Türkiye’de çıkartılan birçok kanun, bir suçun işlenmesini önleyecek tedbirleri içermez. Caydırıcılığı olmayan kanunu pek takan olmaz.
2018'in ekim ayında Cumhurbaşkanı’nın onayıyla yürürlüğe giren, ‘yayalara ilk geçiş hakkını veren’ kanun bunlardan biridir.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ilkokul çocuklarıyla kırmızı düdük öttürüp yaya geçidi nöbetlerine katıldı. Bunların hepsi reklam çalışmasıydı.
Kanundan sonra ne değişti?
Hiçbir şey.
Sürücüler, kanundan önce de yayalara yol vermiyordu şimdi de vermiyor. Hatta bu kanunun çıkması, yaya geçitlerinde yaya-sürücü kavgalarını artırdı.
Yaya geçidinde, ilkokul öğrencisinin öldüğüne bile tanık olduk.
Bursa'da, okul çıkışında, yaya geçidinden yolun karşısına geçmeye çalışırken servis aracının altında kalan öğrenci İnci Su Özmen yaşamını yitirdi. İnci Su’nun ailesinin acısını hiç kimse dindiremez.
İnci Su’nun ölümünden dolayı, iki çocuk babası Bakan Soylu’nun vicdanı da sızlamalı.
Kabinenin en etkili bakanlarından biri olan Soylu, yaya geçidi düzenlemesine işe yarar caydırıcı tedbirler eklettirebilir.
Yayaya yol vermemenin cezası (2023 yılı için) bin 917 TL demek caydırıcılık değildir. Tespit sisteminiz yoksa bu cezayı nasıl yazacaksınız?
DUBAİ BÖYLE ÇÖZDÜ
Yaya geçitlerinde yayaya yol verme düzenlemesi bizden bir buçuk yıl sonra Birleşik Arap Emirlikleri emirliklerinden Dubai’de de yapıldı. Dubai polisi, yayalara yol vermeyenlere 500 dirhem (135 dolar) para cezası ve ehliyete ceza puanı uygulaması getirdi.
Dubai polisi bununla yetinmedi.
Yaya geçitlerine güneş enerjisi ile çalışan kameralar yerleştirdi.
‘Sıkıysa geç geçebiliyorsan’ dedi.
Bakan Soylu, “Biz hala araç öncelikli bir yaya anlayışıyla hareket ediyoruz, esas zihniyet devrimimiz yaya öncelikli bir trafik anlayışıyla hareket ettiğimizde başlayacaktır” diyor.
Bu zihniyet devrimi kaç nesil sonra olur bilinmez.
Çözüm; kural tanımaz insanların tanrıdan ve devletten daha çok korktukları kameralarda. Dubai gibi biz de yaya geçitlerimize kameraları dikersek bu sorun kökten çözülecek.