Bugünkü köşesinde Sinan Ateş cinayeti davasının iddianamesini konu edinen Gazeteci Barış Pehlivan, "sadece Bolu’ya gitmenin cezası 20 yıl hapis midir?" diye sordu ve ekledi: "Ne garip bir soru, demeyin. Zira gözümüzün içine baka baka, aklımıza hakaret ediliyor."

Pehlivan, yazısının devamında şunları kaydetti:

Kuşku yok ki Sinan Ateş iddianamesine dair çok haber okudunuz ve analiz dinlediniz. Son olarak MHP lideri Devlet Bahçeli de sessizliğini bozdu ve şöyle dedi: “Kimin elinde hangi belge ve bilgi varsa mahkemeye sunmalıdır. Hatta şahit olarak dinlenmek isteyenlere mahkeme kapısı açılmalıdır.”

"Cinayet iddianamesindeki tutuklu sanıklardan biri de Serdar Öktem" diyen Pehlivan, "avukat olan Öktem’in önemli bir MHP’li olduğu sır değil. Sır olan ise bu iddianamede neden yer aldığı..." ifadesini kullandı. 

İddianamede Öktem'in "cinayete yardım"la suçlandığına dikkat çeken Pehlivan, "bundan dolayı 20 yıla kadar hapsi isteniyor. Evet de... Ne yapmış da bu suçu işlemiş, işte o yazmıyor" dedi. 

Pehlivan, daha sonra iddianamede yer alan şu bilgileri aktardı:

İddianameye göre; Serdar Öktem cinayet günü olan 30 Aralık 2022’de Bursa’dan Ankara’ya, oradan da Bolu’ya geçmiş. Yılın son günü de Bolu’daki bir otelden çıkmış, bir yayla yoluna sapmış, 26 dakika sonra da oradan dönmüş.

"Peki, bu bilgiler ne anlama geliyor?" diye soran Pehlivan, "Yok. Savcı hiçbir şey yazmıyor. Hiçbir açıklama getirmiyor" dedikten sonra "o halde neden var bu bilgi?" diye yeni bir soru sordu ve şöyle yanıtladı:

“Cinayete yardım” gibi çok ağır bir suçlama yapıp buna delil olan eylemi neden yazmazsınız?

Yoksa?

Acaba MHP’li Serdar Öktem, cinayet günü Bolu’ya kiminle birlikte gitti? Ankara Ülkü Ocakları Başkanı Ömer Şanlı ile birlikte olabilir mi? İkisinin aracının plakaları neydi?

Ve sahi Serdar Öktem Bolu’da kiminle görüştü? Cinayeti işleyen tetikçi Eray Özyağcı ile olabilir mi? Cinayet gecesi tetikçi de Bolu’da bir yaylada kaldı mı? O konaklamayı sahi kim organize etti?

Bu soruların oldukça kritik olduğuna dikkat çeken Pehlivan, "yanıtlarının hepsi aslında dava dosyasında var. Ancak savcı bunların hiçbirini iddianameye yazmıyor. Haliyle tutuklu sanık Serdar Öktem’in suçunun “sadece Bolu’ya gitmek” olduğunu sanıyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

Pehlivan şöyle devam etti:

Soruşturma dosyasına hâkim herkes biliyor ki Serdar Öktem cinayet anını organize eden İstanbul’daki ekiple, tetikçiyi kaçıran Ankara’daki ekip arasındaki kilit ve ortak isim.

Haliyle... Siz o kilidi koparırsanız, sanki birbirinden haberi olmayan ama aynı kişiyi öldürme suçunda rol alan insanlar yığınının günlüklerini “iddianame” diye önümüze koyarsınız. Tam da budur yargılamaya esas teşkil edecek 145 sayfa.

Demem o ki Serdar Öktem’in “suçsuzluğu” cinayetin örgütlü olmadığına kapı aralıyor.

Bakın, tetikçinin lideri Doğukan Çep’e para gönderen Ufuk Köktürk ile avukat Serdar Öktem’in arasındaki 22 ayrı telefon trafiğine girmiyorum bile. Cinayetten bir gün önce yapılan ama silinen WhatsApp yazışmasına da..

Ve çok daha çarpıcısı...

Savcı, Serdar Öktem’in “06 DB 7018” plakalı bir araçla Bolu’ya gittiğini yazıyor. Halbuki, o araç Öktem’e ait değil. Acaba o plakalı aracı şüphelilerden Ömer Şanlı kullanıyor olabilir mi? Eğer öyleyse, savcı neden bu “hatayı” yapar? Yoksa, Ankara Ülkü Ocakları başkanının ismi “geçmesin” diye bilinçli mi yapıldı?

Sorular çok, yanıtlar henüz yok. Lakin, tarih çok kez öğretti ki sakladığınızı sandığınız sır gözlerimize vuruyor.