Diamond Tema’nın İslamcılarla yaptığı tartışma sonrasında gündeme gelen Hz. Aişe’nin peygamberle evlenme yaşı üzerine kıymetli ağabeyimiz Rıza Zelyut, köşesinde konuyu irdeleyen yazı neşrederek bu evlilik ve evlilik yaşına yönelik bilgiler kaleme aldı. Rıza ağabey doğal olarak, yani olması gerektiği gibi İslam kaynaklarını referans alarak bu konuyu irdeliyordu…

Bilin bakalım ilk cevap kimden geldi? AKİT veya Yeni Şafak’tan değil; bilemediniz! Yanıt, herbokolog Soner Yalçın’ın Odatv’sinden geliyordu… Üstelik yanıt kendisinden değil, bu sefer vekillerinden geliyordu, namertçe… ”Gazete sahibinin sesidir” Bab-ı Ali kadim sözü, yeniden hortluyordu internet mecrasında… Sözde acayip devrimci arkadaşımız bilge gazeteci Son-Er'in yancısı, Soner'in kitabından alıntılar vererek Rıza ağabeye sözde çakıyordu… Hatta ve hatta “büyüğümüz Soner Efendi bu konuyu kitabında çok güzel gerçekleriyle açıklamıştı” demeye getiriyorlardı…

Medya esnafımız Soner'in, bizim mahalleye satacak-kakalayacak malzemesi tükendiğinden karşı mahalle ile cilveleşmeye başladığını görüyoruz çok şükür, maşallah!

Soner Efendi kitabında neler mi demiş:

Şöyle:

“Altı yaşında bebeğin evlendirilmesi pedofili suçudur.

Kuşkusuz suç ve ceza bireyseldir.”

Bak hele!

Birazdan devamını okuduğunuzda yazısında ender evrensel gerçeklerden birini buyurmuş Türk büyüğü Soner…

Bundan sonra üfürmelerine bismillahsız başlamış:

“Peki… Türkiye'de sübyanların evlendirilmesi ilk kez mi oluyor? Neye dayandırılıyor?

Temel mesele aydınlık İslam'ın, “köylü inanca” bırakılmasından kaynaklanıyor. Az anlayan yanlış anlatmayı sürdürüyor…

Bir kez doğru yoldan sapınca gerçekleri toparlamak zorlaşıyor. Hele… Politik hayatta “inanç rantı” arttıkça, “köylü inancın” serbestlik alanı o derece büyüyor. Ve:

Diyanet'ten siyasi çevrelere kadar herkes medeniyet dini İslam'ın katledilmesini seyrediyor!

Oysa bu kötülüğün/ toplumsal sorunun kaynağını kurutmak gerek. Bunun önceliği samimiyetten, aydınlanmadan geçiyor…

Altı yaşında bir bebeğin evlendirilmesinin kaynağı hurafe çünkü:”

Hurafe öyle mi? Kaynağın ne İslam alimi?

İslam aydınlığı köylülüğe bırakılmış…

Bababababa!

Yavrum Sonercik, din ne zaman “aydınlanmanın kaynağı” oldu anlat öğrenelim! Yahu sen ne kadar pufidik Kemaliste dönüştün?

“İslam tarihinde Hz. Ayşe kadar tartışmaların odağında olan bir başka sahabe yok.

Hz. Muhammet ile kaç yaşında evlendiği bunlardan biri. Kimine göre 6… Kimine göre 9… Kimine göre 15… Kimine göre 18… Kimine göre ise 20…

Hangisi doğru?

Hz. Ayşe kaç yaşındaydı?

 

Resmi olarak belirtilen Hz. Ayşe'nin 614 doğumlu olması imkânsız! (Nedenmiş mümin kardeşim Soner?)

Keza:

Hz. Muhammet'in Hz. Ayşe ile evliliği 622 yılı sonu veya 623 yılı başında Medine'de oldu. Kimine göre 624 evlilik yılı…

Hz. Muhammet ile evlendiğinde Hz. Ayşe'nin yaşı 6 veya 9 nasıl olur?

Ki: Kızı Hz. Fatma ile aynı yaşta olduğu belirtiliyor ki, o halde evlendiğinde Hz. Ayşe'nin yaşı en az 20 olmalı… Vs. Vs.”

