Atina yönetimi, Ege’de denizaltı kablosu döşeme çalışmalarına devam edileceğini duyurdu. Önceki gün yayımlanan yeni bir NAVTEX mesajında, İtalya'dan kiralanan Relume gemisinin 20-24 Kasım tarihleri arasında kablo güzergahı belirleme çalışmalarına devam edeceği belirtildi. Mesajda, çalışma sahasının tamamının Yunan karasuları içinde olduğu iddia edildi. Ayrıca, Relume gemisinin Girit ile Çoban Adası arasındaki bölgeye yaklaşmakta olduğu kaydedildi.
Türkiye’nin ise Relume’nin yeniden faaliyete geçeceği bilgileri üzerine Mavi Balina Tatbikatı’na katılan 4 fırkateynini kriz bölgesine sevk ettiği öğrenildi.
Türk jetleri yeniden uçmaya başladı
Yunan basını, Atina'nın Ege'deki denizaltı kablosu döşeme çalışmaları için gönderdiği Relume gemisinin faaliyetlerine karşılık olarak Türk savaş gemilerinin bölgeye sevk edildiğini duyurdu. Ayrıca, deniz takip sitelerine göre, İtalyan Relume gemisinin Girit'e ulaştığı bilgisi paylaşıldı.
Atina’nın bu son hamlesinin, Türk jetlerinin uçuş planları olmadan sözde Atina FIR'ına girmesinden bir gün sonra yayınlandığına dikkat çeken Pentapostagma gazetesi, şu bilgileri paylaştı:
“20 aydan fazla bir sürenin ardından Türkiye, son zamanlarda yaptığı gibi 1-2 insansız hava aracı veya deniz istihbarat uçağı değil, düzenli savaş uçakları göndererek eski ‘tanıdık’ benliğinin kırıntılarını bir kez daha gösterdi. Türk jetlerinin uçuş planlarını doldurmadan Atina FIR'ına girmesi, Meis’in güney ve doğusundaki bölgelerde uçuş güvenliğini tehlikeye atıyor. Türk Hava Kuvvetleri de salı günü Kıbrıs'ın kuzeyi ve doğusunda bir tatbikat gerçekleştirirken, beş çift F-16 savaş uçağı ile üçlü F-4E Phantom savaş uçağından oluşan 13 uçak, Meis’in doğusuna gönderildi. Aynı zamanda iki insansız hava aracı ile iki deniz istihbarat uçağı da aynı bölgeye girdi. Hepsi Yunan Hava Kuvvetleri tarafından durduruldu ve iyi bilgilendirilmiş bir kaynağa göre Türk pilotlar, misilleme yapmadı.”
Ne olmuştu?
İtalya'dan kiralanan Ievoli Relume gemisinin faaliyetleri, Türk ve Yunan donanmalarının karşı karşıya gelmesine yol açmıştı. Yunan Kathimerini gazetesi, “Ege’de 40 saatlik açmaz” başlıklı haberinde bu olayın arka planını detaylandırdı.
Olay, 7 Haziran’da Yunan Bağımsız Enerji İletim Operatörü (ADMIE)’nin, Kıbrıs ile Girit arasına bir sualtı elektrik kablosu döşenmesi için güzergâh araştırma talebiyle başladı. Avrupa Birliği tarafından finanse edilen proje, Fransız Nexans tarafından yürütülürken, alt yüklenici olarak Ievoli Relume gemisi İtalya'dan kiralanmıştı. Yunanistan, ADMIE’nin talebine onay vererek çalışmalarını başlattı, ancak ne Fransız ne de İtalyan dışişleri bakanlıkları, Türkiye'den izin almadı. Kathimerini’ye göre, ABD ve ADMIE, Türkiye’nin tepkisini çekmeyecek şekilde araştırma sürecinin hızlandırılmasına yönelik baskı yaptı.
İlk sorgu TVG Gökova'dan
Ievoli Relume gemisi, Kıbrıs’tan Girit’e doğru ilerlerken, Türk-Libya Mutabakatı'nın kapsadığı sınırlara girdi ve Yunan Genelkurmayı’ndan bu bölgedeki olası Türk tepkisiyle ilgili bilgi talep etti. Bunun üzerine, 18-19 Temmuz’da TCG Gökova fırkateyni, Ievoli Relume gemisine yaklaşarak geminin kimliğini ve burada bulunma amacını sordu. İtalyan gemisi yanıt vermedi. Yunan Deniz Kuvvetleri, TCG Gökova’ya eşlik eden Aitittos fırkateyni ve birkaç Türk savaş gemisi ile bölgeyi yeniden kontrol altına almaya çalıştı. Yunan Donanması, daha sonra bölgeye ek fırkateynler gönderdi.
BM’ye bildirilen sınırlar hatırlatıldı
TCG Göksu, Ievoli Relume gemisine, Türk kıta sahanlığında bulunduğunu belirterek, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki Münhasır Ekonomik Bölge sınırlarını hatırlattı. İtalyan yetkililer ise, Yunanistan’dan izin aldıklarını ve Avrupa Birliği ile desteklendiklerini ileri sürdüler. Türkiye, gemiye "uzaklaş" mesajları gönderdi ve bölgedeki askeri hareketliliği artırdı. Ancak, bir süre sonra iletişim kanalları devreye girdi, Türk ve Yunan yetkilileri arasında görüşmeler yapıldı.
Kriz sonrası durum
24 Temmuz’da, Ievoli Relume gemisinin, Türk kıta sahanlığında araştırmalarına devam edebileceği bildirildi ve kriz yatıştırıldı. Yunan Donanması, tatbikatını iptal etti. Ancak Kathimerini, ABD’nin bu krize müdahalesinin neredeyse hiç olmadığını belirterek, bunun Yunan dış politikası açısından endişe verici bir durum olduğunu vurguladı.