Konu içeriği uzun olduğu için ikiye böldüğüm yazımın geçen haftaki ilk bölümünde; iktidarın mevcut ulus devlet anlayışını gözden düşürüp yerine ortak değerin din olduğu yeni bir devlet ve toplumsal yapı inşa etme çabasından bahsetmiştim. Yazının alt başlıklarında ise;

eğitim akp

·        AKP’nin sığınmacılar politikasının öngörü hatası değil bilinçli bir tercihleri olduğu gerçeğini;

·        Milli ve manevi değerleri millete dayatanların ortaya koydukları bireysel tercihlerinde görülen tutarsızlıklarını;

·        “Tüm okullar imam hatip olmalı” diyenlerin kendi çocuklarını yabancı okullara gönderme ikiyüzlülüklerini

·        MEB’in bağımsız müfredat ile eğitim veren yabancı okullara açtığı savaş konularını ele almıştım.

Bu yazımda ise;

·        Kendileri İmam Hatiplerde okudukları halde bazı iktidar mensuplarının çocuklarını neden daha nitelikli okullara yönlendirdiklerini;

·        Son on yılda İmam Hatip Okulları ve öğrenci-öğretmen sayılarındaki anormal değişimi;

·        İmam Hatiplere yapılan pozitif ayrımcılıkların boyutlarını;

·        Özel Okul sayılarındaki son on yıllık değişimi ve sebepleri konularını irdelemeye çalışacağım.

İMKÂNI OLANLARIN NİTELİKLİ EĞİTİM ALMALARI YANLIŞ MI?

Şu anda siyaseten iktidarda ve/veya bürokraside yönetici konumunda olan orta üstü yaşlardakiler içinde çok sayıda İmam Hatip mezunu olanlar var. Bunlar, ailelerinin dini hassasiyetleri sebebiyle (20-30 sene kadar önceleri) orta ve alt sınıf çocukları olarak bu okullara yönlendirilmişlerdi çünkü.

Köprülerin altından çok sular aktı, bu İmam Hatipliler iktidar oldular ve dünya nimetlerine kavuştular. Kendileri İmam Hatip tedrisatından geçmiş olsalar da İslamcılar çocuklarını çoğunlukla yurt içinde veya dışında en nitelikli seküler eğitim veren resmi veya özel eğitim kurumlarına gönderiyorlar. Siyaseten oylarına talip oldukları yoksul kesim çocuklarını ise (bolca parti neferi ihtiyacı sebebiyle) ısrarla İHO’lara yönlendirmeye devam ediyorlar.

gariban din

Mütedeyyin siyasilerden birkaç örnek verelim. Tayyip Erdoğan’ın iki kızı ve iki oğlu da yüksek öğrenimlerini ABD’de yaptılar. Ahmet Davutoğlu’nun iki kızı Boğaziçi Üniversitesi mezunu ve yüksek lisans eğitimlerini ABD’de yaptılar. Ali Babacan’ın oğlu da TED Ankara Koleji sonrasında Bilkent Üniversitesinde okudu ve yüksek lisansını ABD’de yaptı.

AKP’NİN GELECEĞİNİ BAĞLADIĞI İMAM HATİPLER

Çok başarılı işler çıkaran gazeteci Ozan Gündoğdu özel okulları konu edindiği bir youtube videosunda devletin İmam Hatip okullarını aşırı artırması meselesine de değiniyor. Gündoğdu’nun titiz çalışmasından aldığım bazı verileri burada paylaşarak, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in ne yapmaya çalıştığının üzerinde durmaya çalışacağım.

Ozan Gündoğdu

Bilindiği gibi, eğitim sisteminin dincileşmesinin miladı olarak değerlendirilen 2012’deki 4+4+4 sistemine geçildiğinde, bugünkü bakan Yusuf Tekin (köklü değişimin mimarı olarak) MEB müsteşarıydı. Yani Milli eğitimimiz son on yılda Yusuf Tekin’e emanetti. Bugün geldiğimiz durumun baş mimarı, kendisinin üniversite Rektörü olabilmesi için Erdoğan’ın yasa değiştirdiği Yusuf Tekin’i önceki bir yazımda yakından tanıtmaya çalışmıştım.

Görsel=4

Son on yılda İmam Hatip Okullarının ve öğrenci sayılarının değişim verilerine bakıldığında, AKP iktidarının eğitimde dönüşüm çabalarının asıl hedefi çok net olarak görülüyor. Bu değişimi tam kavrayabilmek için 2012-2013 ile 2022-2023 eğitim yılı (10 yıllık) verilerini karşılaştıracağız.

İMAM HATİPLERDE REKOR ARTIŞ

Önce Orta ve Lise İmam Hatip okulları sayılarındaki artışa ayrı ayrı bakalım.

·        2012-13 öğrenim yılında müstakil İmam Hatip Ortaokulları (İHO) ile İmam Hatip Lisesi (İHL) bünyesindeki İ.H. Ortaokulu sayısının toplamı 1100 iken bu sayı 2022-23 öğrenim yılında 3432’ye çıkartılmış. Yani İHO artışı yüzde 312 olmuş.

·        Son on yılda İHO öğrenci sayılarındaki değişime bakınca da, 93 binden 694 bine çıktığı görülüyor. Yani İ.H. Ortaokulu öğrenci sayısındaki artış yüzde 750 olmuş.