(Kaynakları neden sıralanmadı acep ŞOMer kardeş?)

MALA-DAVARA YEDİRİRSİN BUNLARI

Gerisi sayfayı doldurma ıvır-zıvır-kıvırlarından ibaret olduğu için burada kestim…

Peki, Soner Yalçın ulu Türk düşünürünün kaynağı neydi acaba?

Bilemiyoruz!

Köşesinde yer vermemiş ve gerek duymamış… Demek pek güvenilir bulmamış olsa gerek kaynakları… Arkadaş kurnazdır ve kitaplarında bolca intihal yaptığı malumumuzdur… AKP ve muhafazakarlara yanlayacak ya, “ne gerek var…bu güruh ne versek yer yutar” demeye getirmiş meseleyi

Derdimiz İslam’a ve muhafazakârlara hakaret olmadığı için mevzuya konu olan Aişe-Hz. Muhammed evliliğini hem sahabe rivayetlerinden hemi de akademisyenlerin aktardıklarından ilerleyerek aydınlığa kavuşturmak niyetindeyim…

Acı olan şu ki birçok İslam bilim insanı Hz. Aişe peygamber evliliğini eğip bükmenin anlamı olmadığını, bu durumu Arap geleneği ve tarihsel şartlarda değerlendirilmesini gerektiğini zikretmeleri… Yani evliliği ve yaşı onaylıyorlardı… Ama nedendir bilinmez (ben biliyorum) Soner Bey'e bu durum dokunmuş ve AKP’ye selam çakmanın bir aracına dönüşmüş…

Hilal Kaplan, Soner için bir twit atmış ve “Soner Yalçın ve Toygun Atilla katıksız ahlaksızlardır. Eski eşim ahlaken tertemiz bir insandır. Ne dinen bir haram ne de hukuken bir yanlış durum yok. “İnsan olan” mahremiyete saygıyı bilir ama siz insan değilsiniz. Köpeği olduğunuz “Nuh’a da bunu böyle iletin!” demiş ve 50 bin TL tazminat ödemişti…”

Nuh dediği dönemin MİT Basın Müşaviri Nuh Yılmaz idi… Hilal Kaplan boş beleş biri isim değil, dostlar… Derin AKP olarak adlandırılan Pelikancı grubun etkili ismi ve AKP içinden bilgiler alan bir gazeteci kılıklı bacımız söz konusu… Kimin neye hizmet ettiğini hepimizden iyi bildiğine biz kâniyiz…

Ahh işte ahh! Yahu bir 50 bin de bende olsa ve sana içimden geçenleri haykırsam Soner, ahh!

Son not: Dostlar, dostlar! Hz. Aişe ilgili rivayetlerin kaynağı kendisi, kendisi… Halife Muaviye’nin ricası üzerine rivayetleri -ki bunların 2210 olduğu bildirilmekte- bizzat sahabelere kendi ağzından nakletmişti… Hz. Aişe -ki müminlerin annesi- bizzat kendisi “ben arkadaşlarımla oyun oynarken alındım ve bizzat annem tarafından peygambere sunuldum” demekte…

Yahu sizlere ne oluyor kuzum?

Özetlersek: Soner brother, nerede sahih olmayan rivayet var onlardan bir demet hazırlayıp muhafazakâr cenaha paketlemiş… Merakta kalmayın canlar, Soner karşılığını da sektirmeden almıştır!

Gözünün doyduğu günleri görmek dileklerimizle…

 

İSLAM KAYNAKLARI NE DİYOR:

 

