Ne kadar acı değil mi? Sosyal Demokrat bir partinin belediyesinde yaşananlar…Rant uğruna orta halli bir ailenin malına çökmeye kalkmak ne demek dostlar? Okuduğunuzda hak vereceksiniz ama biraz makarayı geri sarmak gerekiyor… Az daha unutuyordum! Mala çökme soruşturmasının faili belediye bürokratı CHP’li Rıza Akpolat tarafından ödüllendirilerek başkan yardımcılığı görevine getiriliyordu…
Çok şükür bunu da gördük!
Bildik mafya yöntemine özenen kanun dışı bir yapılanma değil, devletin belediyesi üstelik…
Hangi belediye mi?
Tabii ki CHP’li Beşiktaş Belediyesi…
Ne kadar acı değil mi? Sosyal Demokrat bir partinin belediyesinde yaşananlar…Rant uğruna orta halli bir ailenin malına çökmeye kalkmak ne demek oluyor dostlar? Okuduğunuzda hak vereceksiniz ama biraz makarayı geri sarmak gerekiyor… Az daha unutuyordum! Mala çökme soruşturmasının faili belediye bürokratı CHP’li Rıza Akpolat tarafından ödüllendirilerek başkan yardımcılığı görevine getiriliyordu…
Kurtulmak için can attığımız AKP’de bile böyle bir rezilliğe tanık olmamıştık, pes!
Birazdan anlatacağım rezilliği AKP cenahı izlemekle yetiniyor biliniz…
“Bunlar kardeş” diyoruz ama dinleyen yok, pes!
HAK HUKUK ADALET
Gelelim mafya yöntemine özenen Beşiktaş Belediyesi’nin davalara konu olmuş mala çökme hikayesine…
Tarihler 2018 Ocak ayını son günlerini göstermektedir…Sabahın erken saatlerinden Ulus Mahallesi’nde babadan kalma evinde ikamet etmekte olan Şenay Çiftçi’nin müstakil evine Beşiktaş Belediyesi’nden bir ekip gelir…Başlarından Beşiktaş belediyesi Emlak ve İstimlak Müdürlüğü mühendislerinden Mustafa Yıldız olduğu halde ellerinde kazma ve balyozlarla bir ekip gelir ve binanın deprem dayanıklığı hakkında numune almak istediklerini bildirir…Gelen ekip öyle bildiğiniz Karot alma makineleri ile değil, balyoz, kazma ve kürek ile işe başladıkları sırada Şenay Çiftçi, kendilerine engel olmaya çalışır…Kazma kürek takımının tavırları bir belediye personeline değil, mafya hissiyatı yaratmıştır…Şenay Çitçi, telefonuna sarılır ve POLİS 155’i arar…Çiftçi’nin bir girişimi üzerine yıkım ekibi panik yaparak apar topar meskenden kaçarcasına ayrılır… Çiftçi, yaşadıklarının ardından çalışmakta olduğu Beşiktaş Belediyesi’ne başvurarak neler yaşandığını öğrenmeye çalışır…Beşiktaş belediyesi Emlak ve İskan Müdürü Doğan Ender Topçuoğlu ile görüşür ve acı gerçeği öğrenir. Mülkte kiracı olduğunu beyan eden Yaşar Sucu’nun belediyeye “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Kanunu” uyarınca meskenin riskli olup olmadığının tespiti başvurusunda bulunulduğu bilgisiyle şaşkına döner…Uzun yıllardır ikamet ettiği adreste yaşayan Şenay Çiftçi, Beşiktaş Belediyecince babadan kalma mülkünde işgalci olarak gösterilmiştir…
Peki bunların yaşandığı belediyenin patronu kimdi?
Tabii ki CHP…Sosyalist Enternasyonal üyesi, Sosyal Demokrat, Atatürkçü, Demokrasi ve hukuk aşığı parti var ya, işte o parti!
KAYMAKAM KENDİNİ SİPER ETMİŞ
Olaylar nasıl başlıyordu?
