Anadolu, bir yangın yeri…

Görünmeyen ama yakan bir yangın yeri…

Geçen hafta; Bolu’dan başlayarak Tokat’a kadar iki günlük bir yolculuk yaptım. Dört ile uğrayıp insanlarla konuştum. Yaşantısından memnun olan kimseye rastlamadım.

İnsanlar tek şeyi konuşuyor: Bu dayanılmaz hayat pahalılığı…

Evleri yakan işsizlik…

NİKSAR’DAKİ HÜZÜN
Anadolu’daki ilk Türk başkenti, Danişmendli Devleti’nin kurulduğu yer kendi toprağım Niksar’da arkadaşlarla konuştum. İş insanı Sezai Tahmisçioğlu, “Bunca yaşına kadar hiç böyle bir sıkıntı görmediğini” söylerken ekledi: “Her gün üç dört kişi kapıyı çalıyor, ya iş istiyor ya para… Çaresiz kalmak canımı acıtıyor” derken gözleri yaşarmıştı. Kendi icadı cevizli çemeni ve diğer yerel ürünleri pazarlayan Sezai Bey, “Niksar hiç bu kadar geriye gitmemişti. İnsanlar bir kurtarıcı bekliyor. Muhalefet bu konuya odaklanmalı!” diyerek yön de gösterdi.

Tokat’a hiçbir yatırım yapmayan, var olan büyük Tekel fabrikasını bile kapatan AKP’ye her seçimde yüzde 60 oy çıkıyordu. Yolları bile asfaltsız olmasına karşın bu dışlanmayı görmezden gelen Tokatlılar; hayat pahalılığının yarattığı yıkım sonucunda uyanmaya başlamışlar. Belli ki Stokholm Sendromu’nu atlatıyorlar.

Bolu’da konuştuğum esnaf, “Sattığımız malı, sattığımız fiyattan alamıyoruz. Mazot fiyatları bir yılda 4 kat arttı. Üretim durdu, nakliye öyle pahalılaştı ki… Fiyatlar kamyonda ikiye katlanıyor. Halkın parası pul oldu. Kimse güç yetirip mal alamıyor” biçiminde yakındılar.

Kastamonu’da da temel sorun bu hayat pahalılığı… “Olur da bu kadarı olmaz. Hayatımda böylesini görmedim!” dedi lokantacı esnaf. Ekledi: “Millette lokantaya gidip yemek yiyecek hal kalmadı. Müşteri az, malzeme fiyatları yüksek… Elektrik çok pahalı… Kirayı ödeyebilirsek seviniyoruz. Öbür partiler neden bu durumu görmüyor? Yazık!

Samsun’da da durum aynıydı. Sadece bir esnaf, “Evet bu Ak Parti işi berbat etti ama muhalefette de iş yok. Onlar başa gelse durum daha kötü olur!” dedi. “Çözümleri neymiş, söylesinler de görelim!” diye ekledi.

MUHALEFET, TEMEL SORUNU ATLIYOR GİBİ
Gezdiğim yerde yaşantısından memnun olan kimseyi görmedim. Sadece Niksar’da bir manavda bacak bacak üstüne atarak konuşan birisi, limonun 20 liraya satılmasından yakınan bir kadına, “İnşallah çok yakında işler düzelecek, daha iyi olacak. Biraz da şükredelim!” diye çıkıştı.

Bana kiraz tartan manav, kulağıma eğilip, “Belediyeden geçiniyor abi…” deyiverdi.

Adama dönüp, “Buranın belediyesi kaç yıldır AKP’nin elinde… Yollar köstebek yuvası gibi… Eskiden buralar cıvıl cıvıldı. Ne yapıyor belediye?” diye sordum.

Bana, “Ben sizi tanıyorum. Siz muhalifsiniz. Ak Parti ne yapsa beğenmezsiniz…” deyiverdi.

Gülümsedim ve ona, “Niksar’ın girişine minare biçimli iki kazıp çaktırıp arasına Arapçayla ayet yazdırmaktan başka ne yaptı belediyeniz?” diye sordum.

Yapacak, yapacak!” diyerek geçiştirdi.

Market sahibi işinsanı Rıza Yıldırım, “Ben bir yıl içindeki enflasyonun en az yüzde iki yüz olduğunu biliyorum. Her türlü mal satıyoruz ve fiyatların nereden nereye geldiğini en iyi biz biliyoruz. En az yüzde iki yüz!” dedi.

Anadolu baştan başa pahalılığa çare bulacak kurtarıcıyı bekliyor.

ALTILI MASA BU KONUYA ODAKLANMALI
Peki Altılı Masa bu ekonomik yıkım konusunda halka yeterli bilgi ve çözüm yolları sunabildi mi?

Gördüğüm kadarıyla söylenenler pek yeterli değil… AKP’liler ve partizan bürokrasi, “Bu hayat pahalılığını bu muhalefet çözemez, yine yaparsa Ak Parti yapar!” propagandasındalar…

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmaları Anadolu’da pek yankı bulmuyor. Çünkü, Sayın Kılıçdaroğlu, bu ekonomik bunalıma odaklanmıyor; bu beladan milleti nasıl kurtaracağını tam açıklayamıyor. Kendisi, üst sınıfların sorunu olan “adalet, hak, hukuk” konularına yoğunlaşıyor. Doğrusunu söylemek gerekirse, bu konuları Anadolu’dan bin kişiden birisi ancak öne çıkartıyor. Bu yüzden de partinin oylarında ciddi bir artış gözlenmiyor.

Sayın Kılıçdaroğlu’nun mutlaka partinin ekonomi kurmayı Faik Öztrak’tan ekonomik rakamlar ve çözüm önerileri alarak Anadolu’ya seslenmesi gerekiyor.

Bu problemi biz çözeceğiz… Şöyle çözeceğiz. Milleti yeniden refaha kavuşturacağız. Gençlere iş bulacağız” demek şart…

Evi yanan insanlara “Hak, hukuk, adalet”ten önce itfaiye aracı gerek… Muhalefet, itfaiyeciliğe başlamakta fazla geç kalmamalı… Önce yangını söndürün, sonra adalete bakarsınız…