Diyor ki; “Ve sonra değişirmiş insan her şey gibi…”
Kalemiyle hem kendi ruhunun hem de insanlığın nabzını tutan bir şair, bir yazar olarak edebiyatı bir ayna gibi kullanarak hem kendini hem de toplumu yansıtıyor(*)...
O, Neval Savak...
“İyilerin sesinin çıkmadığı yerde kötülerin sesi yükselir" diyerek yazılarıyla, şiirleriyle insanlara bu suskunluğun kötülüğe zemin hazırladığını haykırıyor, her mecrada...
"Siyah Avuntu, Saklıçöl, Tenuçumu, Denize Doğru Gül, Bir Bıçak Reveransı, Ölümden Dönen İklim, Beklerken"gibi şiir kitaplarıyla,
"Anneyle Kızı, Işığın Peşinde, Gecenin İçinde Koşanlar, Bir Bozkır Öğleni" gibi romanlarıyla,
"Karşılaşmalar" öykü kitabı ve "Hiç Noktasında" adlı deneme kitabıyla edebiyat dünyasında derin izler bırakmaya da devam ediyor.
Bu arada, “İsyan” adlı şiiri Grup Yol Yorgunu tarafından, “Kırmızı (Red)” ise Erkan Karakiraz tarafından İngilizce’ye çevrilip bestelenmiş ve 2017’de İtalya’daki 5. Ulusal ve Uluslararası ‘Galateo Kenti’ Şiir Yarışması’nda birincilik kazanmış...
"Unutma!" belgeselinin senaryosu, “Şiir Kentin Şairleri Fotoğraf Sergisi” ve “Şiir, Yapay Zeka ve Tango” gibi projeler de onun sanatı ve aktivizmi birleştiren ruhunu yansıtıyor.
Türkiye Yazarlar Sendikası, Atatürkçü Düşünce Derneği ve Uluslararası Aktivist Sanatçılar Derneği gibi birçok toplumsal örgütlerin faal bir üyesi olarak, kalemiyle ve eylemleriyle mücadele ediyor olması büyük bir azim ve cesaret örneği olsa gerek, diye düşünüyorum.
Ülkemizin toplumsal sorunları yanında, insanların karşı karşıya geldiği sosyoekonomik, sosyal ve siyasal sıkıntıların ana sebebinin unutulan, unutturulmaya çalışılan insanî, tarihi, kültürel ve evrensel değerler olduğunun bilinciyle tarafsizses.com’da bu yaralara parmak basıyor...
İşte bazı yazıları;
*Çalınmış Yaşamlar/“Yaşamak, bir sanattır ve herkesin elinde bir fırça yoktur. Kimileri, başkalarının tuvalini karalar, kimileri ise kendi renklerini çalar. Çalınmış yaşamlar, birilerinin ellerinde kaybolurken, geriye sadece sessiz bir çığlık kalır.”
Savak, hayatların gaspına isyan ediyor. Hayallerin, umutların çalınması, bireyin ruhunu yaralıyor. Bu yazı, sessiz çığlıkların duyulması için bir çağrı; susmak, hırsızlığa ortak olmaktır.
*Düş mü Gerçek, Gerçek mi Düş?/“İnsan, kendi gerçeğini yaratır mı, yoksa gerçeğin gölgesinde mi yaşar? Düşlerimiz, bizi özgür kılan tek sığınak mı, yoksa bir hapishane mi?”
Savak, insanın hakikat arayışını sorguluyor. Gerçekle düş arasındaki o ince çizgide, kendimizi kandırmadan özgürleşebilir miyiz? Bu, insanın kendiyle yüzleşme cesaretine bir davet.
*Kadim Bir Kayboluştur İnsan/“İnsan, var olduğundan beri kayboluyor. Kendi içinde, kalabalıkta, sevgide, nefrette… Kayboluş, belki de insanın en kadim hikâyesidir.”
Savak, insanlığın varoluşsal yalnızlığına dokunuyor. Kayboluş, bir son değil; arayışın başlangıcı. Bu yazı, özünü bulmak için kaybolmaktan korkmamayı fısıldıyor.
*Bizi Kimler Öldürmek İstiyor?/“Bizi öldürenler, sadece silah tutanlar değil; sessiz kalanlar, görmezden gelenler, hakikati gömenlerdir. Sistem, bir makine gibi işler; ama bu makine, insan ruhunu öğütür.”
Bu yazı, sistemin acımasızlığına karşı bir isyan. Savak, sessizliğin cinayetle eşdeğer olduğunu haykırıyor; adaletsizliğe karşı ses çıkarmak, insan olmanın gereği.
