Bilmem hiç fark ettiniz mi? Neredeyse bütün TV kanallarında  çok sık rastladığımız  bir konuyu  anımsatmak isterim.

Televizyon kanallarında anlatılan veya tartışılan herhangi bir konu içerisinde eğer “alkol” ve alkollü içeceğe ait bir sözcük veya bir benzetme  geçiyorsa, o programı yöneten muhterem hemen paniğe ve hatta korkuya kapılıp, “ama biliyorsunuz alkol sağlığa zararlıdır, değil mi?” biçiminde uyarıda bulunduğu gibi,  o programa katılanlardan da onay almayı  ihmal etmiyordu.

Televizyon kanallarında işlenen konu bilimsel nitelik taşısa, hatta konusu itibariyle alkolün ve alkollü içkilerin tarihi sürecini anlatan bir program olsa bile,  o tehlikeli ve mel’un sözcüğün kullanılması zinhar yasaktır. Zira alkol  sözcüğünün kazara da olsa sarfedilmesi, RTÜK denilen silahla en ağır biçimde cezaların verilmesini de beraberinde getirebilmektedir.     

Yine TV kanallarının  çoğunda yer alan diziler ve sinema filmlerinde oluk oluk akan kanlara, silahlara, toplara ve tüfeklere göz yuman, bu yapımları neredeyse özendiren RTÜK, söz konusu alkol veya alkollü bir içki olunca celallenebiliyor ve o bilinen silahını çekmekten geri durmuyordu.

Birçok dizi ve sinema filmlerinde kafa, kol ve bacakları kesilip doğranan insanların görüntülerine seyirci kalıp, bu görüntülerden sadistçe zevk alanlar, ekranda gözüken bir içki kadehini buzlama gayretlerine ise gülelim mi, yoksa ağlayalım mı varın buna sizler karar verin.

Adına ister etil alkol, ister gıda alkolü denilen bu üründen yapılan çeşitli içeceklerin dengeli ve ölçülü tüketilmesi halinde, insan sağlığı açısından herhangi bir tehdit oluşturmadığını, üstüne basa basa  ifade etmek isterim.

Alkollü bir içkinin kontrollü ve tüketilebilecek sınırı aşmayacak  ölçülerde kullanılmasının, insan sağlığına zarar vermesi bir tarafa,  bazı yararları da içermiş olduğu, sayısız bilimsel çalışmalarla da kanıtlanmıştır.

Daha iyi anlayıp anlatabilmek için, bu konuyu bir de geleneksel içkimiz olan “rakı” üzerinden  değerlendirelim isterseniz.

Rakı, sonuçta bir alkollü içecektir. Bu içkinin de gereğinden fazla  miktarda  tüketilmesinin, insan sağlığı açısından bazı olumsuz sonuçlar doğurabileceği unutulmamalıdır. Ancak normal kabul edilen ölçülerde içilen iyi vasıftaki bir  rakının, sağlık yönünden herhangi bir risk taşımadığı, dahası kısmen bazı yararlar da  sağladığı tıbben kanıtlanmıştır. İşte bu sonucu haklı kılan bilimsel araştırmalardan birkaçı;

Kansas Üniversitesi  öğretim görevlilerinden Prof. Dr. Edmond Rıche, rakıyla ilgili yapmış olduğu araştırmaların sonucunda bakın ne gibi saptamalarda  bulunmuştur.

Prof. Rıche, üzüm suyu ve anason birleşmesinin insan sağlığına  olağanüstü olumlu etkiler yarattığını  ifade eder. Prof. Rıche gibi Manchester Üniversitesi Biokimya öğretim üyesi  Prof. Dr. Sir Alex Harley de aynı görüşü paylaşmakla beraber, bir veya en çok 3 duble rakı içildiğinde, pekçok yararlı fonksiyonların insan organizması içinde  somut olarak ortaya çıktığına işaret eder. Yani dengeli ölçülerde tüketilen rakıyla, damarların açılacağını, tansiyonun normal düzeyde seyredeceğini,  karaciğerin düzenli  çalışmasına yardımcı olacağını, çağımızın hastalığı olan stresin  yok denecek düzeye ineceğini ve mutluluk duygusunu güçlendireceğini ifade eder.

Rakıyı bir anlamda yararlı kılan en önemli unsur, hiç kuşkusuz içeriğinde bulunan anasonun varlığıdır. Anason, birçok hastalıkların giderilmesinde kullanılan bir bitki olduğu, asırlardan bu yana kanıtlanmıştır. Tıp insanlarının ortak görüşü, bir veya 2 duble içilen  rakının insan sağlığına olumlu etkiler yaptığı, üçüncü dublenin ise, sağlığa yapmış olduğu etkileri nötr hale getirdiğini, dördüncü dubleden sonra ise, alkolün zararlarının ön plana çıktığını gösterir.

14 Ağustos 2020  tarihinde American Collage of Cardiology’de yayınlanan bir araştırmada, az miktarda tüketilen  bir alkollü içkinin, ölüm riskini azalttığı,  tersine  fazla alınan alkollü içkinin ise, ölüm oranlarını arttırdığına işaret eder.

ABD'de 1997 -  2009 yılları arasında yapılan ve 333 bin  kişinin katıldığı bir araştırmada, alkol tüketimi ile ölüm riski arasındaki ilişkiler ortaya konulmuştur. Araştırmaya katılanların alkol tüketim durumları ve kullanım biçimleri,  6 farklı kategoride takip edilmiştir.

İlk 3 kategoride bulunanlar, yaşamları boyunca  hiç alkollü içki almamış, zaman zaman kullanmış ve eskiden tüketmiş kişilerden oluşturulmuştur.

Diğer 3 kategoridekiler ise, aktif içki içenlerden meydana gelmiş ve içtikleri standart miktardaki alkol tüketimine göre  kıyaslanmışlardır. Buna göre diğer grupta haftada 3 seferden az içenler için AZ İÇENLER  olarak, haftada 3 – 14 kez içen erkekler ve haftada 7 kezden az içen kadınlar ILIMLI İÇENLER olarak, haftada 14 den fazla içen erkek ve 7 den fazla içen kadınlar ise, AĞIR İÇENLER olarak kategorize edilmiştir.

Araştırmanın sonucunda, ağır içen erkeklerde genel yaşam kaybı riski % 25 artış ve sadece kansere bağlı yaşam kaybı risklerinde de % 67 lik bir artış saptanmıştır.

Ilımlı ölçülerde içki içen erkek ve kadınlarda , sırasıyla tüm nedenlere bağlı yaşam kaybı riskinde %13 ile % 25 azalma , kardiyovesküler hastalıklardan yaşam kaybı risklerinde de % 21 ile % 34 arasında azalmalar saptanmıştır.

Her iki cinsiyette hafif oranda alkollü içki tüketiminde de, ılımlı ölçülerde içki içenlere benzer bulgulara rastlanılmıştır.

Özetle bütün bu araştırmalar ve saptamalar bize gösteriyor ki, ölçülü ve dengeli alkollü içki kullanımının, insan sağlığına bırakın zarar vermeyi, aksine yarar sağladığını kanıtlamıştır. Buna karşılık yaşları ve cinsiyetleri ne olursa olsun, fazla tüketilen, örneğin 3 kadeh ve daha fazla içilen alkollü içkilerin, kalp, damar ve karaciğer hastalıklarına davetiye çıkartabileceği unutulmamalıdır.

O halde;

Bir kadeh yarar,

İki kadeh karar,

Üç kadeh zarar

 

Sağlıcakla kalın.