"Kocatepe yanık ve ihtiyar bir bayırdır

Ne ağaç, ne kuş sesi ,ne toprak kokusu vardır...
Gündüz güneşin, gece yıldızların altında kayalardır...
Kayalıklarda şayak kalpaklı nöbetçi 
Okşayarak gülümseyen bıyığını seyrediyordu Kocatepe'den 
Dünyanın en yıldızlı karanlığını...
Kayalıklarda tek tek ateşler yanıyordu...
Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki
Şayak kalpaklı adam nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden 
Güzel ve rahat günlere inanıyordu
Ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında 
Birdenbire  beş adım sağında onu gördü...
Paşalar onun arkasındaydılar...
O saati sordu...
Paşalar "3" dediler...
Sarışın bir kurda benziyordu...
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı...
Yürüdü uçurumun başına kadar, eğildi, durdu...
Bıraksalar ince uzun bacakları üstünde yaylanarak
Ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe'den Afyon ovasına atlıyacaktı...
Ali Onbaşı bir şimşek hızıyla düşündü 
Ve şu türküyü duydu...
'Dört nala gelip Uzak Asya'dan 
Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim...
Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak 
Ve bir ipek halıya benzeyen toprak 
Bu cehennem, bu cennet bizim...
Kapansın el kapıları bir daha açılmasın...
Yok edin insanın insana kulluğunu bu davet bizim...
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür 
Ve bir orman gibi kardeşçesine bu hasret bizim"...

Memleket şairimiz büyük usta Nazım Hikmet,Kurtuluş Savaşı Destanı'nı böyle özetliyor o muhteşem kalemiyle...
Bundan tam 102 yıl önce 26 Ağustos 1922'de Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk silah arkadaşları ile Türkiye Cumhuriyeti'nin başlangıcı olan Büyük Taarruz'u başlattı...

26 Ağustos 1922 sabahı Başkomutan Mustafa Kemal Paşa,Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa ve Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa ile muharebeyi yönetmek üzere Kocatepe'de yerini aldı...

Ve Büyük Taarruz başladı...

30 Ağustos 1922 Başkomutanlık Meydan Muharebesi sonunda düşman ordusu dört bir yandan sarılarak Mustafa Kemal Atatürk'ün,Zafertepe'den bizzat idare ettiği savaşta tamamen yok edildi...

9 Eylül'de İzmir'in alınıp Kadifekale'ye Türk bayrağı çekilmesinden 9 gün sonra 18 Eylül 1922'de Büyük Taarruz sona erdi...
186 bin askerimizle katıldığımız savaşta 2318 şehit ,1697 de kaybımız oldu...

Büyük Taarruz'un yıldönümünde Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ve tüm şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyoruz...
Başkomutan,laik Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, 57 yıllık ömründe 11 savaşa katılıp 10'dan fazla kitap yazıp,4 bin kitap okuyan, Türkçe dahil Almanca, İngilizce, Fransızca, Bulgarca, Arapça, Rusça, Farsça bilen, şiir yazan, müzikten anlayan, şarkı söyleyen, ata binen, yüzen, koşan, vals yapan, zeybek oynayan, matematikten, fenden, edebiyattan anlayan, 27 madalya, 7 nişan alırken matematiği, medeniyeti yazan, hayvanı da ağacı da toprağı da seven, yalnızca kendi vatanında değil, savaştığı ülkelerde bile anıtı olan Mustafa Kemal Atatürk'ü bir kez daha hayranlıkla ve gururla anıyoruz...
Ağustos, hava sıcaklığının tavan yapmasının yanında, tarihsel bakımdan da hep belleklerde iz bırakan olaylarla anılan bir ay olması ile de önem taşıyor...

Örneğin, "Ben Atatürkçüyüm, ben cumhuriyetçiyim... Ben laikim... Ben antiemperyalistim... Ben tam bağımsız Türkiye'den yanayım... Ben insan hakları savunucusuyum... Ben terörün karşısındayım... Ben yobazların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım... Dün sabaha değin araştırarak yazdığım hiçbir konuyu yalanlayamadınız... Öyleyse vurun, parçalayın, her parçamdan benim gibiler beni aşacaklar doğacaktır..." diyen Uğur Mumcu'nun doğduğu aydır ağustos...

"Laiklik ilkesini savunmak için Atatürk gibi yürekli, Atatürk gibi inançlı olmak gerekir, izinden gittiklerini söyleyenler gibi ürkek,kararsız ve inançsız değil" derken Mumcu, günümüzün Atatürkçü görünen sahte Atatürkçülerinden bahsettiğini kolayca anlayabiliyoruz...

Yine bir ağustos sıcağında Beşiktaş, Avrupa'daki ilk sınavını Lugano deplasmanında verirken hücum hattındaki başarısını savunmasında gösteremedi...

Beşiktaş sol bek ve sol stoper zaafiyetini yeni transferlerle çözmeyi başarabilirse hedefe ulaşmakta zorlanmayacaktır...
Rövanş maçında zaaflarından kurtulan, turu atlayan Beşiktaş'ı görmek umuduyla...

Bugünlük bu kadar yeter...
Hoş kalın, dost kalın...