Sol ve İslam arasındaki ilişki, düşün evrenimizin en önemli alanlarından birini oluşturuyor. Sol ve İslam’ı birbirine karşıt ideolojiler gibi gören baskın ve egemen yaklaşımlar olmakla birlikte aslında İslam’ın da genel anlamda sol yelpaze içinde değerlendirilmesi gerektiğini ileri süren düşünsel çözümlemecilerin varlığı yadsınamaz sayıdadır. Bu bağlamda sol ve İslam’ın ilintilendirilmesi zemininde teşekkül eden İslamî sol diyebileceğimiz politik deneyimler üzerine çokça değerlendirmeler yapılmaktadır. Kimileri bu durumu Marksizm’in modern İslamî düşünceyi etkilemesi olarak görmektedir. Kimileri ise sol içeriğin İslam’ın özgün kimliğinde zaten var olduğunu savunmaktadır.
Sol düşünceye ilişkin İslamî manada geliştirilen özgün yorumlardan biri de İran İslam Devrimi’nin önemli isimlerinden Ayetullah Seyyid Mahmut Ellayi Taleganî’ye aittir.
Taleganî 4 Mart 1911 doğumludur. İslamî ilimlere vakıf bir ailede dünyaya gelen Taleganî, eğitsel yaşamını dinsel ağırlıklı olarak sürdürüp tamamladı.
1938 tarihinde 27 yaşında iken dinsel dersler, cami ve medreselerde vaazlar vermek amacıyla gittiği Tahran’da bir yıl sonra 1939’da, rejime muhalefetinden ötürü tutuklanır. 1957 tarihindeki direniş hareketine de önderlik eden Taleganî, 1961 yılında Mehdi Bazergân, Dr. Ali Şeriatî, Yadullah Sahabî, Dr. Mustafa Çemran Sawecî gibi isimlerle birlikte İran Özgürlük Hareketi adlı devinimi kurar.
5 Haziran 1963 tarihindeki 15 Hordad Kıyamı olarak bilinen hadise nedeniyle tutuklanan ve 15 yıl cezaevinde kalan Ayetullah Seyyid Mahmut Ellayi Taleganî, Humeynî’nin 14 yıllık sürgün yaşamından sonra, 1 Şubat 1979’da İran’a muzaffer olarak dönmesine değin devrim hareketinin ve halk ayaklanmasının İran içindeki önderliğini yapan kişi idi. Halk ona İslam Devrimi’nin Babası adını vermişti.
Taleganî, Cuma namazı imamlığı yaptı. Ancak bu görevi devrimden 6 hafta sonra sona erdi. Zira Taleganî bu tarihte yani 9 Eylül 1979’da öldü.
İslam dünyasının XX. yüzyıldaki en önemli düşünürlerinden biri olan Taleganî’nin düşünceleri ve siyasal çizgisi, Batı dünyası tarafından İslamî Sosyalizm olarak nitelendirilmiştir. Ancak Taleganî’nin fikirleri, aslında sosyal adaletçi olarak nitelenmeyi daha çok hak ediyor.
Taleganî, düşünceleriyle yoksul halk kesimleri arasında çok sevilen biri olduğu kadar İran Sol’unu da derinden etkilemiştir. Taleganî’nin etkisi İran dışına da taşmıştır. Özellikle “İslam ve Mülkiyet” adlı yapıtı İslam Dünyasında da büyük yankılar meydana getirmiştir.
Taleganî’nin fikirleri İslam ülkelerindeki egemen güçlerce yani iktidara sahip olan yahut onlarla yoğun bir çıkar ilişkisi içerisinde olan kesimler tarafından değil yoksul çevreler tarafından benimsenmiştir.
Taleganî’nin “İslam ve Mülkiyet” adlı kitabı İslam’ın sol yorumu açısından çok önemli bir başvuru kaynağı olma hüviyetini sürdürmektedir. Gelecekte de bu bağlamdaki işlevini devam ettireceğe benziyor.