Tanrıkulu, ilk günkü gözlemlerine dayanarak olayın köy içerisinde gerçekleştiği kanaatine vardığını belirtti. Ancak, yetkili makamların bu ihtimali göz ardı ederek soruşturmayı ilerlettiğini söyledi. Tanrıkulu, "Şüphelilerin delilleri karartmasına, ortadan kaldırmasına izin verdiler. Dijital delillere ve diğer arama faaliyetlerine el konulmadı, sanıkların organize olması sağlandı. Şimdi bunun zorluklarını yaşıyoruz," dedi.

"Caydırıcı Cezalar Çıksın"

Cinayetin işlenme nedeni hakkında henüz yeni bir bilginin bulunmadığını aktaran Tanrıkulu, soruşturma sürecindeki eksikliklerin duruşmada bir kez daha ortaya çıktığını vurguladı. Tanrıkulu, "Benim temennim, çocuk istismarı ve ölümleri konusunda Türkiye’ye örnek olacak caydırıcı cezalar çıkmasıdır," şeklinde konuştu.

Tanrıkulu, dava dosyasında üç temel delilin yer aldığını belirtti. Bunlar; adli tıp raporundaki DNA bulguları, HTS kayıtları ve yer gösterme tutanağına ait görüntü kayıtları olarak sıralandı. Bu deliller üzerinden mahkemede sorular sorulduğunu ifade eden Tanrıkulu, bu delillerin geçerliliği hakkında da açıklamalarda bulundu.

"Adil Bir Yargılama Bekliyoruz"

Sanıkların duruşmada yalan söyleme ve susma haklarını sıkça kullandığını ifade eden Tanrıkulu, mahkemenin tüm bu süreçleri dikkate alacağını belirtti. Tanrıkulu, gizli tanık ifadesinin henüz duruşma tutanaklarına yansımadığını, böyle bir durum olması halinde mahkemenin bilgilendirileceğini söyledi.

Tanrıkulu, "Adil bir yargılamanın yapılması ve suçluların hak ettikleri cezayı almaları en büyük temennimiz," diyerek açıklamasını sonlandırdı.