Gündem

Yenidoğan Çetesi davasında altıncı gün: Fırat Sarı savunma yapıyor

Kamuoyunun yakından takip ettiği Yenidoğan Çetesi davasında ilk duruşmanın altıncı gününe gelindi. Davada, örgüt lideri olmakla suçlanan Dr. Fırat Sarı, bugün savunmasını yapacak.

Davanın beşinci gününe kadar tutuklu yargılanan 22 sanıktan 21’i savunmalarını tamamladı. Sanıklar haklarındaki suçlamaları reddederken, yalnızca Mert Özdemir hasta yönlendirmeleriyle para kazandığını kabul etti ancak diğer iddiaları reddetti. Duruşmalar sırasında sanıkların çapraz sorguları sırasında tarafların avukatları arasında zaman zaman tansiyon yükseldi.

Kritik Savunma Bekleniyor

Duruşmanın bugünkü bölümünde, davanın kilit isimlerinden olan ve örgüt liderliğiyle suçlanan Dr. Fırat Sarı’nın savunma yapması bekleniyor. Sarı’nın, yeni doğan bebeklerin özel hastanelere sevki ve ihmallerle ilgili suçlamalara yanıt vermesi davanın seyrini belirleyecek. Savcı, Dr. Sarı için 582 yıl 9 aya kadar hapis cezası talep ediyor.

Yenidoğan Çetesi davasında, en az 10 bebeğin ölümü ve SGK’nın milyonlarca lira zarara uğratılması gibi ağır suçlamalar yer alıyor. Mahkeme heyeti, süreci dikkatle yürütürken kamuoyunun davaya ilgisi de her geçen gün artıyor.

İşte mahkemede yaşananlar:

Mahkeme başkanı Fırat Sarı’ya soruyor:

Mahkeme başkanı: Hakkında "Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "Nitelikli dolandırıcılık", "Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" ve "Resmi belgede sahtecilik" suçlamaları var. Bunlara ne diyeceksin?  

“Sayın başkan yaklaşık 2 ay önce savcı tehdit olayından sonra kamuoyunda yoğun tepkiler artınca avukatlarım ayrıldılar. Bir süre önce memleketimden 2 avukat geldi onlar katılmak istedi ama hazır olmadıklarını söylediler ben bu olaylar cıktığından beri tek amacım maddi gerçeğin ortaya çakması için elimden geleni yapmak o yüzden savunma yapmak istiyorum”

Fırat Sarı savunma yapıyor:

Fırat Sarı: İnsanı varlık yapan ne kadar değer varsa hepsi üzerimden alındı. Ben bir hiç kaldım.

"Zorunlu hizmetimi Esenyurt Devlet Hastanesi'nde yaptım. Orası, bir hekimin günde 100’ün üzerinde hasta baktığı bir yer. Zorunlu hizmetten sonra 2018 yılında Reyap Hastanesi'nde işe başladım. Reyap Hastanesi'nde çalışınca Esenyurt Hastanesi'nde bir geçmişim vardı. Esenyurt, İstanbul’un en büyük ilçesi. Orada çok fazla tıp merkezi var. Halkın sosyoekonomik seviyesi düşüktür. Mesela bir gebe, sadece doğum yapacağı zaman, suyu geldiğinde en yakın tıp merkezine gider. Doğum yapan bir annenin bebeğinin ne durumda olacağını kestiremezsiniz. Bebek kötü olunca da bir an önce sevk etmek isterler."

"Önce işletme nedir diye baktığımda, sadece yenidoğan değil, kulak burun boğaz, göz, fizik tedavi... Hatta fizik tedavi, en çok işletmenin olduğu bölüm. Bu yola baktığımda yapabilir miyim diye düşündüm ve böyle başladım.  

Sözleşmelerle ilgili ne varsa bana her şeyi sorabilirsiniz, her şeyi size detaylı anlatacağım. İlker Gönen ile tanıştık. Kendisi de nasıl tanıştığımızı anlattı. O da benim gibi çalışmayı seven bir insandı.  

Bu operasyon süresince A Hastanesi dahil birçok hastaneden teklif aldım ama 'yoğunuz' diyerek kabul etmedim. Özel sağlıkta her yerde olan bir durum bu."  

"Hastaneler neden işletme istiyor? Onu da anlatayım. Çalışan hemşire ve hekim bulmak zor. Diğer konu ise bunların ücretiyle ilgili. Özellikle hemşirelerin maaşlarında bir sorun var. Maaşlar genelde asgari ücretin biraz üzerinde. Aldıkları büyük sorumluluklara rağmen yargılanan hemşireler asgari ücretten biraz fazlaya çalışıyor. Birine fazla maaş verdiğinde bu sefer iş ortamındaki denge bozuluyor.  

