetmiyor.

Duyulsun öfkemiz ve başkaldırımız:

Türkiye’yi Türk ülkesi olmaktan çıkarıp göçmenistan haline çevirmeye çalışanlar için kahrolsun devran!

Halkı din ile, Kur’an ile, Allah ile aldatmaya çalışanlar için kahrolsun devran!

Tarlamızı, bağımızı, bahçemizi, denizimizi, ırmağımızı, gölümüzü petrol şeyhlerine peşkeş çekenler için kahrolsun devran!

Dilimize düşmanlık edenler için,

Bayrağımıza kem bakanlar için,

Irzımıza bıyık bükenler için,

Kahrolsun devran, kahrolsun devran!

Bir besmele gibi kendimize her vakit söylediğimizi o telkini dilimize vird eyledik:

Boyun eğme!

Hz. Muhammed gibi bütün şirk rahiplerine karşı o devrimci başkaldırı sözü dilimizde, yumruğumuz göklerde…

Lailahe İllallah!

Gelin, her vakit hep başkaldırı halinde olalım!

Gelin, boyun eğmeyenlerden olalım…