Muhafaza,
Genellikle 'dini' kavram…
Dolayısıyla,
Dini yaşam tarzını savunan ve koruyan anlamı taşımaktadır…

Muhafazakar,
Arapça ve Farsça karışımı...
Muhafaza Arap “ kar “ eki ise Farsça…

Bize sirayet eden muhafazakarlık ise,
Geçmişten gelen “ tarihsel- kültürel “ toplumsal etmenleri destekleyen görüştür…
Yani,
Yaşam tarzına etki eden güçtür…
Başka bir deyimle,
Tutuculuktur…

***

BİLİMİN,
Yeryüzündeki 'toplumsal etmenleri' geride bırakıp,
Uzayda konuşlanmasına rağmen,
Tutuculuk yüzünden 'insanlık' yerinde saymaya devam etmektedir…

Sebebi,
İnsanca yaşamı kendi tekelinde tutmak isteyen,
Yine insanlardan oluşan EMPERYALİST ruhtur…

Örneğin?
Amerika Birleşik Devletleri…
Kendi içinde,
Devlet ile kiliseyi ayrı tutuyor…
Buna karşılık,
Sömürdüğü ve sömüreceği coğrafyalardaki toplumları,
DİN ile savaştırıp kontrol altında denetliyor…

***

Günümüz TÜRKİYE’SİNE
Bakacak olursak?

Nüfusun,
Yüzde doksan dokuzu Müslüman deniyor…
Aynı nüfusun,
Yüzde yetmişi muhafazakar olarak kabul ediliyor…

İşte burası,
ÇOK ÖNEMLİ!

Bilimin kapısını aralayan,
Atatürk Cumhuriyetini,
Cumhuriyetin dilini,
Kazanımlarını reddeden bir zihniyetle karşı karşıyayız…

Bu zihniyete destek verenler,
Muhafazakar çoğunluk…

İşte bu muhafazakar çoğunluğun,
Muhafaza ettikleri veya etmeye çalıştıklarına bakalım?
- DİNİ’in gerekleri…
- Milliyetçilik akımları…
- İkisinin karışımı 'Türk - İslam sentezi'…

Dinin gereklerini…
Hırsızlığa…
Hukuksuzluğa…
Adaletsizliğe dönüştüren güruh,
İşi,
Cincilere…
Üfürükçülere…
Cemaat ve tarikatları besleyip büyüten 'dış güçlere' teslim etmişler…

Milliyetçi kavramları…
Vatan toprağını satanlara…
Vatandaşlığı parayla satanlara bırakmışlar…

Türk - İslam sentezini…
Ümmetçiliği kamufle edenlere bırakmışlar…

***

Peki,
Soruyorum şimdi?
Ne kaldı geriye?
Sıfıra sıfır,
Elde kalan yine kocaman SIFIR…

Gelelim,
CAN ALICI soruya…
Bizim,
Muhafazakarlar topluluğu,
Ülkenin geldiği bu noktadan sonra,
Neyi KORUYACAKLAR Allah aşkına?

Dini duyguları gitmiş,
Milli duyguları gitmiş,
Çıplak Anadolu topraklarını mı?

Hadi canım sende!