Türkiye, tarih boyunca sayısız kez karşı karşıya kaldığı ihanetlerle yeniden yüzleşmek zorunda kalıyor. Bugün yaşanan olaylar, tarihin acı dolu sayfalarına bir yenisini ekledi.

Sabahın İlk Işıklarıyla Gelen Karanlık

Gün, güneşin bile utanarak doğduğu bir gün olarak başladı. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte, karanlık bir perde aralandı. Suriye’de, Türkiye’nin onur ve bağımsızlığının simgesi olan ay-yıldızlı bayrağımız, hain eller tarafından alevler içinde bırakıldı. Alevler gökyüzüne yükselirken, bayrağımızın etrafında toplanan kalabalığın öfke dolu bakışları, bu saldırının derin yaralarını hissettiriyordu. Kırmızı ve beyazın ihtişamı, ateşin alevleriyle karışarak gökyüzüne yükseldi. Bu sahne, sadece bir bayrağa yapılan saygısızlık değil, tüm Türkiye’ye yapılan bir saldırı olarak hafızalara kazındı.

Kayseri'nin Masumiyetine Vurulan Darbe

Kayseri'nin masumiyet dolu sokakları, bugün dehşet verici bir olayla sarsıldı. Güneşin sıcaklığının bile hissedilemediği bir an, beş yaşındaki küçük bir çocuk, bir canavarın elinde korkunç bir şekilde taciz edildi. Bu masum çocuğun gözyaşları, tüm şehrin yüreğine kor gibi düştü. Kayseri halkı, bu vahşeti sindiremezken, yaşanan acı ve öfke, sokaklara yansıdı. İktidar, Kayserili yurttaşlarımızın ve milletimizin bu iğrenç olayı protesto etmesine karşılık tehditvari parmak sallayarak tepki verdi. Hâlbuki yapması gereken bu hainleri bir an önce kendi ülkelerine göndermek olmalıydı.

Arapların İhanetleri

Tarih kitapları, Osmanlı İmparatorluğu döneminden günümüze, Arapların Türklere karşı sergilediği ihanetlerin hikayeleriyle doludur. Osmanlı’nın güçlü dönemlerinde bile, Arap yarımadasında yaşanan ihanetler, bugünkü olayların bir önsözü gibiydi. Türk milletinin dost bildiği, kardeş bildiği bu topluluklardan defalarca sırtından bıçaklanması, tarihin tozlu sayfalarında birer kara leke olarak yer almakta.

Günümüzde de bu ihanetlerin izleri silinmiş değil. Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ın barış çağrısına karşılık Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın olumlu yanıt vermesi, bazı çevreleri rahatsız etti. Ancak bu rahatsızlık, Suriye’de bayrağımızın yakılması gibi düşmanca hareketleri haklı çıkarmaz. Bu olaylar, Arapların tarih boyunca sergilediği ihanetlerin günümüzde de devam ettiğinin bir göstergesi oldu.

Milletin Sabrı Taşma Noktasında

Kayseri'de yaşanan vahşet ve Suriye’de bayrağımıza yapılan saldırı, Türk milletinin sabrını taşırma noktasına getirdi. Milletimizin sabrı taşarken, sokaklarda yükselen öfke çığlıkları, bu ihanetin cezasız kalmayacağının bir işareti olarak yankılandı. Yurttaşlarımızın tepkisini bastırmaya çalışanlar, milletimizin gerçek gücünü ve kararlılığını hafife alıyorlar. Bu millet, tarih boyunca kimseye boyun eğmedi ve bu tür ihanetlere karşı sessiz kalmayacak.

Arap sevicileri, bu ihanet dolu gerçeğe karşı ne diyecekler? Türk milleti, tarihin ve günümüzün sunduğu bu acı gerçeklerle yüzleşmeye ve gereken tepkiyi göstermeye hazırdır. Kayseri'de yükselen çığlıklar ve Suriye'de yanan bayrağımızın görüntüleri, bu ihanetin ne kadar derin olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Bu olaylar, sadece tarihin karanlık köşelerinde kalmayıp, günümüzün acı gerçeği olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu acı dolu gerçeklerle yüzleşmek cesaret gerektirir. Tarihin ve günümüzün sunduğu bu ihanetlerle yüzleşmek, Türk milletinin kararlılığı ve dirayetiyle mümkün olacaktır. Türkiye, tarih boyunca karşı karşıya kaldığı ihanetleri unutmadı ve unutmayacak. Bu millet, onurunu ve bağımsızlığını koruma konusunda her zaman güçlü ve kararlıdır.