Rize’de çay üreticisi, çayını satacak yer bulamadığı için yakarken Rizeli Tayyip Erdoğan buraya gidip iki şey söyledi:

-Rize’ye büyük bir cami yapalım.

-Karabağ’a, Libya’ya girdiğimiz gibi İsrail’e de gireriz…

Rize’nin derdi ne Erdoğan’ın derdi ne?

Daha büyük cami diyerek, insanları camiye doldurup beyinlerini yıkadığını, camide parti militanı yetiştirdiğini itiraf ediyor aslında.

Dini, dibine kadar sömüren bir zihniyet işte bu…

***

Asıl rezalet İsrail’e girmek palavrası…

Önce iki konuyu açıklayalım: Karabağ’a Türkiye girmedi, Azerbaycan ordusu girdi; Türkiye SİHA verdi ve askeri eğitimde destek oldu o kadar.

Asıl önemlisi de Azerbaycan’ın Karabağ’a girmesine Rusya’nın izin vermesidir. Ermenistan Rusya’dan uzaklaşıp ABD’ye yelken açınca, Putin bunları cezalandırmak için Azerbaycan’ın saldırısına ses çıkarmadı. Yani, bu işte Erdoğan etkisiz elemandı.

Ya Libya’ya girmek… Türkiye, Libya’ya girmedi… Libya’ya NATO girdi ve orayı aylarca bombaladı. Sonunda Erdoğan’ın da desteklediği NATO güçleri yasal Libya devletini yıktılar ve Devlet Başkanı Muammer Kaddafi’yi vahşice katlettirdiler.

Çünkü, 1974 yılında Kıbrıs çıkarmamızdan sonra ABD ve AB Türkiye’ye şiddetli boykot uygularken o Kaddafi, İslam kardeşliği adına Türkiye’ye hem petrol hem dolar yardımı yapıp rahat nefes almamızı sağlamıştı.

Amerika, bunun intikamını aldı.

İşte Erdoğan, Müslüman kimlikli böyle bir dost devlet adamını katlettiren operasyonla övünüyor… Ve Rize’de cami üstünden Müslümanlık satıyor…

ABD İLE SAVAŞACAKMIŞ

Dikkat edin: Tayyip Erdoğan ve yakın çevresi Mekke ve Medine gibi bunların kutsal saydığı kentlere değil Wshington, New York gibi ABD kentlerine yatırım yapıyorlar. Bilal Erdoğan, TÜRGEV gibi ENSAR Vakfı gibi yönettiği vakıfları kullanarak ABD’ye villalar, süper lüks rezidanslar diktiriyor.

Buna karşın Erdoğan İsrail ile savaşacakmış…

En trajikomik söz budur: İsrail’e de gireriz…

Giremezsin arkadaş… İsrail’in arkasında ABD var; Avrupa var… İsrail’le savaş, ABD ile savaştır; buna da gücün yetmez…

Çünkü, sen ABD’nin kapısında 40 yıl öncesinin uçağı F-16 alabilmek için yıllardır bekletiliyorsun. Tankın, 2. Dünya Savaşı teknolojisinden kalma. Kullandığın roketlerin menzili ABD roketlerinin yarısı kadar… Senin yanına yaklaşmadan vurup indirir uçaklarını…

6. Filo ile savaşacak donanman mı var Akdeniz’de?

Çok daha önemlisi ekonomin…

Ülkeyi çökertmişsin… Hazinen bomboş… 500 milyar dolar borç takmışsın. Bir çatışmada ihracatın çöker, ülke iflas eder..

Yani, Erdoğan’ın İsrail’e gireriz sözü boş bir siyasi propagandadan ibarettir. 14 senedir İsrail’e bağırıp çağırır ama hiçbir şey yapamaz…

***

Mavi Marmara katliamını anımsayın!

İsrail’e verip veriştirdi, dincileri tahrik etti; AKP ile ilişkili IHH İnsan Yardım Örgütü, satın aldığı Mavi Marmara yolcu gemisine doldurduğu militanlarıyla Gazze seferine çıktı. Yolda İsrail komandoları bu gemiyi basıp 10 IHH’liyi öldürdü.

Erdoğan, İsrail’le ilişkileri yumuşatınca bu katliamı hatırlatanlara 2016’da şöyle çıkışmıştı: “Oraya giderken başbakana (bana) mı sordunuz?”

***

Katil dediği Suudi Arabistan Prensi Muhammed bin Selman’ın ayağına giden…

Darbeci, katil diye suçladığı Sisi’nin ayağına giden…

Katil diye suçladığı Beşşar Esat’la görüşmek için araya kim varsa sokan Tayyip Erdoğan, katil dediği Netenyahu ile de bir yıl sonra görüşürse şaşırır mıyım?

Ben de şaşırmam, ona hâlâ oy verenler de şaşırmaz…