Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Teknofest dedikleri panayırda konuşurken “TOGG, yolların tozunu attırıyor!” diyerek övünmeyi yükseltti.
Ben yollarda, yolların tozunu attıran bir TOGG görmedim… Çekicilerle Ankara’ya götürülüp kısa süre kullanılan kırmızı bir kaporta yığını görüyorum. Asla ana yollara çıkıp başka bir kente gidemiyorlar. Gidilemez çünkü…
Fabrikasını kurduk, dediler ama ortada fabrika yok; sadece bir bina var.
Otomobiller, robotik bantlarda seri üretimle yapılırlar… TOGG’un üretildiği robotik bantlar yok…
Uyduruk uçakların uzaktan çekilmiş videolarını yayımlayanlar niye otomobil fabrikasının içini biz gazetecilere göstermiyorlar.
Gösteremezler…
Çünkü, bunların dar alanda, kısa mesafede kullandıkları TOGG’lar, yurt dışındaki bir atölyede üretilip yerli ve milli diye içeri sokulup propagandası yapılıyor.
Bu araçların yerlilikle ve millilikle de ilgisi yok. Motoru, bataryası, aktarma organları değişik ülkelerden temin ediliyor.
Bakın bizzat TOGG Ceosu olan Gürcan Karakaş bu uyduruk aracın hangi ülkelerden toplandığını şöyle açıklamıştı:
*Elektrikli motor: Alman Bosch.
*Batarya: Çin.
*Araç entegrasyonu: Alman EDAG.
*Şasi sistemleri: İngiliz Myra.
*Tasarım: İtalyan Pininfarina.
İşte bu toplama otomobili bir büyük başarıymış gibi propaganda edip dünyadan habersiz seçmen kesimini kandırmaya çalışıyorlar.
SATAMAZSINIZ
Böyle bir otomobilin dünya piyasasına girmesi mümkün değil. Çünkü:
*TOGG, Avrupa pazarındaki otomobillerin güvenliğinin ve performanslarının değerlendirildiği Euro NCAP çarpışma testlerinden geçirilmemiştir. Dünya çapında geçerliliği olan ve güven yaratmış bu testten geçmeyen otomobili Avrupa’dan içeri sokamazsınız.
*TOGG değişik iklim koşullarında yollarda en az 40 bin kilometre denenmeliydi; bu yapılmamıştır.
*TOGG’un servis ağı kurulmamıştır. Araç bozulduğunda ortada kalacak, çöpe dönüşecektir.
Bu yüzden de TOGG ile kimse otoyola çıkamamaktadır. Bir TOGG alan peşi sıra gelecek kurtarma aracı da almalıdır ki biraz içi rahat etsin…
Zaten, Bakan Varank, şu sıralarda reklam edilen bu TOGG’ların piyasaya sunulacak modellerden olmadığını itiraf etmiştir. Bunlar çift motorlu üst düzey otomobillermiş… Niye çift motor? Birisi bozulursa ikincisi devreye girsin diye mi acaba?
Bırakalım bu çift motorlusunu; Mart ayında piyasada olacağı söylenen TOGG’lardan birisi bile ortada yok. Olamaz da… Çünkü otomobil fabrikası diye propagandasını yaptıkları yer fabrika değil büyük bir kaporta atölyesi… O yüzden de kapıları basına açamıyorlar…
Üstüne üstlük ülkemizde yerlilik oranı TOGG’dan çok daha yüksek olan otomobiller başarıyla imal edilmekte Avrupa’ya satılmaktadır. Erdoğan ve ekibinin amacı yerli otomobil üretmek değil böyle görüntü vererek siyasi propaganda yapmaktır.
TEKNOFEST PANAYIRI
Halkın ve özellikle de gençlerin teknolojiye olan yüksek ilgisini gören AKP kurmayları, Toknofest dedikleri bir panayır düzenlemeye başladılar. Bu panayıra getirdikleri bazı havacılık araçlarını göstererek Türkiye’ye çağ atlattıkları havasını verdiler. Halbuki orada en yerli ve milli diye sundukları İHA ve SİHA’ların bile en kritik parçaları dışarıdan getiriliyor. Bunların başında da motorlar geliyor. Yine roket yönlendirme kitleri de öyle…
Palavralar göklere yükseliyor. Bay Varank’ı Ay’a sert iniş yapacaklarını söylemesi kesmemiş olacak ki küçük damat Selçuk Bayraktar’ı da alarak orada muhalefete karşı atıp tutuyor; gençlere de hayal satıyor.
***
Biz Türkiye’de ASELSAN gibi çok değerli bir askeri teknoloji şirketinin olduğunu biliyoruz. ASELSAN’ı da bu AKP kurmadı. 1974 yılında Kıbrıs’ın kuzeyini ele geçirmemiz üzerine Batı’nın uyguladığı askeri ambargaya karşı milli savaş sanayiini kurmak için 1975 yılında ASELSAN’ın temeli atıldı. 1997 yılında Akşam Gazetesi’nde köşe yazarı iken ASELSAN tesislerini gezip iki gün boyunca anlattım. Gerçekten de göğsüm kabarmıştı. Hem üretilen silahlar hem de haberleşme araçları dünya çapında idi. Öyle ki ASELSAN bir süre sonra 1919 adlı cep telefonunu bile piyasaya sürmüştü.
Bundan önce 1973 yılında Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) kurulmuştu. Bu şirketimiz gerçekten dünyayla yarışabilecek araçlar geliştirecek kapasiteye yükselmiştir.
AKP gelince, askeri sanayiin bütün alanlarında ileri düzeye gelmiş bu şirketlere el koydu. 20 yıl boyunca yapılan çalışmalar eski hızın altında kaldı. Buralarda geliştirilen teknoloji el altından başka yerlere aktarıldı. Örneğin TUSAŞ’ın ana çalışma alanından birisi olan İnsansız Hava Aracı (İHA) Sistemleri Grubu çok başarılı işler yaptı ama ne hikmetse İHA-SİHA imalatını TUSAŞ değil de Erdoğan’ın damadı Bayraktar’ların şirketi başardı.
Bugün Teknofest denilen panayırda bağıra çağıra muhalefete göz dağı vermeye kalkışan damat Selçuk Bayraktar’ın derdi acaba burası mı?
Yerli ve milli nutukları altında gerçek yerli ve milli şirketlerin projeleri yağmalandı mı?
Bekleyip göreceğiz…