Beşiktaş Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğüne 17 Ocak 2018 tarihinde Yaşar Sucu’nun avukatı Ali Gültekin adres tespiti için müracaat ediyor… Yanıt aynı gün verilerek söz konusu adreste Osman Sucu’nun ikamet bilgisi bizzat müdür Doğan Ender Topçuoğlu tarafından doğrulanarak belgelendiriliyor…Oysa, Çiftçi ailesi iki katlı meskende kocası ve çocuklarıyla uzun yıllardır ikamet etmekteydi ve belediyenin bu bilgiye ulaşması çok kolay olmasına rağmen Yaşar Sucu’ya ait olduğunu onaylıyordu…Peki, aynı müdürlük Osman Sucu’nun ikametgâh adresini adrese dayalı nüfus bilgileri sisteminden öğrenemez miydi? Öğrenebilirdi, ancak bunu nasıl olduysa akıl edememişti…Örneğin, Çiftçi’nin suç duyurunda bulunması üzerine savcılık hızlı bir şekilde Yaşar Sucu’nun Beşiktaş Kültür Mahallesi’nde ikamet ettiğini kolayca belirliyordu…Olmadı, basiretin bağlandı diyelim…Kardeşim, bu mülkün emlak vergisini kim veriyor, kim ödüyordu?
Peki, bu evrakta sahtecilik ve görevi kötüye kullanılma davasına neden olan olay neydi? Milyarlık inşaat rantı…Çiftçi, kentsel dönüşüm ile büyük bir ranta karşı tek başına duruyor, evinin de bu kapsama alınmasına direniyordu…Olay adliyeye taşınıyordu ancak bir türlü ilerleme sağlanamıyordu…Örneğin, sahte belgeyi düzenleyen Beşiktaş Belediyesi Emlak ve İskân Müdürü Doğan Ender Topçuoğlu’nun yargılanması için istenilen izin Beşiktaş Kaymakamı tarağından verilmiyordu…Evet, evet!” AKP’nin atadığı Kaymakam, AKP’nin azılı muhalifi CHP’li belediyenin müdürüne yargılanma izni vermiyordu…
NÜFUS MÜDÜRLÜĞÜNE SORMAMIŞ
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim Kuş tarafından hazırlanan son iddianamede: “Cumhuriyet Başsavcılığımızca yapılan soruşturma kapsamında, Eski bir yerleşim yeri olan adresin, Nüfus müdürlüğünden alınacak belge ile belgelendirilmesi mümkün iken adres bilgilerini barındıran belgeyi düzenlemeye yetkili birimi açıkça bypass ederek içinde ikamet eden müştekinin evini kentsel dönüşümde değerlendirme amaçlı hareketle yıkmak için uğraşan Yaşar Sucu' nun vekili aracılığı ile yaptığı başvuruyu olumlu yanıtlayan şüphelinin görevini kötüye kullandığı zira basit bir araştırma ile söz konusu adresin şikayetçi tarafından ikamet olarak kullanıldığının öğrenilmesinin mümkün olduğu Nüfus müdürlüğünden alınması gereken belgenin ,"tapu belgesinde üzerine kayıtlı herhangi bir UYAP Bilişim Sistemindeki bu dokümana bilirsin belgeye rastlanmadığı belirtilerek numarataj belgesinin mülkiyet sahiplerinden herhangi birinin isteği üzerine düzenlenebileceği, gerekçesi ile hızlı bir şekilde düzenlenerek talepte bulunana verilmesinde görevin kötüye kullanımının unsurları bakımından oluştuğu anlaşılmakla Şüphelinin üzerine atılı suçtan yargılaması yapılarak eylemine uyan ve yukarıda açıklanan sevk maddesince cezalandırılmasına karar verilmesi kamu adına talep ve iddia olunur. “
Savcılık kararı ne zaman alınmış? 30 Eylül 2020…Düşünebilir yosunuz? Tam 6 yıldır bir insan mülkünü kurtarmak için savaş veriyor ve gelinen nokta insanın içini acıtıyor!
MAĞDUR BELEDİYE PERSONELİ
Sanık Doğan Ender Topcuoğlu Savunmasında: "Ben karakolda olaya ilişkin beyanda bulundum bu beyanlarım doğrudur tekrar ederim. Ben Beşiktaş Belediyesinde Emlak ve İstimlak Müdürü olarak görevli olduğum tarihte kadastral adrese göre numarataj evrağı düzenlendi. Buda 6306 sayılı yasaya göre riskli yapılarda riskli yapı için kimlerin başvurabileceği, uygulama yönetmeliğinin 2. Fıkrasının a bendinde tanımlanmıştır. Burada öncelikli yapı malikleri kat irtifakı ya da mülkiyeti yoksa arsa maliklerinden birinin isteği üzerine numarataj belgesi düzenlenebilir. Burada arsa üzerindeki yapının tescilli bir yapı değilse yapının tapu kütüğünde “şu kişi tarafından yapılmıştır” diye bir beyan yoksa arsa sahiplerinden birisi bu talepte bulunabilir. Şerh olsaydı şerhi olan başvurabilirdi. Burada görevi kötüye kullanma işlemi yoktur. Evrağın hızlı verilmesinde de bir sakınca yoktur. Bu nedenle Atılı suçlamaları kabul etmiyorum!”
