Değerli Okurlar,
26 Aralık 2024 tarihli Nasuh Mahruki davasını izlemek üzere bugün Çağlayan Adliyesi’ne gittim.
Davanın ilk duruşması İstanbul 15. Asliye Ceza Mahkemesi’nde saat 13.30’daydı.
Mahkeme salonunun bulunduğu koridor, Nasuh Mahruki’nin dostları ve haksızlığa karşı tepkilerini göstermek üzere oraya gelmiş yurttaşlarla doluydu. 15. Asliye Mahkemesi kapısının birkaç metre uzağında, metal akordiyon barikatı, özel güvenlik, bizleri kapının uzağında tutmak üzere yerleştirmişti.
Geniş kalabalık içinde görebildiğim, konuşabildiğim kişilerden; TÜMÖD Türkiye Genel Başkanı Prof. Dr. Lale Afrasyap, İstanbul Barosu eski başkanı Filiz Saraç, İstanbul Barosu avukatlarından Gülseren S. Aytaş, Tuğamiral ve siyasetçi Türker Ertürk, Milli Merkez Genel Sekreteri Haluk Dural, 2009-2010 yılları arasında Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreteri olarak görev yapmış, sonrasında emekliliğe ayrılmış, halen Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler alanında doktora yapan Ümit Yalım, TBMM 26. dönem CHP Konya milletvekili ve Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Hüsnü Bozkurt, CHP MYK Üyesi ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, Doğa İçin Sanat Derneği Başkanı Göksen Ezeltürk, İstanbul Sanat Işıktır Başkan Yardımcısı Necla Atay, saymak istediklerim arasında.
Nasuh Mahruki, yanında avukatı Şehmus Tekik ve ressam, köşe yazarı ve siyasetçi Bedri Baykam’la birlikte kalabalığı yararken, herkes onunla el sıkışmaya, kucaklaşmaya çabaladı. Mahruki pozitif ve sevecen, birçoğuna karşılık verebildi. Önceki duruşmalar nedeniyle yarım saatten fazla bir gecikmeyle başlayan Nasuh Mahruki duruşması, yaklaşık 35-40 dakika kadar sürdü.
Özel Güvenlik görevlileri ve mahkeme görevlisi şahıs, barikatın öte yanından, salonun 15 kişilik olduğunu belirterek, gelenlerin içeri alınmayacaklarını söylediler. Elbette hiç kimse buna memnun olmadı. Basın kartımı göstermem de bir işe yaramadı. Ama bu arada, adliyenin basın mensupları girdiler. Bense, Mahruki’nin çıkışını videoya alabilmek için, güvenlik bariyerine dayanarak, duruşma sonuna dek orada bekledim.
15. Asliye Mahkemesi’nin kapısı açıldıktan bir süre sonra, Mahruki göründü. Durgun ve biraz karanlık yüzünde henüz beklenen olumlu kararın çıkmadığı izlenimini okudum.
O sırada ADD üyelerinden biri, duruşmanın 13 Ocak 2025 saat 13.30’a ertelendiğini, bizlere duyurdu. Öte yandan avukat Şehmus Tekik’in ağzından, biz bekleyenlere, başka herhangi bir açıklama yapılmadı.
Toplumsal’a hızla son dakika haberini ilettim.
