Millet masasında Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda istikamet, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu gösteriyor.

Nereden mi çıkardım?

Muhalif Ankara temsilcisi İnanç Uysal'ın, İyi Parti’nin ‘sert politikacısı’ Yavuz Ağıralioğlu ile yaptığı bir söyleşideki ılımlı mesajlarından anladım.

Uysal’ın söyleşisine gelmeden önce bir dönüp yaşananlara bakalım:

İnanç Uysal’ın da dediği gibi İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener 'Ben başbakan olacağım' dediğinde aslında parlamenter sisteme geçiş kararının kesinliği ile ilgili bir mesaj vermişti. Cumhurbaşkanlığı adaylığından feragat ettiğini açıklamıştı.

Arzusu da altılı masa tarafından ‘nereden çıktı’ diye reddedilmemiş, aksine Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere destek görmüştü.

Akşener’in Cumhurbaşkanlığı adaylığından feregati Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda Cumhuriyet Halk Partisine alan açıyor, sistem değişikliği ön kabulü gereği Cumhurbaşkanlığı makamından beklentilerini tanımlıyordu. Ancak, ‘kazanacak aday’ tanımı kafaları karıştırıyor, CHP içine müdahale olarak algılanıyordu.

Akşener’in İmamoğlu, Yavaş isimlerini öne çıkarmasının yanında CHP’den ihracının ele alınmasından birkaç gün önce ziyaret ettiği Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan ile kürsüdeki ‘Abla masaya beni de aday yazsana’, ‘mahvettim onları’ şakası ve abla-kardeş muhabbeti bardağı taşıran son damla olmuştu.

AKŞENER ÖNDEN GİTTTİ, İYİ PARTİ YUMUŞADI
Altılı masa dağıldı dağılacak derken tam tersi sağlamlaştı. Meral Akşener, geçtiğimiz günlerde il başkanları toplantısında "Kemal Bey aday olmak konusunda kararlı" diyerek başka bir mesaj verdi.

Akşener, verdiği mesajlarla ayrıca kendi tabanının beklentilerine karşılık "Merak etmeyin, direksiyonda ben varım" dedi.

Bu, CHP tarafından memnuniyetle karşılandı. Çünkü kazanacak aday söylemi bir anlamda Kemal Kılıçdaroğlu ile olmaz olarak algılanıyordu. Çünkü gerek İmamoğlu gerek Yavaş, adaylık konusunda istekli olsalar da asla bunu dillendirmemiş, ima bile etmemişlerdi. Hatta Yavaş tam tersi açıklama yapmış, bu açıklama alıcı bulmamış, cılız kalmıştı. Halbuki masa isterse şerhi ile Kılıçdaroğlu kendi ağzından göreve hazır olduğunu defalarca kamuoyuna açıklamıştı. Bu sebeple, kazanacak aday söylemi ya da 'Kılıçdaroğlu çok iyi bir isim, dürüst devlet adamı, sözüne güvenilir, demokrat' tanımından sonra ‘ama’ ile başlayan değerlendirmeler hoş karşılanmıyordu.

İŞARET KILIÇDAROĞLU’NA ‘EVET’ Mİ?
Yavuz Ağıralioğlu'nun İnanç Uysal ile sohbetinde cılız ‘kazanacak aday’ sözleri ile başlayan ve ‘kimseye rezervimiz yok’ güçlü vurgusu yumuşama işaretiydi bence.

Ağıralioğlu, özetle her zaman söylediğini tekrar ederek 'Ülkeyi kim yönetsinden önce hangi anlayış yönetsin noktasındayız' dedi.

Kimseye baştan bir rezervlerinin olmadığını da söyledi. Önceliklerinin 'Kazanacak aday ve ülkeyi güçlendirilmiş parlamenter sisteme taşıyabilecek' aday olduğuna vurgu yaptı.

Ağıralioğlu, "Her lider potansiyel olarak Cumhurbaşkanlığı adayıdır, işin doğası böyledir. Bizim Cumhurbaşkanlığı makamından beklentimiz, geçiş sürecini doğru idare edebilmesi, geçiş süreci için belirlenen kuralların doğru uygulanmasına nezaret etmesi, bu arada ortaya çıkabilecek fikir ayrılıkları olursa da oralarda hakemlik edebilmesi olur" dedi.

Her liderin doğal aday pozisyonunda olduğunu söyleyen Ağıralioğlu, Akşener'in ise kendisini baştan Başbakan olarak konumlandırması nedeniyle şu anda cumhurbaşkanı adaylığının söz konusu olmadığını söyledi. Ancak yine de teşkilatların gönlünde Akşener'in olduğunu, Genel Başkan’ın başbakanlık ifadesi nedeniyle teşkilatların bu konuda sessiz davrandıklarını belirtti.

Yani?

Başta da söyledik. Altılı masada en uçta duran İyi Parti'de izler bizi Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına desek olacakları kanaatine götürüyor.