Şam sokaklarında yaşananlar, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın İsrail ve ABD-İsrail planlarına karşı gösterdiği dirençle şekillendi. Yerel kaynaklar, Esad’ın son ana kadar boyun eğmediği tehditleri ve uluslararası görüşmelerin perde arkasını paylaştı.
"Esad Direndi, Ordu Silah Bıraktı
Suriye Devleti ile de iş yapan Suriyeli bir iş insanı, Esad’ın son ana kadar İsrail’in tehditlerine boyun eğmediğine dikkat çekti. Aydınlık Gazetesi'ne konuşan iş insanı, Esad Hükûmeti’nin devrilmesine ilişkin siyasi değerlendirmelerde bulundu.
- Suriye’de ne oldu? Beşar Esad nasıl bu kadar hızlı görevi bırakıp gitti? Askerlerin hızla sokaklarda silah bıraktığını gördük, bunlar daha sistemli şekilde olamaz mıydı? Bu acelenin sebebi nedir?
Halep’e terör saldırısının başlamasının hemen ardından Türkiye, Rusya, İran, Irak ve Suriye arasında görüşmeler hızlandı. Bu ülkeler, Beşar Esad’ın hızla muhaliflerle masaya oturmasını belirterek, yeni bir anayasa yapılması ve muhalifleri de kapsayacak bir seçimle ortak hükûmet kurulması dışında başka çözüm olmadığı söylediler.
Yine Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve Mısır ülkeleri de Esad’a muhaliflerle barış yönünde telkinlerde bulundu. Türkiye, Mısır ve Suudi Arabistan çözüm için ayrı ayrı birer yol haritası sundular. Beşar Esad ise Recep Tayyip Erdoğan’a güvenmeyeceğini söyleyip, Türkiye’nin yol haritasını reddetti. Rusya da Esad’ın Türkiye ile barışmasını, sonra da muhalifler ile masaya oturmasını istedi. Beşar Esad tüm bu çözümleri kabul etmedi.
Rusya hem kendisinin hem de diğer arabulucuların sundukları yol haritalarına yanaşmayan Esad’a “Ukrayna savaşım var. Burada ucu açık bir savaşa girmeyeceğim. Şayet kabul etmezsen kendi başına savaşırsın.” dedi. Aynı tavrı Irak ve İran da gösterdi. Esad da “Benim kendi ordum ve halkım var. Siz olmasanız da ben ülkem için savaşırım.” dedi.
Fakat Suriye Savunma Bakanlığı bünyesindeki Milli Güvenlik Kurulundaki generaller, “Biz savaşmayacağız, savaşacak bir ordun yok. Sen tek başına savaşırsın.” diyerek Esad’ı yalnız bıraktılar.
Esad’a ülkesinden kaçmak dışında bir çare bırakmadılar. Esad’ı yalnız bırakan Suriye Milli Güvenlik Kurulu yetkilileri, komutları altındaki ordu güçlerine eş zamanlı olarak “Silah bırak, kimseye tek kurşun atmadan ülkeyi barışçıl bir şekilde yeni gelenlere teslim et!” emrini verdi.
- 102. Alay’ın Irak sınırını geçtiğini gördük. Bunun sebebi neydi?
Hama’ya girmek için Suriye’nin doğu çölü bölgesi diye bilinen bölgede hazır olarak bekleyen 102. Alay “Kuşatmayı kaldırın Şam’a gelin!” emrini aldı. Şam’a doğru ilerlemeye hazırlandıklarında bölgedeki Arap aşiretleri “Siz bizi Kürtlerin eline nasıl bırakır, savaşmadan şehirlerimizi düşmana teslim edersiniz?” tepkisi gösterdiler. Suriye askeri de Arap aşiretleriyle çatışmaya girmemek için Şam yerine Irak’a geçtiler. Şu anda Irak’ta beklemiyorlar. Büyük bölümü Şam’a döndü ve silah bıraktı. Alayın tamamı dönüp silah bırakacak.
- Heyet Tahrir Şam’ın vatanı korumak ve birleştirmek için geldiği iddia ediliyor. Peki öyleyse, HTŞ, Suriye’nin tüm askeri merkezlerinin, cephaneliklerinin, silah fabrikalarının günlerdir İsrail tarafından bombalanmasına neden karşı çıkıp engellemiyor?
ABD ile Rusya anlaşmasıyla gerçekleşen bu gelişmeler Suriye’den çok büyük. İsrail’e tepki vermek ABD ile anlaşmayı bozar. O nedenle bir şey diyemiyorlar.