Mahruki’ye hukuki destek vermek üzere, (MLSA) Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneğinden, Eylem Sonbahar’ın sitelerinde verdiği duruşma haberine göre: "İstanbul Barosu eski başkanı Filiz Saraç, CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyeleri" duruşmayı izledikler. "Suçlama konusu yapılan paylaşımlardaki hususlarla ilgili yüzlerce kişinin yorumu olduğunu ifade eden Mahruki, "Ben Türkiye’nin en güvenilir kurumunu kurmuş biri olarak, asla milletime yanıltıcı bilgi vermem. Paylaşımıma konu hususlarla ilgili, pek çok araştırma yapıldı, kitaplar yazıldı. Milli Güvenlik Akademisi mezunuyum, işin eğitimini aldım, bu hususlara dikkat çekmek isterim. Sığınmacıların yarattığı sorunlarla ilgili iç güvenlik konusunda Prof. Dr. Ümit Özdağ'ın tanık olarak dinlenmesini istiyorum" diye talep etti. Mahruki'nin bu talebi hâkim tarafından reddedildi."1
Mahkeme ek savunma için 13 Ocak’a kadar süre verdi
AKUT'un eski başkanı Nasuh Mahruki, sosyal medyada "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaydığı" gerekçesiyle başlatılan soruşturma kapsamında 20 Kasım'da 5. Sulh Ceza Hakimliği'nin kararıyla tutuklanmış ve cezaevine gönderilmiş2; tutukluluğuna yapılan itiraz üst mahkeme tarafından kabul edilmiş3; İstanbul 5. Sulh Ceza Hakimliği de itirazı kabul ederek 5 Aralık’ta tahliyesine karar vermişti.
Dolayısıyla bugün, 26 Aralık 2024’te, Mahruki’nin serbest bırakılması bekleniyordu.
Ancak mahkeme, ek savunma için, Mahruki ve avukatına süre vererek, duruşmayı 13 Ocak'a erteledi.
Oysa Nasuh Mahruki, tahliyesini sağlayan duruşmada, "Elektronik oylamanın dışarıdan müdahale edilmeye açık olduğunu" ve "anlaşmazlık halinde incelenebilecek somut herhangi bir belgenin bulunamayacak olması nedenleriyle Türkiye için uygun olmadığını, yine bu nedenle seçmen iradesinin sandığa tam olarak yansıtılması adına riskli"4 bulduğunu belirtmiş ve iki adet paylaşım yaptığını söylemişti.
Mahruki ayrıca; "Türkiye'de elektronik oylamaya geçilebileceği yönünde yapılan açıklamaya ilişkin olarak, Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Hüsnü Bozkurt ve Türkiye Bilgisayar Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Cem N. Aldaş tarafından yapılan paylaşımları alıntıladığını" söylemiş ve bu iddiaların kendisinden önce ortaya atıldığını da belirtmişti.
Anlaşılan o ki Mahruki ve avukatı Şehmus Tekik’in hazırlayacakları ek savunmanın içeriği büyük önem taşıyacak.
Peki ‘ek savunma’ nedir?
"Ceza hukukunda ek savunma; iddianameyle yargılama konusu yapılan olaya dair suç vasfının değişmesi veya sanık aleyhine daha fazla ceza veya cezaya ek olarak güvenlik tedbirine hükmedilmesini gerektiren bir halin, ilk defa duruşmada ortaya çıkması durumunda, sanığa tanınan bir haktır.
Yani, suç vasfının değişmesi sanığa ek savunma hakkı verilmesini gerektirir. Sanık, iddianamedeki sevk maddesinde belirtilen suçtan başka bir suç vasfı ile cezalandırılacaksa, mutlaka kendisine ek savunma hakkı tanınmalıdır. Böylece sanık, değişen suç vasfına göre savunma hazırlama veya yeni delil sunma olanağına kavuşur.
Sanığa tanınan ek savunma hakkı; bir taraftan hakkındaki yeni suç vasfına göre sanığın yeni deliller sunmasına veya savunma yapmasına, diğer taraftan mahkemenin iddianamedeki suç vasfıyla bağlı kalmadan karar vermesine imkân sağlamaktadır."5
1 https://www.mlsaturkey.com/tr/nasuh-mahruki-taksiciyi-bicaklayan-serbest-tweet-atan-tutuklaniyor
2 https://www.bbc.com/turkce/articles/c623d98j0w6o
3 https://www.bbc.com/turkce/articles/czxdry4j1xwo
4 A.y.
5 https://barandogan.av.tr/blog/ceza-hukuku/ek-savunma-hakki-nedir-cmk.html