EĞİTİM, YARGI, ORDU

Türkiye 3 gündür Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde kaydedilen görüntüler sebebiyle Atatürk ve orduya nefret kusanların saldırısını konuşuyor.

Kara Harp Okulu birincisi teğmen Ebru Eroğlu ve arkadaşları attıkları “Mustafa Kemalin Askerleriyiz” sloganı nedeniyle Cumhuriyet ile sorunu olanlar tarafından FETÖ'cü ilan ediliyor, şeytanlaştırılıyor.

GÜÇLÜ ORDU GÜÇLÜ DEVLET CAN EVİNDEN VURULUYOR

15 Temmuz sonrası tarikat ve cemaatlere karşı iktidarın “laikliğin” önemini anlayacağı ve Anayasal bu ilkeye sahip çıkacağı düşünülmüştü.

Oysa ki tam tersi oldu. Türkiye, devrim karşıtı tarikat ve cemaatler eliyle eğitim, yargı ve ordunun ele geçirilmesiyle can evinden vuruluyor.

Kavganın “Sen çok yedin, biraz da ben yiyeyim” olduğu düşüncesi uyandıran bir yöne evrildiği görülüyor. Türkiye’de 30 tarikat, bu tarikatlara bağlı 400’ün üzerinde cemaat ve bu cemaatlerin sahip olduğu birçok vakıf, dernek vb. bulunuyor. Bunların FETÖ’den boşalan alanları doldurduğu bir yapılanma ile karşı karşıyayız.

Orduda tarikat yapılanması el değiştirerek devam etti. Cübbeli amiral vakası daha dün gibi hafızalarda. İkmal Komutanı Tuğamiral Mehmet Sarı'nın, gittiği bir evde amiral üniformasının üzerine geçirdiği cüppe ve başına taktığı sarıkla namaz kılarken çekilmiş görüntüleri ortaya çıkmıştı. Amiralin Nurcu Kurdoğlu cemaatine mensup olduğu konuşulmuştu. Tuğamiral hakkında hiçbir işlem yapılmamıştı. Öte yandan sarıklı cübbeli amiralin “ Whatsapp grubunda üniformalı vesikalık fotoğrafını paylaştı” diye şikayet ettiği Deniz Yarbay F.K açığa alınmış ve hakkında soruşturma başlatılmıştı.

Tuzla Piyade Okulu’nda düzenlenen 10 Kasım törenlerinde Cumhuriyet'in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk rozetini takmayı reddeden teğmenler vakasını da hatırlayalım. Atatürk rozeti takmayan teğmenler ordudan ihraç edildi evet ama onları Atatürk rozeti takmaları için uyaran dört teğmen de ordudan ihraç oldu. Bu arada not düşelim Atatürk rozeti takmayan teğmenler ifade vermeye dahi gitmedi.

DEVLETİN UMUDU GENÇLİK EĞİTİMDE CAN EVİNDEN VURULUYOR

“Milletimizin siyasî, toplumsal hayatında, milletimizin fikrî terbiyesinde rehberimiz ilim ve teknik olacaktır.”

Gazi Mustafa Kemal Atatürk 

AKP, Atatürk’ün bu sözlerinin tam aksine genç dimağları tarikat ve cemaatlerin karanlık fikirlerine teslim etmiştir.

2018 yılı Tarikat raporuna göre, 1 milyon çocuk eğitim görüyor, üyelerin yüzde 10’u ‘şiddet eğilimli’

Devlet okullarında eşitlik ve laiklik ilkeleri yine bu tarikat cemaat ve bunlara bağlı dernekler eliyle hiçe sayılıyor. Her vatandaşın çocuğu gerçek İslam’la yakından uzaktan ilgisi olmayan bir inanç ve yaşam biçimine zorlanıyor. Bu yapılar, “Dersimi Camide Yapıyorum Protokolü, İyilik Okulu Protokolü, Değerler Eğitimi Protokolü, Medeniyet ve Değerler Protokolü, Mescitsiz Okul Kalmasın Protokolü” gibi eğitimde işbirliği protokolleri ile okullarda yer edindi.