Diğer yandan hasta sorunu var. Ben özel hastanelerden yanayım. Bu yerler insan sağlığını önemsiyor ama aynı zamanda para kazanmak istiyorlar. Doğru yönetilmeleri de çok önemli çünkü küçük bir olay bile korkunç boyutlara ulaşabiliyor."  

"İstanbul’da her taraf işletme. Benden önce de birçok kişi bu işi yapıyordu. Sözleşme ise 'hizmet işbirliği sözleşmesi' olarak adlandırılıyor. Bu sözleşmeyle her şey hastaneye aitti; doktor, hemşire vs., tamamen hastanenin kendi kurumsal sistemi aynen çalışıyordu.  

Bu sistemi ben keşfetmedim, bu sistem zaten vardı."  

"Biraz sevklere değinmek istiyorum. 112 dışında sevkleri tıp merkezlerinden aldık. Diğer türlü, 112’de kimseye rüşvet vererek hasta almadık. Bugün siz 112’yi ararsanız, bir tuşla sistem yanıt veriyor.  

2023 Temmuz’da operasyon başlamıştı. Bu tarihten sonra kaç hasta sevk edildiği bilgisine 112’den ulaşabilirsiniz. Üstelik hastanın gideceği yere hasta yakını karar veremez."  

"İstanbul Avrupa Yakası'nda 20'den fazla özel hastane var. Ancak 112’de yalnızca 4 tane küvözlü ambulans bulunuyor. Bu durumda ne yapabilirsiniz?"   "Hor görülen sevk sistemi için beni milletvekilleri de arardı, herkes aradı. Çünkü yoğun bakımda yer yoktu. "Tapelerde, iki kişinin konuşmasından sanki bebekler sokaktaymış gibi bir algı yaratıldı. O bebekler küvözde, ciddi yatırımlar yapılan hastanelerdeydi."  

 Tuklu sanık Fırat Sarı, kamuoyunda oluşan tepkiler nedeniyle avukatlarının ayrıldığını söyledi ve savunmasına, "maddi gerçeğin ortaya çıkmasında elimden geleni yapmak istiyorum" diye başladı.

''Savcı tehditinin ardından kamuoyunda oluşan infialin etkisi altında olduğunu'' ileri süren Sarı, "Hayattan bir beklentim ve umudum kalmadı. Sadece mahkemeye gelmek ve bildiğim her şeyi anlatmak istedim" dedi.

Tıp fakültesine girdiği yaşlardan itibaren yaşadığı zorlukları dile getiren Sarı, "Bingölllüyüm 17-18 yaşında tıp fakültesine girdim. Bir gösteriye katıldım, terör örgütü üyeliğinden ceza aldım. Polis beni tutukladığında örgüt yöneticisi yazısını görünce kötü oldum. Terörden yattığımın duyulmasını istemiyordum. Her şeyimi kaybettim, insan olmayı kaybettim. İnsan olmanın gerektirdiği ne varsa bir bir üstümden söküldü. Medya söylendiği gibi hiçbir şey kolay olmadı" diye konuştu.

Özel hastanelerde çalıştığı dönemlerdeki deneyimlerinden ve yenidoğan nakil sürecindeki sıkıntıları anlatan Sarı, "Yenidoğan için kritik olan sevk süreleri 4-6 saat sürüyor, bu hayati bir durum" dedi.

Sarı, bebek ölümlerinin, operasyondan önce ve sonra karşılaştırılmasını talep ederek, "Eğer biz kötüysek, alındıktan sonra ölümlerin azalması gerekir. Bu operasyondan önce ve sonraki sağlık verilerini değerlendirin. Yenidoğan ve bebek ölümlerini karşılaştırsınlar" ifadesini kullandı.

2018 yılında Özel REYAP Hastanesi’nde işe başladığını belirten Sarı, hasta sevk sürecinin ortalama 4-6 saat sürdüğünü ve bu süre zarfında hastalara yeterince bakılamadığını vurguladı. REYAP Hastanesi'nde iyi bir çalışma ortamı bulduğunu ve işletme teklifi aldığını kaydeden Sarı, işletmecilikte kendisini yalnızca bir yönetici olarak değil, aynı zamanda hekim olarak da gördüğünü söyledi.

İlker Gönen birlikte çalıştıklarını ifade eden Sarı, işletmelerin sayısının arttığını ve işlerini iyi yaptıkları için birçok teklif aldıklarını savundu.

''Özel hayattaki konuşmalarımız kamuya yansıdı''

Sanık Fırat Sarı, savunmasına şöyle devam etti:

"Tapelere itirazım var, iki insan konuşuyor, ben burada kamuya konuşuyorum her şeyi söylemem, olasılıkları söylemem ama güvendiğiniz bir insana daha rahat konuşursunuz. Argo kullanabilirsiniz. Özel hayatta geçen konuşmalar kamuya yansıdı. Ama bunlar kamuya yapılmış konuşmalar değildi. 'Sağlık haktır satılamaz' deniyor ama bu gerçeğe çok uygun değil. Bu hastaneler özel hastaneler çok şey başardı.  