*Uyansın Olmazlar/“Olması gerekenler olmadığında, olmazlar uyanır. Ve bu olmazlar, bir kâbus gibi hepimizin üzerine çöker.”
Savak, toplumsal uyanışa çağırıyor. Adalet, sevgi, merhamet “olması gerekenler”; yozlaşma ve kötülük ise “olmazlar”. Bu, kâbusa karşı uyanış çağrısı.
*Çürümüşizm/“Çürüme, sadece bedende değil; ruhta, toplumda, vicdanda başlar. Çürümüşizm, modern çağın hastalığıdır.”
Savak, yozlaşmayı “çürümüşizm” olarak adlandırıyor ve vicdanın yeniden yeşermesi için direnç çağrısı yapıyor. Bu, modern dünyaya karşı bir manifesto.
*Sistem mi, Yaşam mı, Sevdiklerimiz mi?/“Sevdiklerimizi korumak için sistemi mi seçiyoruz, yoksa yaşamı mı? Sistem, bizi bir makinenin dişlileri gibi kullanırken, sevdiklerimizi unutuyoruz.”
Savak, modern insanın ikilemlerini sorguluyor. Sistemle yaşam arasında sıkışan birey, sevdiklerini ve kendini unutmamalı. Bu, insanlığın özüne dönüş çağrısı.
*Bilinmez Bir Yol/“Hayat, bilinmez bir yoldur. Kimi zaman bir ışık, kimi zaman bir karanlık… Ama yol, her zaman bir umut taşır.”
Savak, hayatın belirsizliklerini kucaklamayı öğütlüyor. Bilinmez, korkutucu ama umut dolu; bu, onun melankoliyle umudun dansı.
*Dünya Tepişiyor, İnsanlar Eziliyor/“Dünya, bir tepişme alanı oldu. Güçlüler tepişiyor, zayıflar eziliyor. Ama ezilenler, bir gün ayağa kalkar.”
Savak, küresel adaletsizliklere dikkat çekiyor. Ezilenlerin sessizliği, bir isyana dönüşebilir; bu, umudun ve direncin manifestosu.
*İyilerin Hikâyesi, Kötülerin Kabusudur/“İyiler, hikâyelerini yazdıkça, kötüler uykularında kâbus görür. Çünkü iyilik, sessiz bir devrimdir.”
Savak, iyiliğin dönüştürücü gücünü vurguluyor. İyilerin hikâyesi, kötülüğe karşı bir silah; sessiz ama etkili bir devrim.
*Kıyamet Nöbetçileri/“Bizler, kıyametin nöbetçileriyiz. İnsanlığın sonunu hazırlayanlara karşı, umudu ve sevgiyi nöbet tutarız.”
Savak, insanlığın geleceği için nöbet tutmayı öğütlüyor. Kıyamet, bir son değil; umut ve sevgiyle yeni bir başlangıç olabilir.
Savak’ın yazılarında, bir şairin hassasiyetini, bir aktivistin ise cesaretini görüyoruz;
Gerçekten O;
“Çalınmış Yaşamlar”da gasp edilen hayatlara isyan ederken, “Düş mü Gerçek, Gerçek mi Düş?”te hakikat arayışına çağırıyor.
“Kadim Bir Kayboluştur İnsan”da varoluşsal bir yolculuk sunarken, “Bizi Kimler Öldürmek İstiyor?”da sistemin ruhumuzu öğüten çarklarına karşı duruyor.
“Uyansın Olmazlar” ve “Çürümüşizm”de yozlaşmaya karşı uyanış çağrısı yaparken, “Sistem mi, Yaşam mı, Sevdiklerimiz mi?”de insanlığın özüne dönüşü savunuyor.
“Bilinmez Bir Yol”da umudu, “Dünya Tepişiyor, İnsanlar Eziliyor”da adaleti, “İyilerin Hikâyesi, Kötülerin Kabusudur”da iyiliğin gücünü, “Kıyamet Nöbetçileri”nde ise insanlığın geleceği için nöbet tutmayı vurguluyor.
Bitmedi,
Sosyal Medyada , “Bazen bir yere, oraya, şuraya, buraya ait değilsindir… Biz biraz bazıyız, bazılarındanız galiba” derken buradaki aidiyetsizlik ise gücünün kaynağı olmuş gibi...
“Tanrım uzun uzun konuşmalıyız bu gece / Güzelim kedileri terk edenleri hasta edenleri / Uzun uzun vahşetiyle insanları Konuşmalıyız / Yolun kalbimizi nereye götürdüğünü” dizeleri ise onun doğaya ve insanlığa sevgisini haykırıyor.
