CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olmaması için, vurguncu iş adamları ile siyasal İslamcı gericiler el ele verip büyük bir karalama kampanyası yürütüyorlar. Bunlara, İyi Parti içinden bazı isimler de farkında olmadan katkı veriyorlar.

Bu koalisyondakiler, CHP Lideri’ne kendilerince iki kusur yapıştırıyorlar: Bunlardan birincisi Sayın Kılıçdaroğlu’nun Kürt olduğu iddiası… Diğeri ise Aleviliği…

Belirtelim ki bu ülkede daha önce Kürt kökenli olup başbakanlık yapanlar (Ferit Melen, Binali Yıldırım) ve hatta cumhurbaşkanı olanlar (Turgut Özal gibi) olduğunda bu utanç verici konu gündeme getirilmedi. Sorun, Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı olursa örgütlü soygun düzeni elemanlarının sistemini yıkacağından kaynaklanıyor.

ANADOLU’DAKİ EN ESKİ TÜRK AİLESİ
Tarihsel belgeler açıkça gösteriyor ki Kemal Kılıçdaroğlu; Türklük üstünden ırkçılık yapan faşist kafalılardan bin kez daha Türk’tür. Ve 85 milyonluk Türkiye’de o, soyu sopu belli dört aileden birisine mensuptur. 13. Yüzyıl’da Anadolu’da Türk olarak bulunup tarihsel kayıtlara giren ailelerden bugüne kadar gelenler şunlardır: 1- Mevlana Celaleddin-i Rumi soyu, 2-Hacı Bektaş-ı Veli soyu (Bugünkü Çelebiler), 3-Seyyid Mahmud-ı Hayrani soyu, 4- Osmanlı ailesi…

Bu aileler, Oğuz boylarının beyleri olarak Türkistan-Horasan (İran) üstünden Anadolu’ya gelmişlerdir. Horasan Erenleri denilen bu önderler, Anadolu’da barışçıl bir dünya kurarak benim “13. Yüzyıl Türk Aydınlanması” dediğim bir Rönesans yaratmışlardır. Böylece bu liderler bir tür eren konumunda algılanmışlardır.

DİP DEDESİ KİMDİR?
İşte Kemal Kılıçdaroğlu, bu dört aileden birisi olan Seyyid Mahmud-ı Hayrani soyundan gelmektedir. Seyyid Mahmud-ı Hayrani, Hacı Bektaş-ı Veli’nin arkadaşlarından olup 1268 yılında Hakka yürümüş ve Akşehir’deki anıtmezarına (türbeye) konulmuştur.

Kılıçdaroğlu, bugün Tunceli bölgesinin en saygın ocaklarından Kureyşan (Kureyşliler) ocağına mensuptur ve ocağın liderlerindendir. Kureyşan Ocağı'nın atası da "Kureyş Baba" lakaplı Seyyid Mahmud-ı Kebir’dir. Kureyşlilerin Seyyid Mahmud-ı Kebir (Büyük Mahmud) dedikleri ataları da Seyyid Muhmud-ı Hayranî’nin ta kendisidir.

Kılıçdaroğlu’nun dip dedeleri Anadolu Selçuklu Devleti’nde üst düzey yöneticidir. Seyyid Mahmud-ı Hayrani’nin babası Selçuklu devlet adamlarından Mesud Paşa’dır. Kaynaklarda Mesut Paşa’nın babasının adı da Mahmud’dur. Yani; dedenin adı toruna verilmiştir.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yayımladığı İslam Ansiklopedisi’nde yer alan Seyyid Mahmud-ı Hayrani ile ilgili şu bilgi; bu görüşümüzü doğrulamaktadır: “Türk ve İslâm Eserleri Müzesi’nde bulunan ve Selçuklu ağaç işçiliğinin güzel örneklerinden olan sandukasının üzerindeki kitâbeye göre babası Selçuklu devlet adamlarından Mesud Paşa olup dedesinin adı Mahmud’dur.”