·        İmam Hatip Liseleri okul sayısı on yıl önce 708 iken, bu sayı geçen yıl 1715’e çıkmış. Artış yüzde 242.

·        İHL öğrenci sayısı ise son on yılda 380 binden (yüzde 150 artış ile) 579 bine çıkartılmış.

İmam Hatip Kontenajn

Yukarıdaki rakamlarda son on yılda İ.H. Ortaokulu sayısı 3,12 kat artırılırken İHO öğrenci sayısının 7,5 kat artırılmış olduğu görülüyor. 4+4+4 sistemine geçişle İmam Hatiplerin Ortaokul kısımlarının açılmasının (ki bu sisteme geçişin temel sebeplerinden birisi buydu) ve ilköğretim birinci 4 yıllık kademeyi bitiren öğrencilerin yoğun kampanyalarla bu okullara yönlendirilmesinin sonuçlarını aldılar.

Ancak İ.H. Lise sayılarının 2,5 kat artırılmasına rağmen öğrenci sayısının sadece 1,5 kat artırılabilmiş olması dikkat çekiyor.

İHO’LARA POZİTİF AYRIMCILIK SINIR TANIMIYOR

İmam Hatip Okullarına (İHO) gösterilen ayrıcalıklar öğretmen sayılarında ve öğretmen başına düşen öğrenci sayılarında da kendini gösteriyor.

·        İHL’lerde on yıl önce 21 bin öğretmen görev yaparken bu sayı geçen yıl 52 bine çıkıyor, yani artış yüzde 248.

·        Öğretmen başında düşen öğrenci sayılarına bakıldığında da İHL’liler çok avantajlı. Anadolu liselerinde 16, Fen Liselerinde 14 öğrenciye bir öğretmen düşerken İHL’lerde 9 öğrenciye bir öğretmen düşüyor.

·        2012-13 öğrenim yılında İHL’lerde derslik başına 29 öğrenci düşerken (İHL artışı kadar öğrenci sayısı artmadığı için) bugün bu sayı 15’e düşmüş. Anadolu Liselerinde ise İHL’nin iki katı kadar, yani derslik başına 30 öğrenci düşüyor.

Görsel=6

İmam Hatipleri tercih etmeyen ailelerin çocuklarının da din eksenli eğitimden paylarını (!) almaları için devletin hiçbir imkânı esirgemediği malumunuzdur! Bilimsel eğitime ayrılan ders saatleri azaltılıp din içerikli dersler aşırı fazlalaştırılarak tüm okullar İmam Hatipleştirildi.

Bu yoğun ideolojik zihinsel formatlama faaliyetlerinden çocuklarının zihinlerini bir nebze korumak isteyen kaygılı ailelere tek çıkış olarak özel okullar gösterildi. Diğer bir deyiş ile; yoksul ve seçeneği olmayan aileler devletin ideolojik eğitimimin kucağına, bu dayatmadan kaygılanan orta sınıf aileler de eğitimde piyasalaşmanın kucağına itildiler.

NİTELİKSİZ-DİNCİ DEVLET EĞİTİMİ ÖZEL OKULLARI 2,5 KAT ARTIRDI

Çocuklarını AKP’nin ‘yerli-milli beyin yıkama’ faaliyetlerinden olabildiğince koruyabilmek için, yani ideolojik güvenlik kaygıları sebebiyle veliler (güçleri elverdiğince) özel okullara yönlendiler.

2012-13 öğrenim yılında İlk, Orta ve Lise özel okullarının toplam sayısı 2803 iken bu rakam geçen yıl 7416’ya çıktı. Yani Özel Okulların sayısı on yılda yüzde 264 arttı.

Bu son on yılda Özel Okulların öğrenci sayılarındaki artış da çok dikkat çekici. 2012-13 öğrenim yılında 470 bin olan Özel Okullar öğrenci sayısı, 2022-23 öğrenim yılına kadar yüzde 243 artışla 1 milyon 140 bini buldu.

Görsel=7

Çok farklı özel okul fiyatları olsa da yıllık ortalama ücretin 350-400 bin TL, yani 12-13 bin ABD doları seviyelerinde olduğu tespit edilmiş. Ayrıca servis, yemek vb. ücretler eklendiğinde, bir öğrencinin aileye maliyetinin aylık ortalama 35-45 bin TL civarında olduğu görülüyor.

Bu yüksek ek maliyetlere katlanabilen seküler orta sınıf aileler, tüm diğer giderlerinden keserek çocukları için nispeten seküler-bilimsel eğitim imkânı elde etmeye çalışıyorlar. Ailelerin bu açmazlarını bilen özel eğitim kurumu yatırımcıları da devletin yarattığı “eğitimde dincileşme ve piyasalaşma” politikalarını şansa çevirip, ailelere (tabiri caiz ise) laiklik satıyorlar”.

Zaten karınlarını zor doyuran çok daha geniş toplum kesimlerinin ise AKP Milli Eğitiminin insan mühendisliğinden ve “dindar-kindar nesiller oluşturma” faaliyetlerinden çocuklarını koruma şansları maalesef yok!

Yani aslında sorun; dünya nimetlerine ulaşmış olan siyasal İslamcıların kendi çocuklarına üst kalite eğitim aldırma çabaları değil. Asıl büyük sorun; diğer yoksul halk çocuklarının nitelikli eğitim hakkından mahrum edilerek heba edilmelerini desteklerken bu kadar rahat, pervasız ve vicdansız olmalarıdır.