Son seçimde İstanbul özelinde bir gerçeği daha gözledim: CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun has adamları konumundaki bazı belediye başkanları bile onun için çalışmadılar.
Hakkını yemeyelim; başta İBB Başkanı Ekrem Bey olmak üzere CHP’li birçok belediye başkanı bütün güçleriyle meydanlarda koşturdular; Kemal Bey’in kazanması için her şeyi yaptılar.
Ama Kılıçdaroğlu’na çok yakın olan, yerleri garanti durumdaki bazı uyanık belediye başkanları ise, tam bir yasak savma programı uyguladılar. Yani, velinimetlerine açıkça ihanet ettiler.
HERKES GÖRDÜ
CHP’li belediyenin yönettiği Sarıyer’in bir köyünde oturuyorum. Kısırkaya’dan Sarıyer’e uzanan 17 kilometrelik yol ve çevresinde seçim sürecinde bir tane bile Kılıçdaroğlu posteri görmedim. Sadece burası değil Sarıyer merkezinde de yoktu Kemal Bey. Sadece Hacıosman bayırına asılmış bir Atatürk flaması ile Türk bayrağı vardı.
Devam ettim; aynı ay içinde CHP’li bir başkanın bulunduğu Beşiktaş ilçesine de uğradım birkaç kez; orada da Kılıçdaroğlu yoktu.
Sarıyer ile Beşiktaş arasında ise Kağıthane ilçesi yer alır. Buranın belediyesi de AKP’nin elindedir. Yayınevimiz ve yazdığım Toplumsal gazetesi burada olduğu için sık sık Sanayi Mahallesi’ne uğrarım.
Seçim sürecinde Kağıthane Belediyesi bütün meydanlara, bütün duvarlara kocaman Erdoğan posterleri asmıştı. Havadan AKP flamaları sarkıyordu. Nereye baksanız dev gibi Erdoğan görselleri… Bir tane Kılıçdaroğlu yok.
BÜTÜN GÜZELLİK RANTİYEYE
Sarıyer’in belediye başkanı üç dönemdir aynı isim. Ondan önce bölge, İstanbul’un nefes aldığı yeşil bir bölge idi. Rahmetli Baykal seçim kazanıldıktan sonra gelmiş, Sarıyer’in doğal dokusunun korunmasının CHP için en önemli proje olduğunu söylemişti. Gel gör ki 2010’dan sonra Sarıyer Belediyesi’nin villacı müteahhitlerinin sevgilisi haline geldiğini gördük. Köylüler evlerine bir balkon çıktığında yetişen zabıtalar, işgalci villacıların SİT alanlarına yaptıklarına hiç dokunmadılar. Yeşil alanlar paramparça edilip buralara villalar dikildi. Öyle ki ormanlardaki derelerin içine bile villa adı altında apartmanlar konduruldu. Öyle ki kapısı doğrudan yola açılan binalara bu belediye izin verdi. Öyle ki Sarıyer’in batısındaki uçurumlarda şu an greyderler çalışıyor ve insanın yürüyemediği derin uçurumlara villa kentler konduruluyor.
Rantiyelere her türlü desteği veren Sarıyer Belediye Başkanı bölgede CHP düşüncesinin yaygınlaşması için kılını bile kıpırdatmıyor. Kültürel etkinliği yılda bir kez bir popçuyu getirip şarkı söyletmek sanan bir kısırlık kasıp kavuruyor Sarıyer’i… Halkın AKP’ye ve Erdoğan’a duyduğu tepkiden dolayı CHP birinci parti ama belediye başkanı olan zat bunu kendi başarısı gibi pazarlayarak rakipsiz aday oluyor.
Sarıyer’in laik, demokratik, çağdaş toplum olmada daha bilinçli hale getirilmesi için hiçbir çaba göstermeyen CHP’li başkan; mafya babalarının cenazesine bile katılarak safını belli ediyor.
Seçimlerde de “Aman başıma bir şey gelmesin!” diyerek Kılıçdaroğlu posterlerini asmaya korkuyor. Aynı durumu Beşiktaş’ta da izledik. Eldeki oylara bir oy bile katmayı düşünmeyen bir mirasyedi yönetimi egemen burada da…
***
Bu iki başkan da Kemal Bey’in cumhurbaşkanı adayı olması için bastıran tiplerdendi. Görevleri de ilçelerindeki CHP delegelerini kontrol etmek… Bunlar için Türkiye’yi kazanmak hiç önemli değil; önemli olan şu anki koltuklarını korumak…
Ayrıntılarına girmek istemediğim rantiye işlerini iyi yürüttüler mi kendilerini başarılı sayıyorlar. Kılıçdaroğlu da bunları seviyor; bunları aday yapıyor.
***
Haksızlık etmeyelim… İstanbul’da çok iyi çalışan CHP’li belediyeler de var. Bakırköy Belediye Başkanı’nın rantiyecilerle mücadelesini iyi biliyorum. Maltepe’de Ali Kılıç, CHP’nin hinterlandını genişletmek için milliyetçi aydınlarla yakın ilişkiler yürüttü, yürütüyor. Kartal Belediyesi'de laik ve çağdaş kültürü yaymak için gayret gösteriyor.
***
AKP’li belediyelere gelecek olursak… Bunlar, şehircilik açısından CHP’li belediyelerden daha başarısızlar. Ama iktidar belediyeleri, mahallelere inerek, kendi ideolojilerini tabana yaymak için çok yoğun çalışıyorlar. Ve böylece de tabanlarını korumayı başarıyorlar.
CHP’li bazı belediye başkanlarının rantiyecileri sevip kültür insanlarını beldelerinden uzak tutması, Kılıçdaroğlu yönetiminin sorunlu yanlarından birisi… Çünkü bu tarafsız görüntülü rantiyeci yönetim biçimi, CHP genel merkezinin yanlış programından besleniyor.
Korkarım ki bu isimler, bu küçük krallar; ve hatta kendilerini Tanrı sanan bu tipler yine aday yapılırlarsa, millet kızıp sandığa gitmez ve CHP’nin işi iyice zorlaşır.
31 Aralık 2024 belediye seçimlerinde, çağdaş, laik Atatürkçü kültüre kol kanat gerecek, kültür ve sanat etkinlikleriyle beldenin yüzünü daha da aydınlatacak; rantiyeciliğe karşı belediye başkanlarına daha şiddetle gereksinim var.