Değerli Katılımcılar,
Sevgili Konuklar,
Uzaktan, yakından gelerek törenimize güç veren seçkin yurttaşlar,
Hepinizi en içten duygularımla esenliyorum.
Var olun, sağ olun.
Bugün, bizi biz yapan en önemli değerimiz olan Türk dilinin bu topraklarda yönetim dili oluşunun 748. yıl dönümü kutluyoruz. Bu büyük olayın gerçekleştiricisi atamız Karamanoğlu’nu, devrimci arkadaşlarıyla birlikte en derin saygılarımızla anıyor, kutlu anılarının sonsuza değin yaşayacağına olan inancımızı bir kez daha dile getiriyoruz.
Türk dili binlerce yıllık geçmişinde pek çok engelleri aştı, büyük bunalımların içinden geçti, eşsiz bir ölüm kalım savaşımından üstün bir başarıyla çıktı.
Dilimize yönelik saldırılar yeryüzünde başka bir dil için söz konusu olmayan ölçüde çetindi.
Gün geldi, Türkçe konuşmak yasaklandı.
Gün geldi, Türkçe yazmak engellendi.
Gün geldi, Türkçe aşağılandı, küçümsendi.
Dilimize başka dillerden bir yığın sözcük dolduruldu. Öz Türkçe sözcükler yerine alıntı sözlerle dilimizin özgünlüğüne ağır vuruşlar yapıldı. Bu vuruşlar gerçekte doğrudan doğruya Türklüğe karşı açılmış bir savaştı. Türk’ün dili kimi içi boş inançlarla başka bir dilin boyunduruğu altına alındı.
Türk’e şöyle denildi:
Senin dilin değersizdir, yetersizdir, yoksuldur. Sen bu dili değil Arap dilini benimsemelisin. Niyesi Arap dili kutsaldır, Tanrı’nın dilidir. Nitekim Tanrı son kutsal iletisini Arap dilinde göndermiştir. Öldüğünde toprak altında Türk diliyle değil Arap diliyle sorgulanacaksın. Diriliş sonrası öbür yaşamda Arap diliyle konuşacaksın. İşte bu nedenlerden ötürü Türk dili geçici ancak Arap dili kalıcıdır. Arap dili sonsuz yaşamın dilidir.
Değerli Katılımcılar,
Sevgili Konuklar,
Yüzyıllarca işte bu türden gerçek dışı sözlerle Türkler dilleri üzerinden aşağılandı. Oysa bunların biri bile doğru değildi. Türkler neredeyse Türkçe konuştukları için utanacak duruma düşürülmek istendi.
Türk diline yüzyıllar içinde binlerce Arapça sözcük dolduran dil satkınları dönüp şöyle dedi:
Görüyorsunuz, Türkçede ne denli çok Arapça sözcük var. Onları dilimizden çıkarsak geriye Türkçe diye bir dil kalmaz.
Oysa bu da doğru değildi. Bu alçakça söylenmiş bir yalandı. Bu satkınca savunulmuş bir düzmecilikti.
Gerçeği söyleyelim:
Türk dili başka bir dile gereksinecek bir dil değildir.
Daha açığı; Türk dili Arapçaya, Farsçaya yanı sıra batı dillerine gereksinim duyan bir dil kesinlikle değildir. Ancak Türklerin çoğu kendi dillerinin gücünden, varsıllığından, enginliğinden bilgisiz durumdadır.
Yönetimde artı toplumsal yaşamda etkin bir bölüm Türkler, öz Türkçe güzelim sözcükler dururken başka dillerin sözcüklerine yöneldi. Türkçe sözcükler unutulmaya bırakıldı. Kimileri, başka dillerden gelme duyulmamış, anlaşılmaz dahası alışılmamış yad sözcüklerle konuşup yazmayı çok bilirlik göstergesi saydı. Böylece bilgiçlik tasladılar. Bu sağlıksız tutum bugün de sürmektedir.
Öte yandan öz diline karşı duyarsız, ilgisiz dahası küçümseyici davrananlar başka dillerin sözcüklerine derin anlamlar yüklediler. Türkçe sözcükleri ise yetersiz, dar anlamlı artı kısıtlı saydılar. Özellikle Arapça, Farsça sözcüklerde büyülü dahası sözde gizemli anlam ardına düştüler. Bu satkınlık apaçık bir biçimde bir aşağılık duygusudur.