Tamam! Topçuoğlu bu sahte adres olayını çözmüştü çözmesine, ama adres tespiti isteyen ve kendisinin bu adreste ikamet eden Yaşar Sucu hakkında neden bir dava açılmadı diye sorası geliyor insanın! Öyle ya, avukatı durup dururken adres tespiti istemesi mümkün değildi… “Türkiye bir Muz cumhuriyeti” dediğimizde bize darılan dostlara gelsin bu sorumuz…
Daha da acısı ve gerçeği ne biliyor musunuz? Adres tespiti ile malına çökmeye çalışılan Şenay Çiftçi Beşiktaş Belediyesinde yıllardır şef kadrosuna personel…Evet, evet! Personel… Pes diyoruz ve utanmaya davet ediyoruz…
Bitti mi? Biter mi… Sahte evrak olayının müdahillerinden Yaşar Sucu ile evrakı düzenleyen müdür Topçuoğlu, ne tesadüftür ki Giresun Şebinkarahisar nüfusuna kayıtlı…
YÜZKARASI BELEDİYELER
Söz konusu partimiz yıllardır Batı Demokrasisi deyip dursun…Oysa sahada uygulanana bunun tam tersiydi! Partiyi dışardan ama yakında takip edenler sürekli olarak güç dengelerinin el değiştirdiğine tanık oluyordu… Partide liyakat laftan öteye gidemiyordu…
Tarih , yanlış hatırlamıyorsan 1990’lı yılların başıydı…Partinin militanların genç ve idealist biri olarak ilçemizin ve ülkemizin sorunlarına yakından ilgi duyduğumuz yıllardı…PKK tarafından katledildiği öne sürülen İsveç Başbakanı efsane politikacı İsveç Sosyal Demokrasi Partisi’nin Genel Başkanı Olef Palme gündemdeki yerini koruyordu…Çünkü, İsveç Sosyal Demokrat Partisi 40 yıl aralıksız iktidardaydı…Derken, partinin minik mi minik kütüphanesine Palme’nin “Biz Demokrasiyi Zincirlerinden kurtardık” kitabı alınmıştı…Yok canım, yok! Kitap yağmalanmamıştı…Hemen alıp okumamak olmazdı…Bugün Türk Sol’unu değerlendirmek için eşsiz bir eserdir ve bu yola baş koyanların mutlaka okuması gereken bir kitaptı…Hülasa; Palme 40 yıllık aralıksız iktidarın şifresini çok basit bir şekilde izah ediyordu kitabında:” Partimiz ilk olarak yerelde iktidar oldu…Belediyelerde yaptığımız altyapı, spor ve kültürel kazanımlar sonrasında halkımız bizi iktidara taşıdı!”
Formül ne kadar basit değil mi? Yerelde iktidar oluyorsunuz ve ülkeye yönetmeye muktedir olduğunuzu halka inandırıyorsunuz…
Lafın tamamı deliye söylenir…Konu nereye bağlanacak derseniz eğer, derdi olan anlamıştır!
O zamanki CHP, yani SHP, 1989 yılında iktidar partisine ağır bir mağlubiyet yaratarak tüm yurtta yerel iktidara gelmişti…Yaptıkları rezillikler için kalori harcamadan anlatayım ki tam bir rezaletti yönetimleri… 5 yıllık iktidarlarında yan gelip yatarak, rant için birbirleri ezerek koltuklarını kaptırdılar ve İstanbul’da 25 yıl iktidar yüzü göremediler…Son yıllarda bir fırsat daha buldular ancak bunun nedeni yaptıkları hizmetler değil, 20 yıllık AKP ve Recep Tayyip Erdoğan’a duyulan tepkinin tezahürüydü…