Usta gazeteci-yazar Sabahattin Önkibar, Kırmızı Kedi TV YouTube kanalında önemli açıklamalarda bulunarak, Türk siyasetiyle ilgili dikkat çeken yorumlarda bulundu. Önkibar'ın gündemindeki en önemli konulardan biri, Devlet Bahçeli ile Recep Tayyip Erdoğan arasındaki ilişkiydi.
Devlet Bahçeli Erdoğan'dan Habersiz Nefes Bile Alamaz
Bu aralar gündem Devlet Bahçeli ile Tayyip Erdoğan ilişkileri deniliyor ki Bahçeli'nin Abdullah Öcalan'ı mecliste konuşturmalıyız ifadesinden Tayyip Erdoğan'ın haberi yok. Bakın bu mümkün değil. Zira Devlet Bahçeli Tayyip Erdoğan'dan habersiz nefes bile alamaz. Devlet Bahçeli her şeyi ile Tayyip Erdoğan'a mecburdur, mahkumdur.
'Öcalan' Teklifi Kesinlikle Saray Projesidir
Devlet Bahçeli'nin Abdullah Öcalan bağlamındaki teklifi kesinlikle Saray projesidir. Bahçeli orada sadece kendisine verilen rolü oynuyor, bundan ibarettir. Orada amaçlananlar vardır. Yeni anayasa yapmaktan tutunuz, Dem Partililerden, Kürtlerden oy almaya, siyasi gündemi sıcak tutmaya gündemi örtmeye ve manipüle etmek için bu konuların kullanılmak gibi amaçlar vardır.
Erdoğan'a Mecbur, Koltuğu Dışında Hedefi Yok
Devlet Bahçeli ilginç bir figür. Ben Devlet Bey'i çok uzun zamandır tanıyorum. Devlet Bahçeli hakkında malum yazılmış kitabım da var ki bu kitap toplatıldı, Kırmızı Kedi Yayınevi tarafından yayınlandı. Yayınlanır yayınlanmaz bir gün içinde 20.000 baskı bitti, ikinci 20.000 baskıya girilirken toplatılma kararı çıktı. Uzun yargı süreçleri sonrası mahkeme kitabı akladı ve tekrar yayınlama kararı alındı. Kitapta ben Devlet Bahçeli profilini enine boyuna sundum. Devlet Bahçeli'yi yakından tanıyan biri olarak, yani şimdi insanlar ekrandan ya da gazetelerden duydukları, gördükleri ile hüküm veriyor. Hayır, ben Devlet Bahçeli'yi defalarca televizyon programlarıma çıkardım, defalarca röportajlar yaptım, defalarca beraber yemek yedim, çok yakından tanıyorum. Özel yaşam dahil pek çok şeyini biliyorum. O itibarla Bahçeli hakkındaki hükümlerin gerçekten objektif, subjektif değil. Ben siyasi figür değilim, hiçbir siyasi partiye mensup değilim. Devlet Bahçeli'nin Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanlığı koltuğu dışında bir hedefi de yok.
Devlet Bahçeli'nin Siyasi Hırsları Sınırlı
Eğer siyasi bir hırsı olsaydı zaten 2000 yılının başında Fazilet Partisi ve Doğru Yol Partisi artı MHP oyları ile hem Başbakan olabiliyordu hem Cumhurbaşkanı olabiliyordu. O dönem Fazilet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan ve Doğru Yol Partisi Genel Başkanı Tansu Çiller defalarca Devlet Bahçeli'ye müracaat ettiler, "Biz üç parti koalisyon kuralım, siz Başbakan olun" dediler. Devlet Bahçeli hayır dedi. Peşi sıra Süleyman Demirel'in görev süresi doldu, Cumhurbaşkanlığı seçimi gündeme geldi. Aynı Çiller, aynı Recai Kutan, Devlet Bahçeli'ye Cumhurbaşkanı teklifini götürdü, "Cumhurbaşkanı olun" dedi. Bahçeli buna da hayır dedi. Bütün bunların açıklaması, Devlet Bahçeli'nin siyasi hırslarının sınırlı olduğunu gösteriyor. Öyle ya, siyasete giren birinin nihai hedefi ülkeyi yönetmek olur. Yani Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı gibi makamlara gelmek varken, Bahçeli'nin bunu elinin tersiyle itmesi normalde izahı yok.
Türk Siyasetine Gelen En Dürüst İnsanlardan Biri
Devlet Bahçeli enteresan bir figür, saplantıları olan, kendine özgü özellikleri olan biri. Ancak , Devlet Bahçeli, Türk siyasetine gelen en dürüst insanlardan biri, hiç tartışmasız olarak. Devlet Bahçeli'nin para ile alakası yoktur. Babadan varlıklı olduğu için belki ihtiyacı da olmadığı için ama Devlet Bahçeli'nin hiçbir şaibeli işle örtüştüremezsiniz. Pozitif taraflarını da yansıtmamız lazım.
Devlet Bahçeli'nin Erdoğan'a Karşı Meydan Okuma Şansı Yok
Eğer MHP-AKP ilişkisi bir gün bozulacaksa, bu Tayyip Erdoğan tarafından yapılacak, Bahçeli tarafından değil. Bunun birçok sebebi var, özel sebepler de var. Nedir dersiniz? Mesela Sinan Ateş cinayeti dahil, ona benzer bir sürü saldırı olayları yaşandı ki o saldırılardan biri de benim. Milliyetçi Hareket Partisi mensuplarının, Ülkü Ocakları mensuplarının, hem de ülkücü hareketin eski önderlerine yaptığı saldırılar devlet tarafından biliniyor. Bu vakalar hepsi arşivde, Devlet Bahçeli’yi ve MHP’nin üst yönetimini yargıya havale edebilir, yargı da isterse tutuklayabilir. Elinde böyle doneler devlette var. Tayyip Erdoğan istesin, Milliyetçi Hareket Partisi’ni, Anayasa Mahkemesi’ne kapattırabilir. Bu itibarla, Devlet Bahçeli’nin Tayyip Erdoğan’a itiraz etme şansı, meydan okuma şansı söz konusu edilemez.
AKP Belediyeleri Konserlerden Fazlasını Yaptı
Tayyip Erdoğan'ın iki büyük rakibi var biri Ekrem İmamoğlu, diğeri Mansur Yavaş. Tayyip Erdoğan bu iki ismi imha etmek için amiyane tabirle her şeyi ama her şeyi yapacak ki an itibarıyla da bunu yapmaya başladı. Zaten düşünün, ortada bir şey yok, basit bir konser üzerinden, operasyonlar yapılıyor. Neymiş efendim, işte şu sanatçıya şu kadar ödeme yapılmış. İyi de aynı şeyler AKP belediyeleri fazlasıyla yaptı.
Melih Gökçek'in Yaptığı Anka Park ve Dinozor Park Rezaleti Var
Melih Gökçek’in yüzlerce milyon dolar gömdüğü bir Dinozor Parkı rezaleti var, Anka Park rezaleti var, an itibarıyla böyle bir park yok. Yani tamamen mezarlığa dönüşmüş bir alandan söz ediyorum ve buraya harcanan para yüzlerce milyon dolar. Ankara Büyükşehir Belediyesi Mansur Yavaş yönetimi bununla alakalı olarak yargıya suç duyurusunda bulundu, öyleyken yargı aradan yıllar geçti, hiç oralı olmadı. Aynı şey İstanbul Belediyesi’nde de geçerli, orada da buna benzer yapılan 3-5-10 değil, emin olun onlarca böyle rezillik var. Buna rağmen yargı hiç oralı olmadı.
Yargı İktidarın Aracı Oldu
Bugün itibarıyla yargı, iktidarın sopası yapıldığı için, siyaseti dizayn eden bir konumda. Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın üstüne üstüne gidilmeye devam edilecek. Ancak biz bu filmi yakın geçmişte ülkemizde gördük. İşte Tayyip Erdoğan’a da yargı ile operasyon yapıldı ama Tayyip Erdoğan önce başbakan, sonra cumhurbaşkanı oldu. Dolayısıyla siyasette mecrasına giren bir suyu tersinden akıtmak mümkün değildir, geri döndürmek mümkün değildir. Bütün bunları söyledim, yaşayarak göreceğiz.
Haber/ Elif Garip