31 Mart’ta yapılacak yerel yönetimler seçiminin en önemli noktası İstanbul olacak.
Çünkü:
*İstanbul’da Ekrem İmamoğlu ile Murat Kurum değil; Ekrem İmamoğlu ile Tayyip Erdoğan yarışacak. Yani, İmamoğlu’nun karşısında bütün bakanlarıyla AKP iktidarı, Cumhurbaşkanlığı Kuvvetleri, polsi, jandarması, adliyes; başını Beşli Çete denilen büyük partizan müteahhitlerin oluşturduğu Saray’ın işadamları ile yüzde 98’i Erdoğan emrinde olan yazılı ve görsel medya olacak…
Bu büyük organizasyonla savaşmak zorunda olan Sayın İmamoğlu’nun arkasında ise İstanbul halkının desteği bulunuyor.
*İstanbul’daki seçim 7 ay önce yapılan genel seçimlerin de test edildiği siyasi bir seçim olacak. Yani 31 Mart’ta halk Tayyip Erdoğan rejimine ya dur diyecek ya devam diyecek.
*İstanbul’dan çıkacak sonuç Saray yönetiminin genel politikasını da etkileyecek. Eğer İstanbul seçimini AKP kazanırsa şu anki baskı politikası daha da şiddetlenecek. Hukuka yönelik saldırılar daha da artacak. Ülkedeki laik rejimin yok edilip yerine seçimli din devletinin kurulması gündeme gelecek. Türkiye böylece çağdaş dünyadan kopartılmış yeni bir Afganistan olarak şekillenecek.
*Eğer seçimi Murat Kurum kazanırsa… Erdoğan yönetimi “Halk benim yaptıklarımı beğeniyor!” diyecek. Özellikle de toplumun alt katmanlarının ekonomik olarak soyulup sömürülmesi artarak sürdürülecek. Yoksulluk ve işsizlik yaygınlaşırken yaşam pahalılığı katılaşacak…
*Halk beni destekliyor havasına girecek olan Erdoğan, ülkeyi daha da fazla ayrıştıracak; toplum bir iç çatışmaya doğru sürüklenebilecek. Bugün bile sokaklarda kanlı terör örgütü Hizbullah’ın siyasi uzantıları gösteri yapıyorlarken, İstanbul yönetimi de o tarafa geçerse dinci terör örgütü ve uzantılarının saldırıları daha da şiddetlenecektir.
*Türkiye’nin dış dünyadaki yeri ve itibarı da zayıflayacaktır. Hukukun, insan haklarının, demokratik değerlerin çiğnendiği Saray rejimi yüzünden Türkiye itibarsız ülkeler çukuruna düşecektir. Bunan da halka faturası daha fazla yoksulluk, işsizlik, pahalılık ve baskı olacak.
İMAMOĞLU UMUTTUR
Bu Cehennem senaryosunu tersine çevirecek isim Ekrem İmamoğlu’dur. Dört buçuk yıldır şiddetle engellenmesine karşın; ekonomik olarak boğulmaya çalışılmasına karşın İstanbul’a büyük hizmetler yaparak başarısını kanıtlamıştır.
Eğer İstanbul seçimini o kazanırsa, Tayyip Erdoğan ve gönüllü destek gücü Devlet Bbahçeli silkinip kendilerine gelecekler… Yürüttükleri baskı, şiddet politikasının geri teptiğini görecekler. Politikalarını da daha makul olana doğru çevirmek zorunda kalacaklardır.
Yani İstanbul seçimi, bir kente belediye başkanı seçimi olmayacak; Türkiye’ye yeni bir rejim giydirme seçimi olacaktır.
Ya dinci faşist baskı rejimi… Ya laik, çağdaş demokrasi…
Ya yoksulluk ve işsizlik… Ya dünya ile bütünleşen bayındır Türkiye…
Seçim bu yaman çelişkiyi çözmek için yapılacak…