Hemşire Ecem Koç, Halime bebeğin ölümüyle ilgili olarak savunmasında, “Anne karnında oksijensiz kalmıştı ve 55 gün boyunca elimizden gelen her şeyi yaptık. Durumu başından beri kötüydü, aniden ölen bir bebek değildi. Son günlerinde daha da kötüleşti. Doktor olmadığı için hemşireler olarak müdahale ettik. Birinin de doktora haber vermesi gerekiyordu, o da ben oldum” dedi.

Koç, doktorun normalde her müdahalede bulunduğunu ancak bu olayda ilk kez böyle bir durum yaşandığını söyledi: “Doktor bey müdahaleye gelemedi. Yoğun bakımda 7/24 doktor olması gerekirdi. Canlandırma işlemini ben yaptım ama bu, doktorun yapması gereken bir şeydi.”

"Aldığım Paralar Mesai Ücretimdir"

Sanıklardan hemşire Serenay Şenkalaycı, savunmasında aldığı ödemelerin emeğinin karşılığı olduğunu belirterek, “İşletmeye bağlı çalışmıyorum, hastanenin personeliyim. Gelen paralar ek mesai ücretleriydi. Eksik personel olduğu için ek mesai yapıyordum. Hesap hareketlerimdeki tüm rakamlar bu nöbetlerden kaynaklıdır” dedi.

Kerem bebeğin ölümüne dair iddialara yanıt veren Şenkalaycı, “Bebeğin doğumunda bulundum ve kritik bir durumda olduğunu biliyorduk. Doktorumun talimatlarına uygun şekilde müdahaleleri yaptık. İlker Gönen’i aradığımda 45 dakika süren canlandırma işleminin son aşamasındaydık. Kadın doğum uzmanı geldiğinde bebeğe hala müdahale ediyorduk. Raporlar gerçeği yansıtmıyor, elimden geleni yaptım” diye konuştu.

"Epikrizi Değiştirmemi İstedi, Reddettim"

Şenkalaycı, Fırat Sarı’nın kendisinden epikrizi değiştirmesini istediğini ancak bunu kabul etmediğini belirterek, “Bu usulsüzlüktü, yönetime bildirdim” dedi. Ayrıca Hasan Basri Gök’ün kendisinden ilaç talep ettiğini ve bu durumu doktor İlker Gönen’e ilettiğini söyledi.

"Kamera Vardı Ama Kayıt Yoktu"

Yoğun bakımda kamera bulunup bulunmadığı sorusuna Şenkalaycı, “Kamera vardı ancak kayıt yoktu. Neden kayıt yapılmadığını bilmiyorum” yanıtını verdi.

"İşletme Nedir Bilmem"

Tutuksuz sanıklardan çocuk doktoru Mehmet Salih Kara ise savunmasında, işletmeyle bir bağlantısının olmadığını ifade etti: “İşletme nedir bilmiyorum, böyle bir yapı altında çalışmadım. Fırat Sarı’dan hiçbir talebim olmadı. İstanbul’da asistanlık yaptığım hastane çok yoğundu. Silivri’de bulunmam baz kayıtlarından kaynaklı olabilir, çünkü sık sık o bölgeye giderdim.”

Duruşma sanık savunmalarıyla devam ediyor.