Yine gerçeği söyleyelim: Ancak kendisini aşağılık görenler başkalarının dillerine, o dillerin sözcüklerine özenirler. Onlar özgüvensiz öykünmecilerdir. Onlarda ulusal özsaygı yoktur. Onlar dilleriyle kıvanç duymazlar. Onlar Türk oldukları için, Türkçe konuştukları için utanırlar. Onlar gerçekte utanç çukurlarının içine düşmüş acınası kişilerdir.
Değerli Katılımcılar,
Türk diline yönelik çıyanlık, okullarımızda “Arapça Günü” kutlama etkinliklerine değin vardı. Ulaşılmak istenen amaç Arapçayı Türk ülkesinde yönetim dili yapmaktır. Bu, Türkleri yok etme, Türklüğü eritme çabasıdır. Bu, Türklüğe karşı bir soykırım tasarımıdır. Buna kesinlikle geçit vermeyeceğiz.
Alp Er Tunga’dan, İllig Kağan’dan, İlteriş Kutluk Kağan’dan, Tonyukuk’tan, Kaşgarlı’dan, Karamanoğlu’ndan, Ulu Önder Atatürk’ten aldığımız güç, esin artı eşsiz istençle kutlu dil, görklü dil, görkemli dil Türkçeyi savunacağız.
Türkçe özümüzdür, sözümüzdür, övüncümüz, kıvancımızdır.
Türkçe sesimizin özgürlük bayrağıdır. Bu bayrak sonsuza değin dalgalanacak. Onu indirmeye kimsenin gücü yetmeyecek. Bu uğurda atamız İllig Kağan ile İstemi Han gibi başlıya baş eğdirecek, dizliye diz çöktüreceğiz.
Değerli Dinleyiciler,
Sevgili Konuklar,
Saygıdeğer Katılımcılar,
Kuşkusuz en büyük yurtseverlik, en büyük ulusçuluk, en büyük Atatürkçülük, Türk dilini korumak, geliştirmek, yaygınlaştırmaktır.
Bu tümceden yola çıkarak şimdi size, Türk diline ilişkin, belleğinize işlemenizi dilediğim kimi yalın gerçekleri açıklayacağım:
Yeryüzünün en güzel dili Türkçedir.
Yeryüzünün en varsıl dili Türkçedir.
Yeryüzünün en eski dili Türkçedir.
Türkçede, Türkçe olmayan sözcük sayısı öbür dillere göre oldukça azdır.
Öbür dillerde Türkçeden alınma binlerce sözcük vardır.
Arapçada Türkçeden geçme binlerce sözcük vardır.
Son Tanrı iletisi olduğuna inanılan, Arapça yazılmış o yapıtta bile 4 Türkçe sözcük vardır.
En eski yazılı belgeler olan Sümerce yazıtlarda yüzlerce Türkçe sözcük vardır.
Türk dili yeni sözcük üretme olanakları en geniş dildir.
Türk dilinde deyimler artı simgesel anlatımlar öbür dillerle karşılaştırılamayacak denli çoktur.
Bu gerçekleri kanıtlamak benim için işten bile değildir. 35 yıldır tutkulu bir sevi ile üzerinde çalıştığım Türk dili yaşamımı anlamlandıran en önemli değerdir.
Sevgili Dinleyiciler,
Değerli Konuklar,
Türk dili bilim dilidir.
Türk dili yazın dilidir.
Türk dili eğitim dilidir.
Türk dili özel, özgün dahası özgür bir dildir.
Türk dili kut dilidir. Göksel anlamlarla bezelidir.
Türk dili gizemli, büyülü, yüreğe işleyen eşsiz bir ezgi gibidir.
Yaşasın dilimiz!
Yaşasın ulusumuz,
Yaşasın yurdumuz!
Hepinizi en içten duygularımla bir kez daha esenliyorum.
Varlığımız Türk varlığına armağan olsun.
Ne mutlu Türk’üm diyene!