Tayyip Erdoğan’ın iki damadı bulunuyor: Berat Albayrak ile Selçuk Bayraktar…

İkisinin hedefinde de Ekrem İmamoğlu var…  Hele Bayraktarlar… Selçuk yetmiyor kardeşi Haluk devreye girip saldırıyor. Son olayı hatırlıyorsunuz: Evren Barış Yavuz adlı bir sosyal medya kullanıcısı, AKP yönetimin İsrail’e jet yakıtı satmasını eleştirince Haluk Bayraktar bu kişinin İmamoğlu’nun elemanı olduğunu iddia edip hakaret yağdırdı. Dediklerine bakın: “Bu PKK’lıları besleyen Ekrem İmamoğlu’na sesleniyorum: Tasmalı köpeklerini saldırtmayı bırak. Yalandan başka söyleyecek lafın varsa, mertçe yüzümüze söyle de cevabını verelim.”

Bu kabadayıca tavra karşı İstanbul Büyükşehir Belediyesi açıklama yaparak İmamoğlu’na yönelik bu iddianın yalan ve iftira olduğu, konunun yargıya taşınacağı söylendi. Ve duvara toslayan Haluk Bayraktar’ı kurtarmak için yargı harekete geçirildi; İBB ile hiç ilişkisi olmadığını açıklayan Evren Barış Yavuz halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettiği gerekçesiyle tutuklandı.

Eski çağlarda Osmanlı şehzadelerine bile söz söylenirken, hatta padişahlar bile eleştirilerken bu çağda Erdoğan’ın damatlarına en küçük bir eleştiri sizi hapse yollayabiliyor:

AYNI SALDIRIYLA KARŞILAŞTIM

2019’da Özgür Özel CHP Grup Başkan Vekili idi. Sayın Özel TBMM’de yaptığı açıklamada, AKP Lideri Erdoğan’ı eleştirirken şöyle demişti:

Bir damat ekonomiyi yönetecek, bir damat SİHA üretecek, kızınız KADEM’in başında olacak, oğlan TÜRGEV’in başında olacak. Hanımefendi Çevre Bakanı’ndan çok çevre projelerinde yetkilendirilecek. Bu aile devletine, şahıs devletine itirazdan ki parti içinden iki yeni parti doğmaktadır. Bundan sonrada yolcudur Abbas, bağlasan durmaz.

Siyaset arenasındaki bu tartışmaya Bayraktar ailesi hemen dahil oldu. Selçuk Bayraktar, kendi sosyal medya hesabından CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel’i eleştirdi. İşte o yazdıkları:

Milletimize hizmet için ekibimizle 15 yıldır S/İHA üretiyoruz.

Şimdi Akıncı TİHA geliyor sonra da insansız savaş uçağı inşallah.

Milletin vekili sıfatlı birisi terörle mücadelede ve teknolojik gelişmede ülkemizde çığır açan bu işten neden rahatsız olur?”

Bu yetmedi. Haluk Bayraktar da siyasi saldırılara katıldı ve şunu yazdı: "Normal şartlarda havacılıkta uçabilmek için aerodinamik sürtünme kuvvetini
yenmeniz gerekir. Ama Türkiye'de uçabilmek için önce bu mandacı zihniyeti yenmeniz gerekiyor. Biz bu zihniyetle mücadele ede ede bu noktaya geldik. Yıldıramazsınız!

(Kaynak: https://www.sabah.com.tr/gundem/2019/12/18/selcuk-bayraktardan-chpli-ozgur-ozele-zor-soru)

Görüldüğü gibi, Bayraktar ailesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik eleştiriyi kendi üzerlerine alınarak siyasetin içine bütün gücüyle dalıp CHP’yi “mandacı” diye suçlamıştı. Böylece de kendilerini her türlü eleştiriye de açmışlardı. Üstüne üstlük ülkeyi yöneten siyasetçinin ticaretle uğraşan akrabaları oldukları için eleştirilmeleri de doğaldı. Kamusal alanın önde gelen bu bireylerine Yurt Gazetesi’nde 19.12 2019 tarihinde yazdığım köşe yazımla cevap verdim.

Uçak yapmaktan da söz ettikleri için, yazımın başlığı, “Uçağı Bırakın da Önce Çim Biçme Makinesi Yapın!” idi. Ayrıca yaptıkları İHA’ların yerli ve milli sayılamayacağını; çünkü motorlarının dışarıdan getirildiğini belirtmiştim.

Vay sen misin bunu yazan?

Damad-ı Şehriyari Selçuk hazretleri ve muhterem pederleri Özdemir hazretleri hiddet ve şiddetle beni ve gazeteyi mahkemeye verdiler. Ve davacı Damatgiller olunca savcı da yargılanmamıza evet dedi.

Bu zat-ı şahaneler benden ayrı ayrı 40’ar bin lira para istiyorlardı, tazminat olarak.

O sıralar dolar 6 lira dolayındaydı.  13 bin dolardan fazla… Ve bu iki yıllık emekli maaşım demekti.

“Adamlar öyle büyük paralara alışmışlar ki küçüğe tenezzül etmiyorlar.” diye düşünmüştüm o zamanlar. Dolar milyarderleri oldukları da ortaya çıktı ya…

Halbuki bu türlü tazminat davalarında karşıdan genellikle bir maaşı tutarında tazminat istenir ve mahkemeler de böyle karar verirler.

Bayraktar’larda öyle bir üsten bakış, öyle bir tahakküm hali var ki bu kibir, avukatlarına bile bulaşmış, dava dilekçesinde hakaretler savurabiliyorlar.

Davaya gelecek olursak…  Dosya, o mahkeme bu mahkeme dolaştırıldıktan sonra İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi karar verdi ve bizi beraat ettirdi. Elbette ki üst mahkemeye başvurma hakkı tanıdı Bayraktar tarafına…

Bekliyoruz gerçekten aklanmayı.

Bu davadan Sayın Özgür Özel’in haberinin olduğunu sanmıyorum.

Ama tazminata mahkûm olursam kapısını çalacağım; haberi olsun.

Not: Bayraktar biraderler, bu yazımda yüksek şahsiyetlerini rencide ettiğimi iddia ederek o çok bilmiş avukatlarına “Mahkemeye ver, sustur şunu!” emrini verirlerse şaşırmam.