Milletvekili listeleri açıklandıktan sonra yaşanan tartışmalara bir bakın: Millet İttifakı’nın ana gücü olan CHP cephesi yine karıştı.

Görünürde CHP’ye destek olmak iddiasındaki TV kanallarında bile seçmenin moralini bozacak yayınlar aldı başını gitti. Tele 1’deki 18 Dakika Programı’nda Prof. Emre Kongar, Altılı Masa’nın diğer üyelerini aşağılayarak o taraftan bu tarafa gelebilecek AKP’li seçmeni tahrik etti. Deva Partisi, Gelecek Partisi, Saadet Partisi, Demokrat Parti bu siyasal bilimci profesöre göre hiç de önemli değil. Bunların yüzde yarım veya yüzde birlik oylarına göre kendilerine çok fazla sandalye verilmişmiş. Bunlar tek başlarına bir hiçmişler…

Doğru gibi gözüken bu yorum, özünde Cumhurculara yarıyor. Altılı Masa’daki o partileri küçümseyerek onlara umut bağlayan, orada bir gelecek gören sağ eğilimli seçmeni ürkütüyorsunuz. Dolaylı olarak da “Buraya gelmeyin!” mesajı veriyorsun. Üstüne üstlük de ittifak üyeleri arasına nifak sokuyorsun.

Neyse ki olaya daha stratejik bakan Merdan Yanardağ açıklamalarıyla bu yanlış ve yıpratıcı yorumları budadı, düzeltti.

Hele bir de Sadullah Ergin olayı patlak verince değmeyin gitsin… “CHP bunu yapamazmış… Bu yolla Millet İttifakı içinde yeni bir AKP örgütleniyormuş” gibi akılla, mantıkla bağlantısı kalmamış uçuk sözler dolaştı havalarda.

Sayın Kongar’ın iyi niyetinden asla kuşku duymam. Ama yorumlarının çok duygusal ve subjektif olduğu ortada. Bir kez Millet İttifakı’nın iktidarda nasıl bir siyaset izleyeceği çok önceden saptandı ve karara bağlandı. Deva Partisi’nin kendisi bile bu çizginin dışında talepte bulunamayacakken oradan bir milletvekili mi çökertecek Türkiye’yi?

Üstüne üstlük çocuksu bir yaklaşımla Sadullah Ergin’in geçmişine takılıp kalıyor CHP’ci yorumcular. “Vay efendim şunu yaptı, bunu yaptı!”

Evet o dönemde yaptıkları yanlıştı. Evet, hem Sayın Babacan hem Sayın Davutoğlu, şu an seçilmiş diktatöre dönen Tayyip Erdoğan’ın has adamlarıydılar.
Amma velakin… Bu insanlar oradaki yanlışı gördüler, o cepheden koptular ve CHP ile bir ittifak kurdular.

İşte asıl önemli olan budur. Bu ittifak çok değerli bir ittifaktır. Çünkü bu yolla Erdoğan’ın yenilmez cephesi delinmiştir. Ve yine bu ittifak sayesinde 14 Mayıs’ta Erdoğan ve özel örgütü AKP tarihi bir yenilgi yaşayacaktır.

Gerçekçi olun bilgin arkadaşlarımız, gerçekçi…

Bu zaferi CHP tek başına kazanamaz. Oy oranı yüzde 27-28 bandında gözüküyor. Ne yazık ki AKP halen yüzde 30’un üstünde… Şimdi ona Babacan’ın, Davutoğlu’nun, Karamollaoğlu’nun da destek verdiğini, eski cephenin sürdüğünü düşünün… Sayın Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanma şansı kalır mı?

İşte karşı cepheyi parçalayarak yeni bir demokrasi cephesi yaratan Kılıçdaroğlu’nun bu büyük operasyonunu alkışlamak gerekirken Sadullah Ergin üstünden ona vurmak; kusura bakmayın ama Saray’a yarıyor.

Haaa, eleştirmeyecek miyiz? Elbette eleştireceğiz… Masa’nın sol ayağının olmadığını biliyoruz ama şimdilik susuyoruz. Laiklikle ve Atatürk’le ilgili duyarsız gözüken tavırları da biliyoruz. Ama bunlar yaşadığımız büyük tehdit, Afganistanlaşma tehdidi karşısında şimdilik sineye çekilebilecek konulardır.
Siyasal dinci Erdoğan diktatörlüğünü sandıkta devirelim; sonra yeni dönemde hiç çekinmeden eleştirilerde bulunuruz.

İYİ PARTİ NEREDE?
Diğer bir sorun da İyi Parti ile yaşanan gerilim ve bu gerilimin seçmene yansıması… Bu partiyi küçümseyerek, “Masadan kalkıp derslerini aldılar!” demek Kılıçdaroğlu’na mı yoksa Tayyip Erdoğan’a mı yarar? İyi parti seçmeni bu horlanmayı sineye çeker mi? En azından bir kısmı sandığa gitmezse veya Muharrem İnce’ye oy verirse CHP’ci bilge yorumcular mutlu olurlar mı?

Benim Sayın Kılıçdaroğlu’na acil önerim şudur: Mutlaka ve mutlaka Sayın Akşener ile birlikte miting yapmalı. İyi Parti Lideri onore edilerek o seçmenin gönlü kazanılmalı. Ve yine Sayın Akşener’den seçmene yönelik belirli mesajlar vermesi istenmeli.

Uyarıyorum: İyi Parti seçmeninin bir kısmında biraz kırgınlık oluşmuş gibi. Bu gedik derhal kapatılmalıdır. Bunu da Sayın Akşener’in Sayın Kılıçdaroğlu ile ilgili sıcak mesajlar vermesi onaracaktır.
***
Bir de HDP seçmeni var… Haber verelim ki Erdoğan yeni bir Kürt açılımı yapacağı yolunda birilerine mesajlar iletiyor. HDP tarafı da buna teşne gibi… ABD derin devletiyle ilişkisi olan Cengiz Çandar ile Hasan Cemal gibi tiplerin seçilecek yerlerden milletvekili adayı yapılması bunun işareti bence… Araştırmacı yazar Merdan Yanardağ, Birgün Gazetesi’nde bu isimlerin siyasal kimliğini teşhir eden önemli bir yazı yazdı. (https://www.birgun.net/makale/liberallerin-dansi-ve-kurt-hareketi-428214)

Sayın Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarının Kürt kökenli seçmenlerle de yakından ilgilenmeleri gerekiyor. Bildik suçlamalara da aldırmamak gerek. Milletin derdi terör değil ekmek artık. Erdoğan teröre karşı olsaydı, Türkiye’nin gördüğü en vahşi terör örgütü Hizbullah’ın uzantısı Hüda-Par ile seçim ittifakı yapmazdı. MHP Lideri Devlet Bahçeli, Türk bayrağına bile karşı olan bu zihniyetle yan yana geliyorsa Kılıçdaroğlu neden laik Kürt seçmenle birlikte yol yürümesin?

CHP Lideri, bulunduğu cepheyi ne kadar genişletir ve ne kadar güçlendirirse Erdoğan’ın yenilgisi o kadar ağır ve acıklı olacaktır.