“Unutmak yer açıyor birini gömmeye” derken, hatırlamanın ve mücadele etmenin de gücünü öğretmiyor mu?
Neval Savak denilince bilelim ki;
O, iyilerin gerçek hikâyesini yazıyor ve bu hikâyeler ise kötülerin kâbusu...
Ama,
Dünya, iyilerin sessiz kaldığı bir yer olursa, kötülüğün gürültüsü hepimizi kör eder, sağır eder, öyle değil mi?
O yüzden, Savak’ın çağrısına kulak verelim ve sesimizi yükseltelim;
İyilik için,
Adalet için,
İnsanlık için....
Zaten,
Sokrates, “Kendini bil” demiyor mu?
Unutma!
“Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim.” diyen bir önderin var...
Ve,
Her insanın bir ülkesi vardır ama her ülkenin bir Atatürk 'ü yok!
O'nu takip et, yeter...
____
(*)Neval Savak, İzmir doğumlu ( 28 Ocak 1973). Yazar ve şair olan Savak, hâlâ yaşamını İzmir’de sürdürmekte...
Açıköğretim Medya ve İletişim bölümü meznunu.
“siyah avuntu”, “saklıçöl”, “tenuçumu”, “denize doğru gül”, “bir bıçak reveransı”, “ölümden dönen iklim”, “beklerken” adlı şiir kitapları,
“Anneyle Kızı”, “Işığın Peşinde” , “Gecenin İçinde Koşanlar” ve “Bir Bozkır Öğleni” adlı romanları,
“Karşılaşmalar” adlı öykü kitabı ve
“hiç noktasında” adlı bir deneme kitabı var.
Şiirleri;
Şiir, Şiiristan, Silgi, Sakız Fanzin, Meyus, Nif Sanat, Eliz, Yaşam Sanat, Caz Kedisi, Kıyı, Tomolos Edebiyat, Sunak, Dikili Ekin, Şiiri Özlüyorum, Patika, Lacivert, Absent, Şehir, Lirik, Kurşun Kalem, Edebiyatist, İmge, Diogen Pro Kultura, Kıyıdili, Üvercinka, Hayal, Varlık, Babylon Şiir Kenti, Kanon 2010, Veronika, Yeni E, Edebiyat Nöbeti, Modern Poetry in Translation gibi dergilerde;
Öyküleri;
Koza Düşünce, Kurşun Kalem, Hayal, Enkidu Edebiyat, Üvercinka dergilerinde;
Söyleşileri;
Yeni E, Şiiri Özlüyorum, Deliler Teknesi, Kurşun Kalem dergilerinde,
Denemeleri;
Şiir Sarnıcı, Mortaka, Hayal ve Üvercinka dergilerinde yayımlandı.
Opa Anthology of Spiritual poetry çağdaş dünya şiirleri antolojisinde şiirleri yer aldı. Kirpi Edebiyat, Kaybolan Defterler, Peridya, Karakedi, SonGemi, Komplike Dergi gibi internet sitelerinde yayımlandı. Turkısh Lıterature And Art web sitesinde iki şiiri ingilizceye çevrilerek yayımlandı.
Karabük Bölgenin Sesi, E-Gazetem, Eskişehir Sonhaber, Telgraf, İlkses, Söz, Yenigün gazetelerinde kitapları ile ilgili yazı ve söyleşileri yayımlanmıştır.
Kürecik TV’de program, Kürecik Haber’de haber yönetmenliği ve editörlük yapmıştır.
Bazı şiirleri bestelenmiştir. “Unutma!” adlı belgeselin proje ve senaryosu ona aittir. “Şiir Kentin Şairleri Fotoğraf Sergisi” projesini, “Şairler Resim Yapıyor” projesini, “Şiir, Yapay Zeka ve Tango” projesini hayata geçirmiştir.
Türkiye Yazarlar Sendikası, Atatürkçü Düşünce Derneği, Bornova Şiir Topluluğu, Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği, Uluslararası Aktivist Sanatçılar Derneği üyesidir.
Kara Kedi ve Nif Sanat Dergisi yayın kurulunda görev almış. 5. ve 6. Ulusal ve Uluslararası “Galateo Kenti Nesir ve Şiir Yarışması”nın bölüm birincilerinden olmuş, diğer yıl da bir şiiri ile onur ödülü almıştır.
10. Eskişehir Yunus Emre Şiir Yarışması’nda üçüncülüğe değer görülmüştür.