Değerli okuyucularım,

Ne acı…

Bugün Ankara’da bir masa var. Üstünde dosyalar, kırmızı ciltli kitaplar, kanun metinleri… Ama o masada gizlice konuşulan şey ne hak, ne hukuk, ne adalet...

O masada tartışılan tek şey var:

“Türk devleti nasıl tasfiye edilir?”

Bakın sevgili dostlarım…

Meclis Anayasa Komisyonu’nda bir süredir “sivil anayasa” masalı anlatılıyor.

AKP’nin bazı kurmayları ne diyor?

“1921 Anayasası’nı örnek almalıyız…”

Açın bakın TBMM tutanaklarına!

Diyorlar ki: “Yerinden yönetim esas alınsın, merkeziyetçilik azaltılsın…”

Kulağa hoş geliyor değil mi?

Ama Türkçesi şu:

“Federasyon zemini hazırlayalım!”

Kimler alkışlıyor bu lafları?

DEM Parti sıralarından yükselen destek alkışlarıyla karşılaşıyor bu sözler!

Hatta DEM Parti milletvekili Mithat Sancar geçen sene açık açık söyledi:

“1921 Anayasası modeli Türkiye’nin demokratik geleceği için önemlidir.”

Ne hikmetse, aynı günlerde iktidara yakın bazı gazetelerde de köşe yazarları “Lozan güncellenmeli”, “Misak-ı Milli aşılmıştır” diye yazılar yazıyor.

Bu nasıl tesadüf?

Yetmiyor…

Geçen ay Diyanet İşleri Başkanlığı hutbe metinlerinde Osmanlı referansları çoğaltıldı. Cumhuriyet’in ilk yıllarına dair tek kelime yok!

Ne var? “Hilafet dönemi” övgüleri…

Hilafet tartışmaları yeniden dolaşıma sokuluyor.

Hem de Cumhur İttifakı içindeki bazı çevreler tarafından!

Peki Lozan?

Sevgili dostlarım, Lozan sadece bir barış anlaşması değildir.

Lozan Türkiye’nin tapusudur!

Sınırlarımızı çizdiğimiz, hukukumuzu kurduğumuz, Sevr’i tarihe gömdüğümüz belgedir.

İşte şimdi bu tapuya el uzatılıyor.

Bazı “akademisyen” kılıklı bölücü kalemler her gün TV’lerde şunu söylüyor:

“Lozan çağın gerisinde kaldı… Ege’de adalar meselesi var… Suriye’de yeni gerçeklikler var…”

Asıl hedef ne?

Lozan’ı delmek!

Lozan delinirse Montrö gider, Boğazlar gider, Misak-ı Milli gider…

Lozan delinirse Musul-Kerkük iddiası biter!

Ve 1921 Anayasası?

Onu isteyenlerin amacı belli:

“Türk milleti” kavramı silinsin!

Onun yerine “halklar mozaiği”, “çokluk” gelsin!

Kürt, Laz, Çerkez, Arap federasyonları kurulsun…

Yerel özerklik adı altında PKK’nın sözde kantonları meşru hale gelsin!

Kim zemin hazırlıyor?

Cumhur İttifakı bu oyunun maşası haline geliyor!

“Yeni anayasa yapacağız” diyorlar, ama ilk iş olarak “Türk” kavramını anayasadan çıkaracaklarını konuşuyorlar.

Kim istiyor bunu?

DEM… Kandil… Avrupa Birliği… Amerika… Hepsi aynı dili konuşuyor:

“Türk devleti değil; Türkiye halkları devleti!”

Hatırlayın:

2011’de Oslo’da masaya oturanlar da bunu istiyordu.

2013’te İmralı zabıtlarında Öcalan aynen şunu yazmıştı:

“1921 Anayasası baz alınarak yeni anayasa yapılmalıdır.”

Bugün bu hayal AKP'nin, DEM'in ve bazı “liberal” kalemlerin dilinde yeniden dolaşıyor!

Cumhurbaşkanı ne diyor?

“Yeni anayasa ruhu yerli ve milli olacak!”

Ama detay sorunca cevap yok.

Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş ne diyor?

“1921 Anayasası ruhunu taşıyacak yeni bir çerçeve…”

Peki bu çerçeve ne?

Ulus devlet yok!

Türk kimliği yok!

Lozan garantisi yok!

Açık söylüyorum:

Bugün iktidar da muhalefet de Türkiye Cumhuriyeti tapusunun delinmesine yol veriyor.

Cumhur İttifakı “hilafet özlemi”yle, HDP “federasyon özlemi”yle aynı masaya oturmuş durumda!

İkisi de Türk milletinin adını tarihten silmeye hazırlanıyor!

Ey Türk genci…

Ey Lozan’ın değerini bilen vatansever…

Ayağa kalk!

Bugün “yeni anayasa” diyen herkesin ağzındaki baklayı gör:

Lozan’ı yok etmeden bu anayasa değiştirilemez!

Türk milleti kavramı silinmeden bu anayasa yazılamaz!

Ve bu anayasa Türk’süz yapılırsa, işte o gün Türkiye Cumhuriyeti fiilen tasfiye edilir!

1921 Anayasası bir geçiş metniydi.

1924 Anayasası Cumhuriyetin ta kendisiydi.

1982 bile Türk milletinin kimliğini korudu!

Bugün ne yapmak istiyorlar?

Hepsini çöpe atıp “çok uluslu federasyon” kurmak…

PKK’nın hayalini gerçekleştirmek…

Buna izin verir miyiz?

Asla!

O yüzden diyoruz ki:

Lozan tapusudur bu milletin!

Ulus devlet, bin yıllık Türk devlet aklının son kalesidir!

Yeni anayasa adıyla oynanan bu oyun, milli bekamıza kurulan en büyük tuzaktır!

Düşman dün Sevr’le yapamadığını, bugün Meclis koridorlarında yapmaya çalışıyor!

Uyan Türk milleti!

Ne Mutlu Türküm Diyene!