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi. Bölüm: Aişe…

“Bi’setin 4. yılında (614) Mekke’de doğdu. Onun daha önce doğduğunu ve dolayısıyla Hz. Peygamber ile evlendiğinde on dört ile on sekiz yaşlarında olduğunu ileri süren bazı çağdaş araştırmacıların (bk. Süleyman Nedvî, V, 12-25; Akkād, s. 39, 59-60) dayandıkları rivayetler sağlam değildir. İbn İshak, Hz. Ebû Bekir’in daveti ile Müslüman olanları sıralarken Hz. Âişe’nin de adını verir ve o sıralarda yaşının küçük olduğunu zikreder. Hz. Âişe’nin, “Ben ebeveynimi bildim bileli onları Müslüman buldum” (Buhârî, “Kefâlet”, 4) ifadesinden kendisinin bi‘set-i nebeviyyeden sonra doğduğu anlaşılmaktadır. Çocukluğu hakkında fazla bilgi yoktur. Hz. Peygamber ile nikâhı hicretten önce Mekke’de kıyılmıştır. Babası Resûl-i Ekrem ile daha önce hicret ettiği için aynı yıl (622) annesi, ağabeyi Abdullah, kız kardeşi Esmâ, Hz. Peygamber’in hanımı Sevde, kızları Fâtıma ve Ümmü Külsûm ile birlikte Medine’ye hicret etti. Önceleri Medine’nin havasına alışamadığı için babası gibi rahatsızlandı. Ancak kısa bir süre sonra sağlığına tekrar kavuştu. Hicretin 2. yılı Şevval ayında (Nisan 624, iki bayram arasında) Hz. Peygamber’le evlendi…”

 

Hz. Âişe’nin Hayatı Ve Şahsiyeti… Prof. Dr. Âdem Apak

“Risâletin 4. yılında (M.614) Mekke’de doğdu. Babası Kureyş’in Teymoğulları kabilesine mensup Hz. Ebû Bekir (ra), annesi Kinâne kabilesinden Ümmü Rûmân bint Âmir b. Uveymir’dir (rah). Hz. Âişe’nin çocukluğu hakkında fazla bir bilgi yoktur. Hz. Peygamber ile nikâhı hicretten önce Mekke’de kıyılmıştır. Babası Rasûl-i Ekrem ile daha önce hicret ettiği için aynı yıl (M.622) annesi, ağabeyi Abdullah, kız kardeşi Esmâ (rah), Hz. Peygamber’in hanımı Sevde (rah), kızları Fâtıma (rah) ve Ümmü Gülsüm (rah) ile birlikte Medine’ye hicret etti. Hicretin 2. yılı Şevval ayında (Nisan 624) Hz. Peygamber’le evlendi.”

T.C. Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı…

Hz. Aişe Ve Peygamber Sonrası Siyasî Hayattaki Rolü. Yüksek Lisans Tezi. Sevde İla…

Nübüvvet’in onuncu senesi M.620’de, hicretten iki yıl önce Mekke’de Hz. Aişe altı veya yedi yaşlarında iken Hz. Peygamberle nikâhlandı. İki sene baba evinde kaldı. Babası, Hz. Peygamber ile önce hicret ettiğinden O aynı yıl annesi Ümmü Rüman, ağabeyi Abdullah, kız kardeşi Esma, Hz. Peygamber’in hanımı Sevde, kızları Fatıma ve Ümmü Gülsüm ile Medine’ye hicret ettiler. Mekke’den gelen Resulullah’ın ev halkı kendi odalarının önünde indi. Hz. Aişe, Hz. Ebu Bekir’in evinde bir müddet ikamet etti. Hz. Ebu Bekir bir gün Resulullah’a “Ya Resulallah ehlinle evlenmekten seni alıkoyan nedir?” diye sordu. Resulullah “mehirdir” diye buyurdu. Bunun üzerine Hz. Ebu Bekir Hz. Peygamber’e ihtiyacı olan mehir parasını ödünç göndermiştir. Bu sebeple geciken düğün hicretten 2 yıl (H.2/ M.624) sonra Bedir savaşı dönüşü Şevval ayında (Nisan 624) oldu. Diğer bir rivayete göre ise Mekke’ye gittikten yedi ay sonra Hz. Peygamberle evlenen Hz. Aişe dokuz yaşlarındaydı. Nikâhı ise gayet sade olmuştur.

Hz. Âişe’nin Hayatı, Şahsiyeti Ve İslâm Tarihindeki Yeri (Doktora Tezi) Ömer Sabuncu…

“Hz. Âişe’den şöyle rivayet edilmektedir: Resûlullah, benimle nübüvvetin 10. senesinde Şevval ayında ve ben altı yaşındayken evlendi. Resûlullah, Rebiulevvel ayının on ikisinde salı günü hicret edip Medine’ye geldi. Hicretin sekizinci ayında Şevval ayında gelin oldum. Benimle gerdeğe girdiğinde dokuz yaşında idim”. (İbn Sa‘d, c. 8, s. 46; Seligsohn, M., “Âişe”, İA, c. 1, s. 229).”

Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Bölümü Hadis Anabilim Dalı. Pro. Dr. Bünyemin Erul.

Hz. Aişe Kaç Yaşında Evlendi? Dokuz Mu? On Dokuz Mu?

"Hz. Peygamber Hz. Aişe ile o yedi yaşındayken nişanlandı, dokuz yaşındayken de -oyuncak kız bebekleri de beraberinde olduğu halde- onunla zifafa girdi. Hz. Peygamber vefat ettiği zaman on sekiz yaşındaydı." Hz. Aişe altı-yedi yaşında nişanlanmış, dokuz yaşında da evlenmiştir. Bazı rivayetlerde, Hz. Aişe'nin' nişan yaşı "altı veya yedi" şeklinde tereddütlü olarak verilirken, bazı rivayetlerde ise nişana hiç değinilmeksizin sadece "dokuz" yaştan söz edilmektedir. Hz. Aişe yedi yaşında nişanlanmış, dokuz veya on yaşında da evlenmiştir. İbn Hişam'ın belirttiğine göre "Resulullah (s), Hz. Ebu Bekir'in kızı Aişe ile o yedi yaşındayken Mekke'de nişanlanmış, dokuz veya on yaşındayken de Medine'de onunla dünya evine girmiştir. Hasuluilah (s) ondan başka bakire ile evlenmemiştir ...

M. Watt ve Nabia Abbott da Hz. Aişe'nin evlendiği zaman on yaşından fazla olmadığını ifade etmektedirler. Hz. Aişe evlendiğinde henüz oyun oynayan bir çocuktu. Kaynaklardaki bazı rivayetlerde ise Hz. Aişe'nin yaşından söz edilmez; ancak onun çeşitli oyunlar veya oyuncaklarla oynayan küçük bir kız çocuğu olduğundan bahsedilmektedir. İbn Sa'd bu hususta şu rivayetleri nakletmiştir: "Rasulullah benimle nişanlandığında ben kızlarla oynamaktaydım ve onun benimle nişan yaptığını bile anlayamadım. Annem elimden tutup, beni evden dışarı çıkarmayınca nişanlandığımı hissettim. Annem haber verinceye kadar da ona sormadım."

"Fudayl b. Merzuk'un, Atiyye'den naklettiğine göre Rasulullah (s) Ebu Bekir'in kızı Aişe'ye henüz o çocuk (sabiyye) iken dünür oldu. Ebu Bekir de "Ey Allah'ın Resulü! Kişi kardeşinin kızıyla evlenir mi?" diye sordu. O'nun "Sen benim dinde kardeşimsin" cevabını vermesi üzerine Hz. Ebu Bekir elli veya elli dirheme yakın değerdeki ev eşyasına mukabil onu Hz. Peygamber'e verdi. Hz. Aişe çocuklarla oynarken, dadısı gelerek elinden tuttu ve onu alıp eve götürdü. Sonra onu giydirip kuşattı yanına da 'bir örtü (hicap) alarak Rasulullah'ın yanına soktu.” “Hâkim ile Heysemi'nin naklettikleri bir haberde ise Hz. Aişe şöyle demektedir: "Cebrail benim suretimi Hz. Peygamber' e gösterip "bu senin eşindir" deyinceye dek o benimle nişanlanmadı. Benimle nişanlandığı zaman ben yenleri olmayan entari giyen küçük bir kız çocuğuydum…Fakat o benimle nişanlanınca küçük olduğum halde Allah bana haya duygusunu verdi. Rasulullah (s)'ın zamanında, onun yanında kızlarla oynardım. Onlar Rasulullah (s)'dan kaçıp saklanırlardı. O da onları bana gönderir, benimle oynarlardı."

Hz. Aişe’ nin daha önce doğduğunu ve dolayısıyla Hz. Peygamber ile evlendiğinde on dört ile on sekiz yaşlarında olduğunu ileri süren bazı çağdaş araştırmacıların dayandıkları rivayetler sağlam değildir. Bkz: Fayda Mustafa, DİA, Aişe maddesi, ll.201…