“Günaydın arkadaş!”
Uygar insanların böyle selamlaşmasını cahiliye geleneği gibi gösteren bir cahiliye kalıntısı var.
Millete, “Günaydın demeyin, selamün aleykum deyin” diye baskı yapıyor. Bunu da Müslümanlığın kuralı gibi gösteriyor.
Birinci Cahiliye Dönemi: Hz. Muhammet öncesi Arap toplumu…
İkinci Cahiliye Dönemi: AKP dönemi Türkiyesi…
Bu dönemdeki dinciler; o kadar cahil ki… Bu dincilerin en bilgilisi olan Diyanet Reisi bile, “Selamun aleykum”un Yahudi geleneği olduğunu bilmiyor. Selâmün aleyküm ya da çoğunlukla kullanılan biçimiyle esselamu aleykum Müslüman işi değildir. Esselamu aleykum selamı, İslam’dan çok daha eskidir ve Yahudi geleneğidir. Günümüzde Aşkenizi Yahudileri halen “Şalom aleyhem!” diye selamlaşmaktadırlar.
İslam dinini getiren Hz. Muhammet dar düşünmediği için Yahudilerin işe yarar bulduğu geleneklerini de alıp İslam içine sokmuş. Çünkü o sıralarda Yahudiler daha gelişmiş ve bilgili toplum olarak göçebe Araplardan ileride idiler. Yani selamun aleykum sözü aslında Cahiliye’den İslam’a sokulan bir gelenektir.
Hac töreni ve Hac ziyareti de böyledir. Bunun bilgilerine ulaşmak isteyenler, bizim TÜRK ALEVİLİĞİ isimli kitabımıza bakabilir. Bu iddiamızı yalanlayabilecek bir Diyanet uleması var ise ortaya çıksın da görelim…
CEHALETE ÖVGÜ
Türkiye, 2002 sonunda AKP yönetiminin eline geçince, tarihteki “İkinci Cahiliye Dönemi” başladı. Bu iktidarı destekleyen ve hatta prof. unvanı taşıyan zat-ı cahilanlar, cehalete övgü yağdırdılar. Sebahattin Zaim Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bülent Arı, "Ben daha çok cahil ve okumamış tahsilsiz kesimin ferasetine (anlayış-sezgi) güveniyorum bu ülkede. Yani ülkeyi ayakta tutacak olanlar, okumamış, hatta ilkokul bile okumamış, üniversite okumamış cahil halktır” diyebilmişti.
Dönemin 2. Cahiliye Dönemi olduğunu gösteren bu olay devam etmiş; Cumhurbaşkanı Erdoğan bu cahilsever kişiyi YÖK Denetleme Kurulu Üyesi yapmıştı. İşte Türkiye’deki üniversiteleri bu kafalar yönetecekti.
Elbette ki AKP iktidarında cehalet sokaktan üniversitelere sıçradı. Sakarya Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu, katıldığı bir konferansta Google’ı ilk icat edenin ve kullananın Sultan Abdülhamid olduğunu söyledi.
İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Yavuz Örnek, Nuh Tufanı esnasında Nuh Peygamber’in kendisine inanmayarak gemiye binmeyen oğlunu ikna etmek için cep telefonuyla görüştüğünü savundu.
Ve bütün bu kişilerin bağlı olduğu siyasi organizasyonun baş yöneticisi Tayyip Erdoğan, geçen hafta, "Avrupa, ABD'nin haline bakın. Oralarda sefalet diz boyu" diyebildi.
Halbuki Avrupa ve ABD’de vatandaşın geliri Türkiye’nin en az beş katı. Daha acısı da şu: Erdoğan’ın temsil ettiği dinci zihniyetin yönettiği İslam dünyası baştan başa cehalet ve sefalet içinde. Buralarda yaşayan Müslümanlar, Erdoğan’ın kötülediği Avrupa ve Amerika’ya girebilmek için ölümü bile göze alıyorlar; denizlerde boğuluyor; uçak tekerlerinde can veriyorlar.
Gerçek bu iken, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş gibi tipler halkı kandırmak için din üstünden her türlü yalanı yayıyorlar. İslam Dünyası bu yobazlar yüzünden batarken, din adamları tabakası Avrupa ve ABD’yi kötüleyerek çöküşü gizlemeye çalışıyorlar.
ERDOĞAN’IN MEGAFONU
AKP Lideri Erdoğan’ın megafonu gibi konuşan Ali Erbaş’ın derdi belli: Hedef, Türk halkını dinsel duygularından yakalayarak AKP’nin oy kölesi haline getirmek. Bunun için devletimizi kuran Mustafa Kemal’e bile küfreden Ali Erbaş’ı Cumhurbaşkanı Erdoğan 4 yıl daha Diyanet’in başına oturttu. Erdoğan,açıktan açığa söyleyemediklerini bu adama söyleterek iktidarını ayakta tutmaya uğraşıyor. Gerçekten de eğitimsiz kitleler büyük ölçüde AKP’ye oy verdi, veriyor. Ama koşullar şiddetle değişti. Cehalete övgü dizenlerin, cehaleti yayarak oy toplamaya kalkışanların sonu hüsran…
2. Cahiliye Dönemi’nin baş aktörleri çırpındıkça batıyorlar. İktidardan düştüklerinde verecekleri hesap her gün artıyor…