Yaşanan olaylar, gelecek kaygısının da ötesinde, artık yarın kaygısına düşürdüğü insanları kendilerine bir çıkış istikameti aramaya ve yaratmaya zorluyor.
Her yeni ankette siyasi partilere halkın tepkisinin ve kararsız seçmen oranının arttığını görüyoruz.
Toplumun büyük çoğunluğunun sorunların çözümü için mevcut siyasi düzende hiçbir umudu kalmamış durumda.
Kimin yarattığının ötesinde, mevcut siyasi düzenin ürettiği devasa sorunları çözecek birikime ve kadrolara sahip, iktidara hazır bir ana muhalefet görüntüsü veremiyor, CHP…
Vur patlasın, çal oynasın havasında olan iktidarın karşısındaki CHP’ye hakim olan yönetim kadrosu “siyasetsiz siyaset” tarzıyla, halka topluma güven sunmadığı için kendileri çalıp kendileri oynuyor ve CHP ‘de savruluyor…
CHP’ye sinen bu durum kimlerden,neden kaynaklandığını, sonucunun nereye varacağını, kime yarayacağını siyaset ve parti geçmişi olan hepimiz görüyoruz ve biliyoruz.
Toplumsal koşullar çok uygun olmasına karşın, mevcut siyaseti aşan, vicdanı önceleyen, kamusal alanda üretken bir ortak yaşam modeli içinde tüm toplumsal muhalefeti kapsayan bir siyaset yerine, kendi içine dahi dışlayıcı, ötekileştirici davranış terk edilmiyor.
Türkiye’nin karşı karşıya olduğu devasa sorunların hepsinin çözümünün CHP'nin kurucu felsefe ve iradesinin içinde barındığını gören cumhuriyetçi kesimlere bu gerçekliği üzüntü içinde izletmektedir.. toplumun gelecek umudunu sahiplenebilecek bir kurultay, partinin iktidar olmasının da önünü açar.
Tıpkı Milli Şef, “İkinci Adam” İsmet İnönü gibi kurultaya gidip partinin önünü açar ve iktidarı kucaklamak bir seçenek olduğu gibi aynı zamanda tarihi bir fırsattır.
Ya da Özgür Özel'i ve Partiyi bekleyen tehlike, statükoya teslim olarak ülkeye ve partiye kaybettirerek tarih önünde mahkum olacaktır..