- Peki madem İsrail’e bir şey diyemiyorlar, İsrail Kuneytra’dan daha da içeri, Şam’a girerse onu durduracak bir güç, direnecek kesim var mı?
Hayır İsrail daha çok girmez. Girerse de onu durduracak hiçbir güç yok. Çünkü artık, ordumuz ve caydırıcı silahımız kalmadı.
- İsrail neden Şam’a girmesin? ABD ve İsrail sözünü tutar mı?
Haklısınız, ABD ve İsrail sözlerini tutmazlar. Fakat şimdi durum farklı. Belli ki Suriye’nin sözünün olmadığı, uluslararası antlaşmalar ve garantiler var. O nedenle şu an İsrail’in Şam’a gireceğini düşünmüyorum.
Elbette eğer girerlerse, İsrail’i durduracak hiçbir güç kalmadı.
- Hapishaneler neden hemen boşaltıldı?
Bu çok kötü oldu. Çünkü o hapishanelerde çoğunlukla katiller, sapıklar ve uyuşturucu tüccarları vardı. Arada birkaç masum denilebilecek isimler vardı. Fakat hiç seçmeden hepsini saldılar.
- Esad’ın gelen teklifleri reddetmesi ile bu süreçlerin yaşandığını anlattınız. Peki o zaman Suriye’nin Milli Güvenlik Kurulu neden Esad’ı görevden alıp, orduyu dağıtmadan, işgal edilmeden sunulan çözümü yerine getirmedi?
Bunlar ne yazık ki artık geçmişte kaldı. Şimdi önümüze bakacağız. Devlet kademesinden beni aradılar.
“Sen eskiden de vatanseverdin. Yeni devlette senin de olmanı istiyoruz.” dediler. Fakat ben henüz ne olacağını bilmediğimden şimdilik bir yanıt vermedim. Şu anda da yönetimi kontrol eden gençlerle mahallelerdeki erzakları, ihtiyaçları tespit etme ve eksik varsa tedarik etme görevini aldım. Bu konularda yardımcı oluyorum.
Son olarak şunu da söyleyelim, Esad çok inatçıydı, İsrail’e karşı hep dik durdu. Halep saldırısı başlamadan bir gün önce Netanyahu, “Esad ateşle oynuyorsun. Bu halinle bile Hizbullah’a silah veriyor bana karşı destek oluyorsun. Gör başına ne gelecek!” diye tehdit etti. Bir gün sonra da bu çöküş süreci başladı. Her şey o kadar hızlı gelişti ki kimse bir şey anlayamadı.
Irak’tan Beter Hale Getirmekle Tehdit Ettiler
Yurt dışında bulunan bir Baas Partisi yöneticisi de Beşar Esad’ın, İsrail tarafından tehdit edildiğine vurgu yaptı. Baas yöneticisi, Sednaya hapishanesi görüntülerinin paylaşılmasının da bir ABD-İsrail planı olduğunu söyledi.
- Suriye’de yaşananları nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce Rusya ve İran böyle bir sona nasıl izin verdi?
Burada yaşananlar Suriye’nin boyutlarından büyük. Rusya belli ki Ukrayna ile Suriye’yi takas etti. Beşar Esad kaçmadı. Ülkesini ve halkını korumak için yönetimi, hükûmet başkanına devredip gitti. Biliyorsunuz Soçi’deki muhaliflerle görüşme ortamı yaratılmıştı aslında. Burada masayı yıkan taraf Türkiye olmuştu.
Akabinde Astana süreci gelişti. Beşar Esad, Suriye’nin gerçek muhalifleriyle görüşmeye her zaman hazırdı. Fakat siyonistlerin silahlı gücü eski adıyla El Nusra şimdiki adıyla Heyet Tahrir Şam ile yani bir terör örgütü grubu ile masaya oturup ülkeyi yönetmesi beklenemezdi. Esad’ı hayatıyla ve ülkesini Irak’tan beter hale getirmekle tehdit ettiler. Esad, Rusya ve İran’a siyonistlerle anlaşmayacağını net bir şekilde ifade etti.
- Sednaya hapishanesi hakkında bilginiz var mı?
Aslında Beşar Esad sürekli genel aflar yayınlayarak siyasi suçları bağışladı. İçeride teröristler, katiller, uyuşturucu kaçakçıları bulunuyordu. ABD, İsrail ve Avrupa tarafından kiralanmış içerideki bu hainler zamanı geldiğinde, Esad’ın insanlık suçu işleyen bir cani gibi görünmesi planını şimdi uyguladılar. Burada amaç Esad’ın insan hakları mahkemesinde yargılanmasını sağlamak.