Bu yazım doğrudan doğruya, Türk polisini hizmetkârı zanneden o şımarık AKP’lilere yönelik.
Bu yazımın muhatabı, aynı zamanda polisi partizanlaştırarak bunalıma sokan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dur…
Koruma polisi adı altında görev yapan polisler, önüne gelen AKP’linin emrine veriliyor. Bunlar da o polisi veya polisleri her türlü işlerinde kullanıyorlar. Eğer bir polis görevinin koruma ile sınırlı olduğunu söylerse onu eziyorlar, aşağılıyorlar.
Bu şımarık AKP’lilere tarihten bir örnek vererek kendilerine gelmelerini sağlamak istiyorum.
GAZİ OSMAN PAŞA’YI BİLİR MİSİNİZ?
Gazi Osman Paşa, Osmanlı tarihinde “Plevne Kahramanı” olarak yer almış ender komutanlardan birisidir. 1877 yılındaki çok üstün Rus kuvvetlerine karşı yaptığı eşsiz savunma savaşıyla haklı bir ün kazanmıştır. Öyle ki kendisiyle savaşan Rus Çarı 2. Aleksandr, sonunda esir aldığı bu yiğit ve akıllı paşaya Çifte Kartal nişanı vermiş ve takdirini göstermiştir.
İşte bu paşa emekli olunca hizmetine bir emireri verilir.
Paşa bir sabah kalkıp göremeyince karısına, emirerinin nerede olduğunu sorar.
“Ayran çorbası yapacağım, çarşıya yoğurt almaya yolladım!” cevabı alır.
Paşa susar, kapının önünde beklemeye başlar. Biraz sonra emireri gelir, selam verir.
Gazi Osman Paşa, emirerine, “Ver oğlum o bakracı bana!” diye emreder ve alır. Sonra karısını çağırıp, şöyle der: “Hatun hatun! Bu askeri devlet bana emireri olarak verdi, hizmetkârlık yapsın diye değil!”
Ve bakracı sallayıp bahçenin ortasına doğru fırlatır. Karısına da şöyle der:
“Çorba yapacaksan, yoğurdunu gidip kendin alacaksın. Devletin askerini uşak gibi kullanamazsın!”
***
Gelin bir de kasabasından iline, ilinden Ankara’sına kadar her yerde AKP’li yöneticilerin veya hatırlı partizanların korumalığına verilen polislerin durumuna bakın. Bunların bir tür uşak gibi kullanıldıklarına ilişkin yakınmaları İYİ Parti Lideri Sayın Akşener dile getirdi.
Bu berbat düzenin kurucusu da İçişleri Bakanı Bay Soylu. Soylu beyefendi, partililere kendisini beğendirebilmek için Türk polisini bu şımarık adamların hizmetkârı haline getiriyor. Bu partizanca baskı altında köle gibi çalıştırılan polisler arasında intiharlar aldı başını gitti ya…
JANDARMA, 5’Lİ KENE’NİN SOPASI YAPILAMAZ
Polisin içine düşürüldüğü bunalımın bir benzeri de jandarmada yaşanıyor.
Biliyorsunuz, AKP döneminde jandarmanın yönetimi Genelkurmay’dan alındı ve İçişleri Bakanlığı’na verildi.
Böylece, jandarma da siyasileştirildi.
Görüyoruz ki kırsal alanda jandarma, Beşli Kene diye adlandırılan Saray müteahhitlerinin işlerinin koruma elemanları gibi kullanılıyor.
Beşli Kene’den bir patron tarafından Rize’de ormanlar patlatılıyor, halk ormanlarına sahip çıkınca üstüne halkın çocuklarından oluşan jandarma gönderiliyor.
Başka bir Beşli Kene üyesi tarafından Muğla’da zeytinler sökülüyor; köylüler karşı çıkınca, halkın üstüne jandarma sürülüp haklı insanlar susturulmak isteniyor.
Açıkça görülüyor ki Erdoğan ve Bay Soylu, jandarmayı, Beşli Kene’nin pis işlerini kollamak için kullanıyor.
Saray efendileri!
Polisi ve jandarmayı bu vurgunu, bu zulmü sürdürmek amacıyla bir araç gibi kullanmanın hesabını er geç vereceksiniz.
İlk hesaplaşma da sandık, millet önüne geldiği gün olacak.
Vay o zalim ve şımarık olanların haline!..
* Toplumsal'ın 3 Nisan tarihli 30'uncu sayısında yayınlanmıştır.