Değerli Okurlarım,
ABD başkanlık seçimlerini izleyen günlerde, Trump’ın, dünyada ve ülkemiz medyasında yayımlanan Gazze açıklamaları büyük yankı yarattı.
Nasıl bir beyin bu? Ne insan hakları ne uluslararası hukuk umurunda.
Konu üzerine araştırmalarımı bu yazıda derledim.
4 Şubat 2025’te ABD'yi BM İnsan Hakları Konseyi'nden çekme kararnamesini imzalamış olan Donald Trump’ın kafasında, Gazze açıklamalarından sonra kim bilir daha hangi şeytani fikirler çıkacak?
Fransız Le Nouvel Obs gazetesi, 10 Şubat 2025’te iki Fransız hukukçunun: Vincent Brengarth ve William Bourdon’un, kamuoyunu alarma geçiren makalesine[1] yer vermiş: "Trump'ın Gazze'ye yönelik açıklamaları "uluslararası hukuka savaş ilanı" niteliğinde"dir diyor ve ekliyorlar: "Söz konusu olan; İsrail ordusunun uluslararası hukuku inkâr ederek Gazze’yi harabeye çevirmiş olmasından da öte bir şey artık: Gazze'nin tamamen yok edilmesi planıdır." diyor iki Fransız hukukçu.
KİM DONALD TRUMP?
Donald John Trump 14 Haziran 1946'da New York City'de doğdu. Baba tarafı Alman, anne tarafı İskoç kökenli. Kallstadt'tan gelen büyükbabası ve büyükannesi servetlerini Seattle ve Klondike gibi gelişen şehirlerde kazanmışlar. Babası Fred Trump da emlak geliştiricisi olarak kariyer yapmış. Donald Trump, lüks içinde büyüyen, zor bir genç. Ailesi onu New York Askeri Akademisi'ne (NYMA) göndermiş. Sonra Bronx'ta iki yıl Fordham Üniversitesi'ne gitmiş. Ardından Pennsylvania Üniversitesi'nin Wharton Okulu'nda, gayrimenkul kursları almış ve The Trump Organization adlı aile şirketinde işe girmiş. Bugün o şirketin yöneticisi.
Doğumundan bu yana, Trump’ın aklının, yaşamının bir sonucu olarak, yalnız ve yalnız gayrimenkule çalışması bir şeydir ama ABD’nin yeni Başkanı olarak, başka ülkeleri, gayrimenkul edineceği araziler olarak görmesi, çok başka bir şeydir.
NETFLIX'TE "TRUMP: BİR AMERİKAN RÜYASI" BELGESELİ
Geçen hafta, hiç izlemezken, Netflix’i açayım dedim ve "Trump: Bir Amerikan Rüyası" adlı belgeselin reklamını görünce, dört saat boyunca, yerimden kalkmadan izledim. Bu belgesel; "arkadaşları, iş ortakları ve muhalifleri, ABD başkanı olmak için tüm engelleri aşan küstah iş adamı Donald Trump'ın Amerika'ya has öyküsünü gözler önüne seriyor."
Belgeselde 1.Bölüm: Donald Trump’ın 1970'lerde babasının gölgesinden çıkması, Manhattan’da büyük bir emlak anlaşması imzalaması, kendi adını taşıyan bir bina yapması üzerine. 2. Bölüm: 1980'lerde kumarhane işine girerek, markasını büyütmesi, zevk ve eğlence düşkünlüğünün artması ve özel hayatının dağılması hakkında. 3. Bölüm: Boşanması, yasak ilişkileri, manşetlerden düşmeyen, finansal yıkımın eşiğindeki, gözünü borsaya dikmiş Trump üzerine. 4. Bölüm: Bir reality show programı sayesinde yeniden yükselen yıldız Trump’ın bu kez gözünü, dünyanın en yüksek makamı olan Beyaz Saray'a çevirişi hakkında.
Hemen izlenimimi belirteyim: Böyle bir adam, nasıl olur da Amerikan halkını büyüler? Hatta ikinci kez ABD Başkanı seçilir? Öyle biri ki halkı, siyasetçileri, valileri, gazetecileri, bankacıları, sigorta şirketlerini, Beyaz Saray başkanlarını, kurnazca, haksızca, acımasızca, onursuzca kandırmış, süründürmüş hatta yok saymış.
O zaman şu Fransız hukukçuların boşuna hayıflandıklarını söylemek çok da yanlış olmaz değil mi?
TRUMP'LA ABD'DE SEZAR REJİMİNE GEÇİLDİ
Trump’la ABD çoğulcu demokratik rejimden, izolasyona dayalı otoriter rejime geçti. Bu durumun, nedense, bir ulusal popülist rejimi değil, Mussolini'nin başvurduğu Sezar rejimini andırdığı belirtiliyor.[2]
Meşruiyetini -resmi olarak elitlere karşı- doğrudan halktan alan Trump, demagojik ve popülist boyutta kalarak, ABD’nin "kurtarıcısı olduğunu iddia eden büyük bir kişilik" olarak gösteriyor kendisini.
Donald Trump'ın Napolyon III, Bismarck ve Mussolini gibi Sezarcılar’ın mirasçısı olduğu söylenmekte. Hatta onun başkan seçilmesinde rol oynayan, genç teknoloji dâhilerinden oluşan dört kişilik ekibi, ‘Tekno-Sezarcılar’ adıyla anılıyor. Bunlar: Anti-Konformist (uyum karşıtı) Peter Thiel (1967), ‘İnsanüstü’ Elon Musk (1971), Fütürist Marc Andreessen (1971), Cosplayer Palmer Luckey (1992). Ayrıca 1984 doğumlu ABD Başkan Yardımcısı J. D. Vance da onlardan biri.
