Erdoğan onu rakip istiyordu. Devlet Bahçeli onu kışkırtıp aday olmaya zorluyordu. CHP Genel Merkezi’ndekiler, değişik hesaplarla, “Başkanım aday ol bu kez Erdoğan’ı yeneceksin!” diyorlardı. CHP’li belediye başkanları da “Bütün gücümüzle arkandayız!” diyerek göze girmeye çalışıyorlardı.

Ama ben 2018’den beri bir konunun altını çizdim: Bu toplumun yüzde 85’i Sünni mezhebinden… Laik kesim oy verse bile dindar kesim Kılıçdaroğlu’nun Aleviliğine bakıp oy vermiyor. Erdoğan’a kızsa bile ikisi karşı karşıya kalınca Erdoğan’ı yeğliyor. Her seçimden önce camilerde, tarikat odalarında, yurtlarda, kurslarda böyle propaganda yapılıyor…

İYİ PARTİ SÖYLEDİ AMA…
İyi Partililer bunu sokakta gördüler, dile getirdiler. Ama Kılıçdaroğlu çevresine yığılmış ekip ve bunların medya uzantıları, bu gerçeği yok sayıp İYİ Partilileri kötülediler. Sayın Akşener’in masadan kalkma nedeni de işte bu tehlikeyi görüp itiraz etmesiydi. Ama dinletemedi. Üstüne üstlük de kötü insan (!) oluverdi.

Bu seçimde de Erdoğan galip geldiyse aldığı oyun en az yüzde 10’u bu mezhep farklılaşmasından geldi.

KAZANACAK ADAYLARI SİNDİRDİ
Erdoğan’ın karşısına kimin çıkması gerektiği tartışılırken yapılan kamuoyu araştırmaları var. İlk anketlerde Erdoğan, Kılıçdaroğlu’na yüzde 7 veya 8 fark atıyordu. Ama rakip Mansur Yavaş olur ise yüzde 10 civarında fark yiyordu. Yine Ekrem İmamoğlu da Erdoğan’dan yüzde 7-8 kadar önde çıkıyordu.

Yani Erdoğan’ın karşısına bu iki isimden birisi çıksaydı; seçimi ortalama 8-10 puan farkla alacaktı. Kılıçdaroğlu da parti lideri olarak balkona çıkıp gerine gerine konuşacaktı…

Lakin, Kılıçdaroğlu, bu iki ismi tehdit ederek kenara çekilmek zorunda bıraktılar. Anketçilerle anlaşıp kamuoyunu da kandırdılar. Kendi yalanlarına kendileri de inandılar. Sayın Akşener’in istediği “Kazanacak aday” değil, CHP’nin istediği “Kaybedecek aday” aday oldu… Sonuç ortada…

PARTİSİNİ KÖTÜLEYEN SİYASETÇİ ELBETTE YİTİRİR
Kemal Kılıçdaroğlu ve çevresindeki ekibi, geleneksel CHP’yi beğenmeyip onu değiştirmeye çalışan bir ekipti. Bizzat Kılıçdaroğlu, “1930’ların CHP’si değiliz!” diyerek devrimci CHP’yi reddetti. Sağa açılımla oy kazanacağını sandı ama kendi seçmenini üzmekle kaldı. Helalleşme işini bile başında bulunduğu partiyi kötülemeye çevirdi.

Partideki Atatürkçüleri kovdu; Atatürk ilkelerinden, devrimlerinden söz etmeyi neredeyse ihanet saydı.

Öte yandan Erdoğan Toprak ve benzeri Fethullah zihniyetindekileri CHP’ye yamadı. İzmir’de 1. sıraya koyduğu aday da bu kanaldan gelendi. HDP ile ilişkileri yürütürken gizli iş çeviriyormuş gibi gösterildi ama bu suçlamalara açık, keskin cevap veremedi.

Bir yıldan fazladır yazdım, söyledim: Ey Kılıçdaroğlu! Erdoğan seni PKK ile işbirliği yapmakla suçluyor. Sen neden onun PKK işbirliklerini göstermiyorsun? Habur görüntüleri var, Oslo kayıtları var, açılım çalışmaları var, terör elebaşısı Öcalan’la bağlantılar var… Niye meydanlarda bunları göstermiyorsun?

Sadece bu mu?

17-25 Aralık yolsuzluk operasyonundan çıkan ses kayıtları var? Bunlar Erdoğan’ın elinde olsa yeri göğü inletirdi. Sen niye birisini bile millete dinletmiyorsun arkadaş?

Ve vardığım nokta: Kılıçdaroğlu, sanki Erdoğan karşısında CHP her seçimi yitirsin diye bu partinin başına getirilmiş…

EVİNE DÖN ARKADAŞ
Sayın Kılıçdaroğlu! İhtirasının kara dalgalarına kapılarak cumhurbaşkanı olmak hülyasıyla kazanamayacağın bir yarışa girdin. Sadece kendi geleceğini değil biz çağdaş dünyadan yana olan milyonların da bir beş senesini daha çöpe attın. Ülkeye onarılması mümkün gözükmeyen zararlar verdin.

Lütfen, sen artık bizlere hiçbir şey anlatmıyorsun. Bitmişliği, yenilmişliği, çöküntüyü temsil ediyorsun.

Eğer içinde bu ülkeye karşı biraz iyilik duygun var ise, en kısa zamanda partiyi “Altı Ok’tan utanmayan” bir ekibe teslim et; git torunlarını sev…

Anla artık: Son barutunu kullandın, son kurşununu attın ve ne beceriklisin ki kendi elinle, bile isteye kendini vurdun…

2024 SEÇİMLERİ İÇİN…
CHP’lileri uyarıyorum: 10 ay sonra Türkiye’de belediye seçimleri var. CHP bu seçimlere yenilmiş Kemal Kılıçdaroğlu liderliğinde giderse İstanbul ve Ankara yeniden AKP’ye geçebilir. Çünkü yenilgiyle özdeşleşmiş bir siyasetçinin partisine oy vermez millet. CHP’ye yeni bir lider, yeni bir heyecan gerekiyor.

Biliyorum ki Kılıçdaroğlu ekibi hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam etmek isteyecektir. Eğer böyle olursa CHP’yi sevenler harekete geçerek partiye el koymalıdırlar.

MHP SAYESİNDE

Seçimi Erdoğan kazandı ama onun bu zaferinin asıl mimarı MHP’dir. Erdoğan’ın aldığı oydan yüzde 10 düşün, açık ara yitireceği anlaşılır.

MHP Lideri Bahçeli’nin açık ve kesin desteği bu galibiyette çok etkili olmuştur. Umarım ki Sayın Bahçeli, Erdoğan’ın savrulmalarını önleyecek bir fren olur.