Anlaşılıyor ki Kılıçdaroğlu’nun dedeleri Selçuklu sarayında yüksek dereceli beyler olarak çalışmışlardır. Sonraki yüzyıllarda Kureyşan (Koresin:Horasan) boyunun bir bölümü, Tunceli bölgelerine çekilerek kendisini baskılara karşı güvenceye almıştır.

Bütün kaynaklar ve geleneksel bilgiler Kureyşan (Koresin: Horasan) Ocağı’nın Anadolu’ya Horasan’dan geldiğini göstermektedir.

Seyyid Mahmud-ı Hayrani Konya-Karaman-Kırşehir bölgelerinde yoğunlaşan Kureyşan Türkmen boyları arasında çok ünlü olduğundan daha yaşarken 1257 yılında adına bir vakıf da kurulmuştur.

PEYGAMBER SOYUNDAN
Seyyid Mahmud-i Hayrani, adından da anlaşılacağı gibi seyyiddir. O dönemden kalan belgelerde kendisinden “es-seyyid” diye söz edilmektedir. Osmanlı başkentinden yazılan emirnamelerde de onun için sürekli “Akşehir’de medfûn eizze-i kirâmdan Kutbü’l-Ârifîn es-Seyyid Mahmud-ı Hayran-ı Velî kuddise sırruhü’l-azîz” (Akşehir’de yatan kutlu büyüklerden; ariflerin kutbu Seyyid Mahmud-ı Hayranî’nin aziz sırrı kutlu olsun.) denmiştir.

Şair Nabi’nin Tuhfetü’l-Harameyn adlı kitabında “İrfan dairesinin kutbu Şeyh Mahmud-ı Hayran hazretleri” denmesi , onun sonraki yüzyıllarda da Anadolu erenlerinden biri olarak kabul edildiğini göstermektedir.

Bu bilgiler gösteriyor ki Mahmud-ı Hayrani’nin soyu Hz. Ali üzerinden İslam Peygamberi Hz. Muhammet’e ulaşmaktadır. Peygamber’in soyu kızı Fatıma ve damadı Ali üzerinden yürümüştür. Bunlar Emevi (661-750) ve Abbasi (750-1258) yönetimlerinin zulmünden kurtulmak için Doğu’daki İranlıların ve Türklerin arasına gittiler. Bunların en ünlüleri, Horsan bölgesinin Tus Kenti’ne göçüp 818 yılında burada vefat eden İmam Rıza’dır. Buralardaki Ali avladı Türklerden kız alıp onlara kız vermişlerdir. Bu evliliklerden doğanlar da seyyid sayılmışlardır. Hacı Bektaş-ı Veli böyledir. Yine onun çağdaşı ve arkadaşı olan Mahmud-ı Hayrani bütün kaynaklarda bu yüzden “seyyid” diye anılmıştır. Hacı Bektaş-ı Veli Velayetnamesi’ne göre; ulu erenlerdendir. Anlatıya göre; bir arslana binip eline de kamçı olarak yılan alıp Hacı Bektaş-ı Veli’yi böyle ziyaret etmiştir.

Seyyid Mahmud-ı Hayrani seyyid ve veli (eren) olduğundan hem Selçuklular zamanında hem de Osmanlılar zamanında çok saygıyla anılmıştır.

Seyyid Mahmud-ı Hayrani soyundan gelen Kemal Kılıçdaroğlu da İslam inancına göre İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in torunudur, yani seyyiddir. Geleneksel İslam inancına göre de bütün Müslümanların dinsel lideridir. Bugün siyasetteki başka hiçbir lider, İslam Peygamberine, Sayın Kılıçdaroğlu kadar yakın değildir.

Kemal Kılıçdaroğlu’na Alevi diyerek mezhep üzerinden saldıranlar aslında Peygamberimiz Hz. Muhammet’e saldırmaktadırlar. İslam geleneğine göre, Peygamber torununa iftira atmak, Peygamber’e iftira atmaktan başka bir şey değildir. Bunlar; İslam’ın direğini kıran Muaviye-Yezit politikalarıdır.

Önümüzdeki seçimde, gerçek Müslümanlar, oylarını Peygamber torunu Kemal Kılıçdaroğlu’na vererek ahiretlerini garantiye alacaklardır.