MHP'nin TBMM grubunda Öcalan'a çağrı yaparak adeta "Paratoner" görevini yüklenen Devlet Bahçeli'nin asıl amacının "Genel Af projesi" olduğunu yazdım.

Mürekkebi kurumuş değil. Çeşitli Tv kanallarında cezaevlerinde yatanların sayılarını, suç oranlarını da kaleme aldım. MHP ve Bahçeli'nin "Af" konusundaki girişimlerinden bahsettim. Maaşlı troller öylesine saldırdılar ki; FETÖ'nün ve The Taraf'ın aleyhimdeki düzmece haberlerine sığınarak sahiplerine kuyruk salladı çomarlar...

"Edirne'dekinin İmralı'ya hesap vereceğini" vurgulayanlar, Öcalan'ın "Vatana ihanetten" aldığı cezaya rağmen TBMM'de konuşma yapamayacağını bilmiyor mu? Terörist başı Öcalan'ın İmralı'da yargılanırken "Dağdakiler için af getirilirse; örgütü lağv ederim" sözünü başkaları unutsa da arşiv affetmiyor, ilgililer unutmuyor!

Dünya siyasi tarihinde ülkelerin özel günlerinde, yıllarında "Genel af" ilan edilir. Yüzlerce örneği vardır. Türkiye'mizde de yaşanmıştır. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında da bekleniyordu. Ancak ortam müsait değildi. AKP'ye ve Erdoğan'a katkı sağlayamadığı açıktı. Ancak anayasaya rağmen RTE'nin üçüncü defa seçilmesine kılıf uydurulmuştu. Lakin dördüncü defa için bütün yollar kapalı. Bu yüzden anayasa değişikliği şart!

AKP'nin "Sistem mühendisleri" bu gerçekten hareket ederek yeniden "Öcalan kartı ve Kürt seçmene sığınma" alternatifi için Devlet Bahçeli'ye "Paratoner görevi" teklifini götürdüler. Dahası Türk Milliyetçilerinin "Turan" aşklarını okşayarak Suriye'de "Söz sahipliği tezgahını" sahneye koydular.

Nazi Almanya'sının Propaganda Bakanı Dr. Göbels'i mezarında takla attıran yöntemler ile "Suriye Fatihliği'ni gündeme getirip, Şam'daki yeni yönetime sakal, takım elbise, gravat cilası attılar. Golani birden bire "Ahmet Şara" oldu. Dünün teröristleri ile "Yeni yönetimi biz oluşturuyoruz" imajı pompalandı.

"PKK'nın sözde lağvedilmesi ile terörün sona ereceği" rüyası geçici olabilir. Ne de olsa PKK'nın Türkiye coğrafyasında eylem yapma becerisi teknoloji sayesinde zora girdi. Bir süre suskun kalmaları kimilerini inandırabilir. Ama YPG'nin Suriye'deABD tarafından "Eğit-donat" ile 75-80 bin silahlı gücü unutuldu mu? "Fırat'ın doğusuna yollama" gibi suya tirit projeler; lafa gelince "Milli güvenlik sorunu" olmaktan çıkacak mı?

MİT Müsteşarı, Dışişleri Bakanının şoförlüğünü yapan Ahmet Şara bile "Yeni anayasa en az 3 yıl sonra, seçimler 4 yıl sonrasına kalacak" sözlerinden siyasal sonuç çıkaran var mı? "Emevi Camiinde namaz kılmak" ideali aynı zamanda "Mezhep ayrımcılığı"na gittiğini okuyamayan sözde stratejistlerin gelecek ile kaygıları yok. Sadece RTE'nin "Yeniden Başkan seçilme yolundaki taşları temizleme görevlerini yerine getirmeyi" hedeflemişler.

Birkaç duyarlı ses dışında "BOP eşbaşkanlığı projesi"ni hatırlatan da yok! Dahası Cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü sayıları bile tanınmış bazı gazetecilere 2-3 yıl önceki rakamların telaffuzu ile perdeleniyor. Bir bakıma saklanıyor. Ünlü bazı isimler "Kapasitenin 70 bin üzerinde" diyor. Toplamı da  370 bin diye yuvarlanıyor. Oysa 110 tane yeni inşaa edilmekte olan cezaevi projelerine rağmen kapasite210 bin... Tutuklu ve hükümlü sayısı 400 binin üzerinde. Tutuklanma ve hükümlü olarak arananların sayısı 200 binin üzerinde... 4 işlemi bilenler toplayıp, çıkarıp, çarpsın, bölsün! Üzerine yürütülmekte olan soruşturma ve yargılanmaları ekleyin. Dahası 25 milyonu geçen haciz dosyasını ekleyin! Dönüp bu satırların yazarının resmi rakamlara dayanarak ilan ettiği tutuklu ve hükümlü sayılarını yeniden okuyun. Üzerine her gün yapılan operasyonlarda başta uyuşturucu olmak üzere kadın cinayetleri, tecavüz, hırsızlık gibi suçlardan tutuklanıp; hüküm giyenleri ekleyin. Rakam bana göre korkunç; 1 milyon...

Bu olağanüstü rakamı yakın aile çevresi ekleyin. FETÖ öldü. Düne kadar aynı yağmur altında ıslananlarında beklentisi var. Basit hesap ile 5 milyon seçmen!.. Yüzde 1 ile kazanılan seçimde 500 bin rakamı önemli! RTE her gün puan kaybediyor. İkinci parti olarak yüzde 30'un altında. MHP'nin öncülüğündeki "Genel af projesi" ile 5 milyonluk potansiyel Erdoğan'ı yeniden seçtirebilir mi? Yorum sizlerin...

Bu arada Devlet Bahçeli mafya babaları ile fotoğraf çektirmeye devam ediyor. Başta Sinan Ateş'in katilleri olmak üzere, gazetecilere saldıranlar, evlerini yakanlar, darp edenler, tecavüzcüler, torbacılar, hırsızlar, gaspçılar dahil olmak üzere "Kader mahkumları" değil kriminallerin tamamı "Genel af"tan yararlanacak! Narin'in katileri gibi hepsi faydalanacak. Bunun için TBMM'de360'in ötesinde 400'e ulaşma gayreti için transferler yolda...

Muhalefetin parçalı yapısı, tutarsızlığında buna ulaşmak hiç de zor görünmüyor. 

Gelelim sihirli sözcük "Pradigma"ya...

Önümüzdeki yazıda "Paradigma" denilen tuzağın ayrıntılarını yazacağım. Özeti "Cumhuriyetin Sonu" anlamını taşıyor. 
Tabii yersek"

Yiyenlerin olduğu gibi gargara yapanların da bulunduğunu hatırlatmakta fayda var. Vesselam...