Bildiğiniz üzere 31 Mart 2024 tarihinde yapılan yerel seçimlerde belediyelerin büyük bölümünü CHP kazandı. CHP uzunca bir zamandır böylesi bir başarı gösterememişti. AKP’nin 20 yılı aşan yıkımının ardından Türkiye’yi yeniden kurma görevi tıpkı 100 yıl önce olduğu gibi yine CHP’ye verildi.
Görünen o ki AKP, belediyeleri adeta sömürmüş. Zira yeni başkanların önceki döneme ilişkin yayımladığı borç listesi inanılmaz boyutlarda. Peki, AKP ne yapmış olabilir o paralarla?
Yanıt belli…
Tarikat ve cemaatleri besledi.
Yandaşlarını semirtti.
Akraba kayırmacılığının dibini sıyırdı.
Ama öbür yanda halk yoksulluk içinde yiyecek ekmeye muhtaç duruma düştü.
Yolsuzluk, yoksulluk ve kayırmacılık aldı yürüdü. Ülke kaynakları birilerine peşkeş çekildi.
Cumhuriyetin ekonomik kazanımları olan iktisadi kuruluşlar, haraç mezat satılıp elde edilen kaynaklarla saraylar yapıldı, lüks araçlar satın alındı. Binlerce yandaşa ballı maaşlar bağlandı.
AKP ülke ve halk yararına hiçbir şey yapmadı. Zira AKP’nin ideolojik zemininin dayandığı siyasal İslamcılık, Türkiye’yi “darülharp” görüyordu. Dolayısıyla Türkiye’nin kaynakları ganimet sayıldı.
Ülke talan edildi.
Ne üzücü ki bu süreç sona ermiş değil. Ülkeyi hala AKP yönetiyor.
AKP talana devam ediyor. Fetihçi ve ganimetçi anlayış, yoksul Anadolu’nun iliklerini emiyor.
Öyle anlaşılıyor ki bu durum birkaç yıl daha sürecek.
2028’de yapılması tasarlanan genel seçimlere değin AKP’nin sömürü politikası bütün acımasızlığıyla devam edecek.
Bu arada şunu belirtelim; önceki dönemde de CHP’de olan belediyelerin büyük bir bölümü yeniden kazanıldı. Demek ki CHP iyi belediyecilik sergilemiş.
Hatay dışında önceden de CHP’de olan büyükşehirlerin tümü yine CHP’de.
İller açısından da durum farklı değil. CHP’nin yitirdiği il belediyesi olarak yalnızca Kırklareli var.
İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Mersin, Antalya, Aydın, Eskişehir, Tekirdağ, Muğla, Bolu, Kırşehir, Edirne, Çanakkale, Sinop, Artvin, Ardahan, Burdur belediyelerinin yeniden kazanılması, halkın yönetimden memnun olduğunu çok net bir biçimde gösteriyor.
Sözgelimi Ankara’da Mansur Yavaş’ın en yakın rakibine 30 puanı aşkın fark atması, olağanüstü bir başarı olduğu gibi halkın memnuniyetini göstermesi açısından da eşsiz bir sonuçtur.
Hatay’da ise CHP’ye büyük bir tuzak kuruldu. Ne üzücü ki CHP kendisi için hazırlanan tuzağa düştü. Sn. Lütfü Savaş’ın ardında durma konusunda ikilem yaşadı. Oysa en başından Lütfü Savaş son derece kararlı bir biçimde desteklenmeliydi. CHP genel merkezinin inanılmaz bir biçimde ikileme düşmesi ve kararsızlık yaşaması Hatay’ın yitirilmesine yol açtı.
Peki, 2028’e değin CHP’li belediyeler ne yapmalı?
Seçimin üzerinden geçen 3 haftalık süreçte neler oldu?
Terör örgütü ile yürütülen sözde demokratikleşme ve açılım süreci sırasında kimi devlet kurumlarının tabelalarından T.C. yazısı silinmişti. İddia o ki bunu terör örgütü istemişti.
İşte CHP’li belediyeler sökülen o T.C. yazılarını yeniden yerine koydu.
Belediye binalarına dev Türk bayrakları ve Atatürk resimleri asıldı.
Bir de yabancı yazıyla yazılmış tabelalar kaldırılıp yabancılara ait ruhsatsız işyerleri kapatıldı.
Bu yapılanlar yeni döneme ilişkin iyi bir başlangıç yapıldığını gösteriyor.
Ama sanırım bu noktada en önemli iş nasıl bir yıkıntı devralındığının gözler önüne serilmesiydi. Bu bağlamda belediye binalarına asılan borç listeleri toplumun belleğine kazındı. AKP döneminde yapılan kimi belediye binalarında nasıl bir israf ve şatafat içinde olunduğu kamuoyuna gösterildi.
AKP belediyeciliği denilen şeyin aslında bir sömürü çalışması olduğu bir kez daha teşhis edildi.
CHP’nin elinde şimdi büyük bir fırsat var.
Yerelde yakaladığı başarıyı genele taşımak ve AKP iktidarına son vermek.
Belediyeler iyi yönetilirse halk genel iktidarı da CHP’ye verme konusunda hiç tereddüt etmeyecektir.
Hadi bakalım.
Başarı dileklerimizle…