Sevgili okurlarım,
Toplumsal'daki dördüncü yazımla karşınızdayım. Bu konuyu aslında ilk yazımda ele almak istemiştim, ancak gündem öyle bir hızla akıyor ki takip etmek neredeyse imkânsız. Neyse, bugüne kısmetmiş. Hazır konuya girmişken biraz kendimden bahsetmek istiyorum. Ama merak etmeyin, sizi sıkıcı detaylara boğacak değilim.
Ben Süleyman Dikici. Çevremdeki insanlar, bana "rüzgâra karşı yürüyen adam" diyor. Kulağa oldukça havalı geliyor, değil mi? Ancak benim için bu lakap, bir bardak çay eşliğinde unutulup gidecek kadar sıradan. Esas mesele şu ki ben hayatım boyunca adaletsizliklerle mücadele ettim. Haksızlıklara boyun eğmedim, tehditler karşısında geri adım atmadım. Bu tür şeyleri büyütüp dramatize etmeye gerek yok; "vız gelir tırıs gider" deyip geçiyorum.
Benim için önemli olan, güçlünün değil, haklının yanında durmak. Mazlumların sesi duyulmadığında ya da garibanın hakkı gasp edildiğinde orada Dikici olur, bunu bilin. Ancak burada kendimi kahraman ilan edecek değilim. Zamanla beni tanırsınız. Özellikle kamu malını hoyratça kullananlara karşı verdiğim mücadeleyi gördüğünüzde, belki de "Bu adam boş değilmiş" dersiniz.
Gelelim bugünkü konumuza. Şişli’nin ünlü Büyükdere Caddesi’ndeki devasa plazalar ve AVM’lerle ilgili kulağıma gelen bazı bilgiler var. Söylenenlere göre, bu binaların önündeki yeşil alanlar ve kaldırımlar, aslında kamuya aitken bir şekilde bu yapıların kullanım alanlarına dahil edilmiş. Örneğin, bir plazanın giriş kapısı, sınır ihlali yapılarak bu alanın içine girmiş. Şişli Belediyesi yetkilileri geçtiğimiz günlerde bu alanları işaretlemiş olsa da kamuya ait kısımlar hâlâ bu binaların gölgesinde kalmış.
Bu hikâyenin başrolünde ise Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan var. Ancak öncesinde biraz tarihçeye bakalım. Büyükdere Caddesi, göğe yükselen binalarıyla meşhur. Ancak yıllardır bu yapılar arasında, belediyeye ait arazilerin üzerine kondurulanlar olduğu konuşuluyor. Mustafa Sarıgül döneminde başlayan bu gasp, Hayri İnönü ve Muammer Keskin’in dönemlerinde de devam etmiş. Bu iddialar ya bilinçli olarak görmezden gelinmiş ya da üstü örtülmüş. Fakat sorulması gereken bazı kritik sorular var: Bu yapıların iskânı nasıl ve kimler tarafından verildi? Belediyeye buradan bir gelir sağlandı mı? Yoksa halkın hakkı mı gasp edildi?
Şimdi sıra Resul Emrah Şahan’da. Şahan, geçmişte Şişli İBB Meclis Üyesi olarak imar işlerinden sorumluydu. Bu yapıların belediyeye ait alanlarda olduğunu, belediye başkanı olduktan fark etmiş. Ama asıl soru şu: Bunun üzerine gitmiş mi, yoksa olanları sadece izlemekle mi yetinmiş?
Halk adına birkaç sorumuz var:
Bu yapıların iskânını kim verdi?
Altında kimlerin imzası var?
Belediye arazilerinden sağlanan gelir nerede?
Ve en önemlisi, Sayın Başkan, siz bu sürecin neresindesiniz?
Bu mesele kapanmaz. Kamunun hakkını gasp edenlerin bu yükü taşıması kolay değildir. Ve şunu unutmayın: Dikici bir işe el attıysa, o işin peşini kolay kolay bırakmaz!