Takvim yapraklarındaki tarih 24 Ocak 1993... Karlı bir Ankara sabahı...
Eşini uğurlamak için pencerenin kenarında el sallamaya hazırlanan bir kadın ve
otomobilin marşına basmaya hazırlanan bir adam...
Buğulu camların ardından son kez birbirini görmeye çalışan iki çift göz...
O iki çift göz birleşemeden 'kar'ı 'kara'ya çeviren, kulakları sağır eden patlama sesi...
Yolu taşlı gözü yaşlı Ankara'nın orta yerine düşen kalleş bomba...
Polis ekiplerinin ceset parçalarını cımbızla topladıkları kişi Türkiye basınının yakın tarihine damga vurmuş ismi Uğur Mumcu...
Hukuk fakültesini bitiren Uğur Mumcu yazıları, araştırmaları, dosyaları, haberleriyle basın tarihinin en önemli ismi...
Mumcu henüz öğrenciyken 26 Ağustos 1962'de Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan Türk Sosyalizmi isimli makalesiyle Yunus Nadir Ödülü'nü aldı...
Yeni Ortam gazetesindeki köşe yazarlığından sonra Mumcu, Gözlem adlı köşesi ile Cumhuriyette yazmaya başladı...
Aynı zamanda Anka ajansında çalıştı...
1975'de Suçlular ve Güçlüler ile Mobilya Dosyası kitapları yayımlandı...
Sakıncalı Piyade, Bir Pulsuz Dilekçe, Silah Kaçakçılığı, Terör, Çıkmaz Sokak, Ağca Dosyası, Papa-Mafya-Ağca, Rabıta, 12 Eylül ses getiren kitapları arasında yer aldı...
Uğur Mumcu 1991 yılında İlhan Selçuk ve 80 arkadaşıyla Cumhuriyet gazetesinden ayrıldı...
1 Şubat 3 Mayıs 1992 arasında Milliyet gazetesinde yazdı ve 7 Mayıs 1992'de Cumhuriyet'e geri döndü...
24 Ocak 1993'de 51 yaşında karlı bir Ankara gününde Karlı sokaktaki evinin önünde hayattan koparıldı Uğur Mumcu...
Suikastı radikal sağ örgütler üstlenirken MOSSAD ve kontrgerillanın suikastın arkasında olduğu iddialar arasında yer aldı...
Cinayetin ardından Mumcu'nun eşi Güldal Mumcu'yu ziyaret eden o dönemin başbakanı Süleyman Demirel, başbakan yardımcısı Erdal İnönü ve İçişleri Bakanı İsmet Sezgin'in ''cinayeti çözmenin devletin namus borcu olduğunu'' söylemesine rağmen suikastın failleri hala bulunamadı...
Mumcu öldürülmeden önce devlet içindeki bazı yapılanmalarla ilgili araştırmalar yapıyordu,bununla ilgili dosyalar hazırlıyordu...
Belki de o dosyalar Mumcu suikastının nedeniydi...
Bugün Uğur Mumcu suikastının 31'inci yıldönümü biz de büyük ustayı Selda Bağcan'ın ağıtıyla uğurluyoruz...
Uğurlar olsun uğurlar olsun...
Hüzünlü bulutlar yoldaşın olsun...
Bir keskin kalem bir kırık gözlük...
Yürekli yiğitlere hatıran olsun...
Uğur Mumcu'ya uğurlar olsun derken bir uğurlama da Beşiktaş forması giyip Beşiktaş'a yakışmayan futbolculara gelsin...
Üç gün önce ligin en çok gol yiyen takımı sondan ikinci sıradaki Pendikspor'dan yarım düzüneden iki gol eksik yiyen Beşiktaş taban yapmaya devam etti...
Son haftaların en istikrarsız takımı Adana Demirspor karşısında Küçük Emrah gibi 'Çaresizler' ve 'Boynu Bükükler"i oynayanlar yolun bittiğini görmüşlerdir...
Pendik'te komaya girenler Dolmabahçe'de bitkisel hayatla tanıştı...
Beşiktaş'a yakışmayanların bir daha o formayı giymemesi umuduyla...
Hoş kalın...
Dost kalın...