Ülke şu anda ayrımcılık, göç ve çevre gibi konularda bölünmüş durumda. Bu toplumsal kriz, halkı radikal görüşleriyle bölen popülist bir başkanın iktidarı nedeniyle daha da derinleşmekte.
GAZZE RİVİERASI
ABD dinamik girişimci ekosistemiyle, yenilikçiliğin ve yaratıcılığın teşvikiyle, dolayısıyla hırslı zihinlerin toplandığı verimli bir zemin olmakla biliniyor. Dünyanın her yerinden cesur insanın -mesela Trump’ın büyükbabası ve babaannesinin- Amerikan Rüyası gerçek olmuş.
Bugün de Trump; uluslararası hukuka, insan haklarına aykırı -cesur denemez- onursuz bir rüyanın -Gazze’nin İnşası-nın peşinde.
Bunu gerçekleştirmede ilham aldığı kişi: Curtis Yarvin.[3] Silikon Vadisi’nden bir eski teknoloji girişimcisi olan Yarvin, aşırı sağın en etkili düşünürlerinden. "Teknolojik yeniliğin, demokratik denetim veya düzenleme olmaksızın, kendi yolunda ilerlemesine izin verilmeli" söyleminde. "Karanlık Aydınlanma"[4] adını verdiği ideolojisiyle demokrasinin sonunu savunuyor.
Onun gözünde, "Devleti; başında mutlak monarşi yetkilerine sahip bir CEO, şirket gibi yönetmeli. Bunun için de demokrasiden kurtulmak gerekli."
Sağcı düşünürlerin gurusu Curtis Yarvin, Trump’ın yakın ekibi Tekno-Sezarcılar’dan daha ileri giderek; "Gazze’yi, hisseleri dünya borsalarında işlem gören bir iş şehri yapmalıyız." diyor.
TEKNO-SEZARCI GAZZE ÜTOPYASI
Yarvin’e göre: "Gazze kârlı bir gayrimenkul projesi olmakla kalmaz aynı zamanda bir ‘imtiyazlı kent’ olur. Topraklarını ve evlerini yitirmiş Gazzeliler, token[5] kazanır. Gazze kenti, büyük ölçekte faaliyet gösteren, uluslararası arenada çalışmalarını yürüten bir işletme şehrine dönüşür. Çok yüksek nominal değerle piyasalarda açılacak GAZA hisseleri saf borsa ürünü işlemi görür. Birleşmiş Milletler' de temsilini, Washington'un destekleyeceği ilk egemen şirket olur."
Daha önce belirttiğim gibi, bunu gerçekleştirmede, Trump’a, teknoloji alanında yetenek ve hizmetlerini vadeden -yukarıda adları geçen- ‘Tekno-Sezarcılar’ ona bağlılıklarını, seçim kampanyası için harcadıkları milyonlarca dolarla kanıtlamışlardı.
Gazze ‘Kıyı tatil beldesi projesi’ Trump’ın ve ekibinin bir süredir geliştirdiği bir proje. Birlikte, ultra lüks apartmanların, nefes kesen villaların, otellerin, alışveriş merkezlerinin, lüks devasa kumarhanelerin bu projede nerelere, nasıl kurulacağının hesapları neredeyse bitmiş durumda hatta görsellerde.
SONUÇ: ÜRKÜTÜCÜ BİR TRUMP PORTRESİ
Yeniden izlediğim belgesele dönüyorum.
Belgeselin tanıtımına ilişkin pozu, sanırım Trump, ölümsüzler arasına kesin katılacağı rüyasını görerek verdi.
Fotoğrafın arka planı siyah, ön planı beyaz.
Trump, ellerini, avuçları açık biçimde üst üste koymuş, bir beyaz güvercin tutuyor.
Pahalı kumaştan takım elbise, kolalı beyaz gömlek giymiş.
Parlak domates kırmızısı kravat takmış.
Buz dağı karizmasıyla, göz ucundan bakan, otuzlarında bir Trump bu.
Adeta bir ‘Kuzuların Sessizliği’ posteri.
[1] https://www.aa.com.tr/fr/monde/les-propos-de-trump-sur-gaza-sont-une-d%C3%A9claration-de-guerre-envers-le-droit-international-selon-deux-avocats-francais/3478669#
[2] https://www.humanite.fr/en-debat/donald-trump/le-retour-de-donald-trump-un-vent-douest-cesariste
[3]https://legrandcontinent.eu/fr/2025/02/07/gaza-inc-linfluence-cachee-derriere-le-plan-de-trump/
[4]"Karanlık Aydınlanma" terimi 17. yüzyılda kralın yetkilerinin kısıtlanmasını isteyen Aydınlanma felsefi hareketine bir gönderme ve bir ince örtülü eleştiridir. Curtis Yarvin ile akademisyen ve siyasi düşünür olan, siyasi ivmeciliğin kurucularından Nick Land arasındaki bir sohbetin sonucudur. Karanlık Aydınlanma manifestosunu, 2012 yılında Nick Land kaleme almıştır.
[5] Başka kripto paraların blok zincirlerinde üretilen bir kripto para.