 “Hayat Boyu Öğrenme” sertifika programı ile pedagojik formasyonu olmayanlar öğretmen yapıldı ve derslere sokuldu.

Diyanet kurslarında 4-6 yaşa verilen tartışmalı dersi yasak olmasına rağmen  “değerler eğitimi” adı altında 4-6 yaş arası çocukların eğitimine dahil edildi. Uzmanlardan ve halktan “Sübyan mektebi mi açıyorsunuz?” tepkisi geldi.

2013’te “Değerler Eğitimi” adı altında başlatılan 4-6 yaş grubu çocuklara din eğitimi 5 yıl içinde 40 kat arttı ve 618 bin 402 çocuğa ulaştı. Din görevlisi sayısı da 8 bin 471’e çıktı.

Bir parantez açalım; bir çocuk 8 yaşına kadar soyut kavramları sağlıklı anlamlandıramayacağından din eğitimi dersi sağlıklı olması için bu yaştan sonra verilmelidir.

Devlet’e bağlı üniversite yurtlarında ‘’Manevi Danışmanlık’’ adıyla cemaat mensupları görevlendirildi.

Cemaatlere bağlı olan yüzlerce denetimsiz medrese ve yatılı Kuran kurslarına öğrencilerin gitmesi teşvik edildi. Bu kurslarda kaydedilen taciz ve adli vakalara yaptırım uygulanmadığı görüldü.

Laik eğitimi yok sayan MEB, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik Spor Bakanlığı arasında imzalanan ÇEDES projesi kapsamında ‘’Manevi Danışman’’ olarak imam, vaiz, din hizmetlisi uzmanı ve Kuran kursu hocaları okullara görevlendirildi.

2023-24 Halk Eğitim merkezlerinde “ Ailede çocuğa din eğitimi, çocuklar için Kuran-ı Kerim eğitimi, Kuran-ı doğru okuma ve anlama, Elif-Ba okuma” gibi kurslar açıldı.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın sorumluluğunda olan devlet korumasındaki çocukların yaz kampı adı altında 40 gün bir tarikat kampına gönderildi, burada çocukların başında bir devlet görevlisi yoktu ve bu çocukların şiddete maruz kaldığı ortaya çıktı.

“ADALET MÜLKÜN TEMELİDİR”, DEVLET CEMAATÇİ YARGIYLA CAN EVİNDEN VURULUYOR

Devletin temeli olan adaleti sağlamakla görevli yargı temelinden cemaat ve tarikatlar eliyle yok edildi.

Yargıtay Başkanı seçilen Ömer Kerkez’in Menzil tarikatı tarafından desteklendiği iddia edildi.

2021 yılında bir Yargıtay üyesi gazeteci İsmail Saymaz’a konuştu ve "FETÖ’nün yargı ve bürokrasideki yerini Hak-Yol ve Menzil tarikatının doldurduğunu" söyledi.

Bir Danıştay hakimi de "Yargıçların birtakım dini ve siyasi grupların kontrolü altında olduğunu ve özgür iradesiyle oy kullanmadığını" açıklamıştı.

Menzil tarikatının cezaevlerini de ele geçirmeye başladığı ortaya çıktı. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün “Bir Kitap Bir Umut” kitap bağış kampanyasına Menzil tarikatı da gönderdiği kitaplarla destek verdi. Bu kampanya ile gardiyan sofilerin mahkûmlara ulaşıp tövbe seansları yaptırdığı iddia edildi.

2018 yılında 16 ilde yüz yüze görüşmelerle yapılan araştırma sonrasında yayınlanan raporda 2 milyon 600 bin vatandaşın bir tarikatla organik bağı bulunduğu belirtildi.

Buna göre, tarikat üyesi ya da faaliyetlerine sürekli katılan kişi sayısı 1 milyon 100 bin. Sempatizan/destekçi/üye olmasa da toplantılara en az bir kez katılmış ve yeniden katılabileceğini ifade eden kişi sayısı ise 1 milyon 500 bin.