15 Şubat'ta Türkiye Tek Yürek, ortak yayını ile depremzedelere 115 milyar TL yardım toplanmıştı. 

Ne de güzel kenetlenmiştik.

Fox'tan Akit TV'ye kadar çok sayıda kanalda, bu yardım için bir olunmuş, Acun Ilıcalı'dan Murat Yıldırım'a kadar sunucuların aynı anda aynı görüntüleri kullanılmıştı!

Kumbarasındaki 100 lirayı  bağışlayan çocuk da, bol sıfırlı bağışlarını özel bir tanıtımdan sonra duyuran iş insanı da birdi bizim için. Kenetlenmiştik işte!

UÇUŞ KURALLARI
Cep telefonlarının uçağın uçuş aletlerine zarar vereceğine yönelik hiçbir bilimsel veri yoktur. Hatta, mobil cihazlarla, uçağın elektronik frekans farkı, mühendislerin “hiçbir riski yoktur” ısrarı ile günümüzde havacılık şirketleri, bu durumu artık, “risk” değil, “şirket kuralı” diye anons ediyor. 

Havacılık şirketleri, bu yalanı sürdüremeseler de çok elverişli başka bir yalanla, olağanüstü durumlarda yolcuların ayaklarına dolanmasını engellerler. 
Oturduğunuz koltuğun üzerinden düşen oksijen maskeleri, her zaman oksijen eksikliğinden değil, bazen de oksijenle sizi sarhoş ederek, uyuşturmak ve bertaraf etmek içindir. –ama siz yine de maskeleri takın-  

SATANİSTLER KEDİ Mİ KURBAN EDER!
Anımsar mısınız? 2000’lerin başında, bir dönem satanist avı yapılmıştı. Tabii Türkiye’de değil. Bu topraklarda öyle şeyler olmaz!  Hatta o günlerde, uzun saç, küpe ve siyah tişörtlü olduğu için çok sayıda genç gözaltına alınmış, günlerce de salınmamıştı. Ancak, o günlerde yaygın medya bu grubun kedi kurban ettiğini yazarken, gerçekte satanistlerin kedilere taptığı görülmüştü. Yani ortada bir yanlışlık vardı.  Sonradan anlaşıldı ki, o ülkede, önemli bir devlet büyüğünün karısı, uzun saçlı, küpeli, siyah tişörtlü erkeklerden hazzetmiyormuş. Bunun üzerine, bu tanıma uyanları satanist ilan eden devlet otoritesi, bu gruba ciddi bir gözdağı vererek, istemediği gibi giyinenlerle ilgili topluma, “kötü” algısı vermişti.  Yani, arabasından sarkıttığı elindeki sigara izmaritini yola silkeleyenlerden rahatsız olmuşsa devlet otoritesi, elinde demir çubuklarla, bu adamların elini kıran ama emniyet güçlerinin hiçbir zaman göremediği bir grubu ortaya çıkaracak iklimi tesis edebiliyor.

DEVLETİN KODLARI! 
İşte, bu yapıda devletin kodlarını görmek mümkün!  

Hatta o ülkede, 2016’da kentsel dönüşümde değerli araziler üzerindeki bir semtte hızlı boşanmalarla birlikte, dağılan aile sayısında da bir anda patlama yaşanmış. Sonradan anlaşılmış ki, o semtte, “bantlı damacana” satışlarında da patlama yaşanıyormuş. Ve sistem şöyle işliyormuş: Damacananın altındaki oyuğa bonzai bantlanıyormuş.  Bu ülke Türkiye değil ama daha kolay anlaşılsın diye, lira diyelim. 2 lira ekstra fiyatla evlere kadar bu kimyasal madde servis edilmiş. Üstelik ilk üç siparişte ek ücret de yok!  Bu durumu fark eden, o semtteki bir grup genç, bonzai satışı yapanları dövünce, o gençlerin evleri, üstelik de muhalif görünen bir belediyenin siyasi iktidar gücüyle işbirliğinde yıkılmış. Uyuşturucu müptelası olan çocukların götürüldüğü, varsayalım Bakırköy Akıl Hastanesi’ne bağlı uyuşturucu bağımlılarının kaldığı binanın duvar arkasından, “bir hayırsever”, ücretsiz bonzai servisi yapmış. Bu durumun aileleri dağıttığı, dağılan ailelerin ise göçe zorlanarak kentsel dönüşüme katkı sağladığı görülmüş!  Ve o devlet, çöktüğü bölgede kentsel dönüşüm adı altında yeni siteler yaparken, o bölgenin emlak fiyatlarının ise cazip hale geldiği gözlemlenmiş. Yine o ülkede, başka semtlerin emlak fiyatları ise emniyet müdürlüğü dışındaki, o mahallede her daire ikişer kez soyulunca düşmüş. 

Ev sahipleri eski kiracılarını tahliye etmek için, kullanmadıkları binlerce liralık doğalgaz faturalarından da yararlanmış. 

KAOS TEORİSİ
Türkiye Tek Yürek kampanyası, yine gündeme geldi.

Prof. Dr. Duran Bülbül, deprem için toplanan yardım parasının, afetzedeler için kullanılamayacağını yazdı.

Yalnızca “şartlı bağış” ibaresi altında toplanan paranın afetzedeye aktarılacağını belirten Bülbül, “Geçmişten bugüne toplanan 37 milyar dolar deprem yardımını yollara, faize ve misafir ağırlama masraflarına harcandığını biliyoruz” dedi.

Namaz öncesi vaazında, Ahbap Derneğini suçlayan imam, iki bağımsız kuruluşun denetlediği yardımın başındakileri hain ilan etmiş, biz de izlemiştik.
Sunucusu, sanatçısı Türkiye Tek Yürek programında görünmek için çırpınmış, araya adam koymuştu ya, biz de prestijli bir iş olarak düşünmüştük.
Oysa AFAD ve Kızılay'a aktarılan parayla ilgili Sayıştay bile soru soramıyormuş. 

Ama İyi Partili Ümit Özlale, 115 milyarlık yardım parası için "Sayın Erdoğan seçimin kaynağı olarak yardım kampanyasını bulmuş olabilir mi” diye sordu.

Türkiye Tek Yürek ile belki de biz fanilere, birbirinden bağımsız gibi görünen unsurların tıpkı kaos teorisinde olduğu gibi aynı yere hizmet edebileceğini gösterdi!