Ülkeyi yangın yerine çeviren AKP’nin ve onun başındaki Erdoğan’ın elinde kala kala bir “15 Temmuz Destanı!” kaldı.
Güya Erdoğan ve ekibine karşı Fethullahçılar 15 Temmuz 2016’da darbe yapmaya kalkışmış. Bunlar da onlara kahramanca direnerek bir kahramanlık destanı yazmışlar.
Olayların arkasına bakmasını bilmeyenler böyle düşünebilir. Erdoğan ve özel ekibi, vatandaşın böyle düşünmesini isteyebilir.
Ama 15 Temmuz Tayyip Erdoğan’ın kendi deyişiyle bir darbe girişimi değildir. O gece 03.00 sularında İstanbul Havalimanı’na gayet rahat biçimde indiğinde ne demişti: “Bu hareket, Allah’ın bize büyük bir lütfudur.”
Başka söze gerek var mı?
DARBE Mİ TRAFİK DENETİMİ Mİ?
Güya Fethullahçılar darbeyi başlatmışlar. Boğaziçi Köprüsü’nun başına birkaç tank yollamışlar…
Bunlar darbe mi yapıyor trafik denetimi mi?
Ankara’da havalanan jetler ikincil yerleri bombalamışlar…
Ama iktidar elemanlarının tümü ortalıkta dolaşıyor.
Televizyonlar serbest, devlet kuruluşları rahat…
Tayyip Erdoğan tatilde… Darbeciler onun nerede kaldığını bile bilmiyorlar; evini sokaktaki vatandaşa soruyorlar. Üstelik Erdoğan’ın Marmaris’te tatil yaptığı daha önce gazetelerde haber bile olmuşken…
Üstelik saatlerce sonra bir ekip geliyor Marmaris’e…
Onlar gelirken Erdoğan özel beklettiği uçağına atlamış, İstanbul’a gidiyor. Sağı solu bombalayan jetler o kocaman uçağı göremiyorlar nedense…
Atatürk Havalimanı onun için ayarlanmış bile…
Çünkü MİT’in bu işten haberi var…
Genelkurmay Başkanı’nın haberi var…
Erdoğan’ın haberi olmaz mı?
Sokakta yer yer çatışmalar olurken kendisi bir turist rahatlığıyla, güvenliği ayarlanmış Atatürk Havalimanı’na iniyor ve “Bu iş bizim için Allah’ın büyük bir lütfu!” diyor…
Darbe, oluyor Allah’ın lütfu…
***
Siz bu sırada jetlere kafa attık diyen profesör kılıklı partizanların palavralarına bakmayın. Olan da bu operasyonu darbe girişimi sanan bizim iyi niyetli bazı vatandaşlarımıza oluyor. 251 kişi bu hayhuy içinde hayatından oluyor.
ASLI 20 TEMMUZ’DA
Yaşananlardan sonra, önceden planlandığını anladığımız bu darbe, Erdoğan için tam anlamıyla Allah’ın lütfu oldu. Bu işi gerekçe göstererek ülkede 20 Temmuz’da olağanüstü hal ilan etti. Anayasa’yı bu yöntemle devre dışı bıraktı. Bütün muhaliflerini susturdu. Meclis’i bile etkisizleştirerek şimdiki tek adam rejimini kurdu.
Aynı yöntem 2015’taki ikinci genel seçim öncesinde de başka biçimde kullanılmıştı. Haziran seçimlerini yitiren Erdoğan; yeni hükümet kurulmasını engellemiş; ülke içinde terör olaylarının patladığını söyleyip bunu önleyecek lider havalarında ortaya çıkarak Kasım başındaki seçimi kazanmıştı.
Artık bu iki siyasi oyun da anlaşılmış bulunuyor.
2015’teki toplu katliamlar, terör saldırıları neyse, 2016 yılı 15 Temmuz’undaki darbe girişimi de aynıdır.
Bu iki operasyonla Türkiye’deki demokrasi tepelenmiş; iktidarı denetleyen organlar etkisizleştirilmiş; sonunda ülkenin ekonomik kaynakları yağmalanarak ülkemiz derin bir krizin içine iteklenmiştir. Çöküşün sebebi de 15 Temmuz komplosudur.
AKP iktidarı değiştiğinde 15 Temmuz operasyonu yeniden soruşturulacak ve bu işin destan mı komplo mu olduğu ortaya çıkacaktır.