“Dünya bizi kıskanıyor!” efendiler
Burası “Böyyük Türkiye!”
24 ayar “yerli ve milli”
Yerli ve milli büyük Türkiye’nin bu müthiş hükümeti, Türkiye’yi tarihinde ilk kez olarak vatandaşın sadakasına muhtaç hale getirdi.
Şu salgın döneminde iş yerlerinin çoğu, fabrikaların tamamına yakını kapanmışken… Yüz binlerce insanımız işinden olmuşken… Yüz binlerce vatandaşımız ev kirasını bile ödeyemeyecek duruma düşmüşken… Millet ilk kez devlet yardımına bu kadar açık biçimde ihtiyaç duyuyorken…
Dünyanın kıskandığı tek yöneticimiz, dün gece ortaya çıktı ve müthiş bir proje başlattı. Bu bulunmaz proje, güç durumdaki milyonlarca insanı kurtaracak yardım kampanyası idi. Anlaşılıyordu ki , büyük başkanımız, başında bulunduğu devletin mali olanaklarını kullanmak yerine vatandaşın cebine göz dikmişti. Devlet vermesin vatandaş versin duygusuyla oluşturulmuş bir proje vardı karşımızda… Devlet, toplayabildiği paraları AKP’nin ünlü müteahhitlerine vererek tüketmişti zaten… Açıkladıkları son paket bile halkı değil zenginleri rahatlatmaya yönelikti. Ama bu millete de bir şeyler vermek gerekirdi. Onun kaynağını da baş yöneticimiz buldu ve şöyle açıkladı: “Ramazan ayında zekat verecek olanlar, zekatlarını bu kampanyaya bağışlasınlar!”
Kendisi de 7 aylık maaşını vererek bu yardım kampanyasını başlattı.
Ama gördük ki vatandaştan rağbet eden olmamış… Hükümete muhtaç birkaç ekonomik kuruluş sembolik yardımlarda bulunmuşlar.
Haberlerden anlıyoruz ki başta öğretmenler olmak üzere; devlet memurları üstüne çullanmışlar; zorla bağış almaya çalışıyorlarmış.
KIZGIN VATANDAŞ
Devlet olanaklarını kullanmayıp işi vatandaşın sadakasına dayandıran bu yaklaşıma halkın kızdığı anlaşılıyor.
İlk akla gelen de Suriyelilere harcanan 45-50 milyar dolarlık para… Ne diyorlardı: “Suriyeliler için 40 milyar dolar harcadık, gerekirse 40 milyar dolar daha harcarız!”
Ben de diyorum ki: Siz Suriyeliler için harcayacağınız o 40 milyar doları, şu millet için harcayın; büyük bir rahatlama sağlar; 2023 seçimini bile kazanabilirsiniz.
Ama biliyorum ki yapamayacaklar. Çünkü devletin Merkez Bankası’ndaki böyle felaketli günler için saklanan “yedek akçe”sini bile daha önceden çekip hovardaca harcadılar. İşsizlik Fonu’nda toplanan muazzam parayı bile bugün ara ki bulasın…
Üstüne üstlük 80 yıl boyunca bütün cumhuriyet hükümetlerinin aldığı borçların üç katından daha fazla borç alarak çocuklarımızın geleceğini bile borçlandırdılar. Yetmedi, dış güçlere 450 milyar dolardan fazla da faiz ödediler.
Bütün cumhuriyet kuruluşlarını satarak parasını harcadılar.
Gel gör ki şu an hazine tam takır kuru bakır… Görünür rakam 30 milyar dolara kadar inmiş… O da paranın kendi değil hayali…
Yani ekonomik yönden iflas etmiş bir hükümet var başımızda… O yüzden de “Benim zor durumda olanlara verecek param yok, vatandaş versin!” anlamına gelen işler yapıyorlar.
Yüksek vergilerle vatandaştan toplanan paralar, Diyanet İşleri’ne gidiyor… Gidiyor ki Diyanetçiler, dualarla bu milleti uyutsunlar…
Hazineye gelen paralar; şu veya bu bakanlığa veriliyor gibi gösterilerek iktidara hizmet eden tarikat örgütlenmelerine aktarılıyor. Aktarılıyor ki seçimlerde bunlar AKP’ye çalışsınlar…
Hazineye gelen paralar, AKP’nin yap-işletçi müteahhitlerine “işletim garantisi” altında aktarılıyor ki onlar da partiyi beslesinler…
BAŞKENTGAZCILAR NE VERDİLER ACABA?
Hani, işin içine Kızılay Derneği’mizi sokarak, hile ile, çoook meşhur Ensar Vakfı’na 8 milyon dolar bağış yapan bir Başkent Gaz var ya…
Acaba buranın sahibi Bay Mehmet Torun bu kampanyaya katıldı mı?
Katıldı ise ve Ensar’a verdiği kadar para verdi mi?
Yoksa “Bana ne, ben ancak bizim tarikatçılara yardım yaparım. Bana onlardan fayda var!” diyerek geri mi çekildi?
Hatırlatalım ki İslam’ın ve imanın ilk şartı; Allah’a inanç ise, ikinci şartı da malı bölüşmektir.
Ama zamane Müslümanları malı bölüşmek yerine malı götürmeyi severler.
Şimdi Sayın Erdoğan’ın kampanyasına en büyük desteği AKP’lilerin vermesi gerekir.
Çünkü para onlarda, mal onlarda…
Ama verirler mi?
Sanmam…
Bu para öyle pis bir şeydir ki arttıkça daha artırmak hırsı verir sahibine… Şimdi siyasetçilerde gözlenen bu hırs da işte o hırstır…
***
İşsiz kalanlara, parasız olanlara gelecek olursak…
Kardeşlerim, Diyanet’in yaptırdığı üzere bol bol dua edin…
“Kuru dua ile karın doymaz!” diyenlerden iseniz de ayıp ediyorsunuz…
Baksana, “Corona’dan inancım ve sizlerin duasıyla kurtuldum!” diyen mümineler var… Siz de dua ve inaçla paraya kavuşursunuz inşallah!...