Bazen bir sayfa açmak gerekir. Yeniden başlamak.
Beşiktaş, Ahmet Nur Çebi döneminde çok başarısız ve karanlık bir dönem geçirdi. Özellikle şampiyonluk sonrası sürekli değişen teknik direktörler, sakat ve oynamak istemeyen oyuncular, ligden Kasım ayında kopuş yaşamaları, Avrupa’da gruplarda tek bir galibiyet almaması ve daha niceleri...
Bu karanlık dönemden sonra Beşiktaş’ın yeni bir beyaz sayfa açması gerekiyordu. Son 1 yıldır camiada muhalif görünen ve herkesle konuşan Hasan Arat başkan seçildi. Öncelikle hayırlı olması dileğiyle kendisine başarılar diliyorum.
Yolu çok zor, özellikle bu sefer kurulan futbol takımı tam bir plansızlık örneği. Afrika Kupası’nın olduğu bir dönemde bir sürü Afrikalı oyuncu alınması, kronik sakatlık geçmişi olan birçok oyuncu olması nedeniyle neredeyse her maç 7-8 sakat oyuncu oluyor.
Kongre sürecine gelecek olursak Hasan Arat aday olacağını açıklamıştı. Ama karşısındaki aday kimdi? Uzun süre As Başkan Emre Kocadağ denildi, sonrasında Demirören iddiaları ortaya çıktı. Herkes birbirini bekledi, o aday olmasa aday olurum diyenler oldu, en sonunda23 gün kala Serdal Adalı aday oldu.
İki aday da saygılı bir seçim süreci geçirdi. Birbirini öven açıklamalar yaptı. Sayın Hasan Arat, büyük bir lansman yaparak neler yapacağını açıkladı. Sadece futbolda yapacağı düzen değil Eurolegue hedefi, Olimpiyatlara sporcu yetiştirme, E-spor, App projesi gibi farklı projelerden bahsetti.
Yönetim kuruluna hem futboldan gelen hem finans dünyasından isimler aldı. Daha adaylık sürecinde PSG, Chelsea ve Al-Nassr başkanları ile görüştü. Olimpiyat komitesinde olmasından dolayı hem networku hem de bilgisi buna müsaitti.
Bu kongrede Beşiktaş’ta devam eden ‘matruşka’ düzeni artık son bulmuştur. Üstelik X kişinin 5000 oyu, şu derneğin 100 oyu var, o yüzden önemli gibi söylemlerin sadece söylentiden ibaret olduğu anlaşıldı.
2000 yılında büyük başkan Süleyman Seba bir oyumu Hasan’a veririm demişti. Hasan Arat’ın ne kadar iyi bir insan ve Beşiktaş’lı olduğu zaten biliyorduk.
Bu kongre sonrası artık umutsuz olan Beşiktaş camiası kendine geldi. Çebi döneminde kaybetmeyi alışkanlık haline getirmiş, dağılmış, kendini yitirmiş camia bir anda ayağa kalktı.
Sayın Serdal Adalı’ya gelecek olursak her zaman camiamızın en değerli isimlerinden biridir. İleride Hasan Arat ile birlikte çalışacağından eminim.
Beşiktaş’lıların yolu bembeyaz bir sayfa ile başlamıştır.