Ümit Özdağ hem Erdoğan’a hem de onun ezeli müttefiki Bahçeli’ye, “yerli-milli öyle olunmaz böyle olunur” diyerek tavrını ortaya koydu.
Ülkede “Ey” nidasının arkasına girmemiş şanslı birkaç BM üyesi ülke kalmıştı ki, AKP iktidarı dünya değerlerini birden keşfetti.
Avrupalı STK’lar ve devlet örgütleri ile işbirliği içinde 1 milyon Suriyelinin ülkesine dönmesi projesi tam da 3 Mayıs’a yani ülkedeki milliyetçi sağın iştahla kutladığı Dünya Türkçülük Gününe denk geldi.
Dünya Türkçülük Günü'ne karşılık gelen bir diğer başlık ise 10 dakikayı bulmayan “Sessiz İstila” adlı bir kısa film oldu.
Video kısa sürede viral oldu 1 milyon izlenmeyi aştı. Yapımcısı gözaltına alındı.
Ben bu duruma şaştım. Neticede AKP iktidarının alameti farikası yerli-millilik değil miydi? Alın size yerli alın size milli. Gayet de AKP’nin “Ey Fransa Ey Amerika” nidası tadında bir çalışma olarak gördüm ben bunu.
Neticede rakip dış güçler ise, içeriyi bir arada tutma çabasına karşı durmak neden?
Diğer yandan Ümit Özdağ’ın Zafer Partisi’nin başını çektiği bu karşı-göçmen hareketinin, MHP’nin iktidar ortağı olduğu bir döneme tekabül etmesi ise, bir diğer ibret nişanı olarak kayda geçiyor.
Ümit Özdağ, “Ayasofya cami olsun” konulu söyleviyle hatırlanırdı. Ne oldu? Ayasofya cami olurken, Türkiye bu denli ağır bir milli tehdite maruz kaldı. Ya Ayasofya’da bir arıza oldu ya da ortada bir milli tehdit falan yok.
Bu soruların cevabını Ümit Özdağ’ın vicdanıyla yapacağı muhasebeye emanet edip asıl konumuza geri dönelim.
Ülkeyi 20 yıldır yöneten AKP rejiminin, son 6 yıldır yol arkadaşı olan MHP ile beraber ağzından düşürmediği yerli ve millilik parantezinde atarlanmayan ülke/millet kaldı mı?
Bunca yıldır “Ey” nidaları ile ülke halkına hedef gösterilen Hollanda portakalı, İtalyan arabası, Amerikan cep telefonu, Alman patatesi değil miydi?
Şimdi kendince dış güç güçlerden daha yakın tehdit algılayanları neden suçluyorsunuz?
Bütün bu tencere dibin kara tablonun; Türkiye sağının “al birini vur ötekine” hal ve gidişinin ülkenin başına ördüğü çorap olduğunu, azıcık izan sahibi herkes gayet iyi anlıyor.
Türk sağının ülkeyi soktuğu kaostan çıkışı için, iflah olamayacağının anlaşılması ve anlatılması gerekiyor.
Ülke tepesine çökmüş bu 80 yıllık tasalluttan kurtulduğunda, bu ülkenin kaynaklarının önce vatandaşlarına sonrasında bundan adaletle pay almak isteyen her millete yeteceği görülecektir.