''Doğumdan bir saat sonra ölen bebek için 'uzun yatırıldı deniyor' mantıklı değil''

Kadan bebekle ilişkilendirilmem skandal. Bebek ölüyor, ölümden bir gün sonra İlkerle telefonda tartışıyoruz. Ben filmini görüyorum. Denmiyor ki bu bebek doğmuş bir saat sonra ölmüş. Deniyor ki 'bu bebek uzun yatırıldı. Komplikasyonlara neden oldu bebek o şekilde öldü' deniyor. Bu mantıklı değil. 

''Doğukan 'Doktoru aramayacaksınız' diye baskı kurmuş''

Opara bebek için söylüyorum 'bir hasta var deniyor 6 aylık bir hasta' deniyor. Çocuk takibinin ikinci gününde kötüleşiyor. Yenidoğan'a yatırılmak zorunda kalınıyor çünkü çocuk yoğun bakım yok. Yenidoğan yoğun bakıma yatırıldıktan sonra 112 aranıyor, çocuk yoğun bakımda yer aranıyor. 

Raşit beni arıyor '112 kabul etmiyor, aile bebeği başka yere sevk etmek istiyor' diyor. Ben Doğukan'ı aradım, 'sevk işlemlerini yapabilir misin' dedim. Sevk eden doktor da ben değilim, kabul eden doktor da ben değilim. Gece boyunca da hiç aranmadım. Sonradan öğreniyorum ki Doğukan bunlara 'doktoru aramayacaksın' diye baskı kurmuş. O yüzden kimse beni aramamış. 

Halime bebek, Çorlu'daki bebek... Bu bebek 32 hafta doğmuş canlandırma sonucu dönmüş, döndükten sonra bunu Çorlu REYAP Hastanesine yatırıyoruz. Hareketsiz bir bebekti. 'Bu bebek büyük ihtimalle yaşamaz' diye aileyi uyardım. Olay günü sabahtan beni aradılar 'kötü olduğunu' söylediler. Ben o sırada İstanbul REYAP'tayım. Sonra aradılar 'bebek ex oldu' dediler. Ben geleyim 'babaya ben bilgi vereyim' dedim. Ben hastaneye geldim zaten telefonlar dinleniyormuş o sıra direkt polis geldi. Ben bir hekime nasıl 'düzey yükselt' diyebilirim. Hasta yatırma tanı koyma, taburcu etme bunu meslek etiği gereği söyleyemem.

''Hastane bebeğe fazla ilaç kullandırmak istemez'' 

SGK dolandırıcılıkla suçlandık. 'Hastaları uzun yatırdınız, epirkzini yanlış yazdınız' vs. dendi. Hekim belirler bunu. İlaç kullanma konusunda SGK ilaç için ilaç parasıdan daha azını ödüyor hastane ilacı kullanmak istemez ki zarara uğrar hastane. İlaçların toplanmasıyla ilgili genelde merkezde toplanmasıyla ilgili bir kez öyle bir şey söyledim. 300-500'e satılmış.

O ilaçlar uygun taşıma koşullarında taşınmazsa bozulur o ilaçtan şifa bekleyen hasta için ölüm olur. İlaçların satılmasıyla ilgili yurt dışıyla bir bağlantı var bunun açığa çıkması lazım. 300 lira 500 lira için neden bu yapılmış. Bir hastane sahibi neden bir bebeğin ilacını kısıtlasın. Vicdanı geçtim, iyi hizmet verdikçe prestij kazanacak. Benim ismim duyulsa ne olur? Böyle bir riske niye gireyim. 

''CİMER'e yapılan şikayetin siyasi olduğunu düşünüyorum'

CİMER şikayetini yapan adam (Deniz Korkmaz) benim evladımdır, yanımda taşıdığım adamdır. Şikayeti 2023'te yapmış. Deniz aşırı solcu olan biri. Üslup Deniz'in üslubu değildi. Gözünün önünde bir sürü bebek ölmüşse, sen neden bu hastanede çalışmaya devam ediyorsun. Deniz'in bunu siyasi eylem olarak yaptığını düşünüyorum. Başka türlü açıklayamıyorum. Vatan Emniyet'e giderken diğer arkadaşlara, 'Ben bir şey yaptım, hepinizi yaktım ama bunu sisteme patronlara karşı yaptım' demiş. Bunu siyasi bir amaçla yaptığını düşünüyorum."

{ "vars": { "account": "G-9KFVFXJPJ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }