Gündem

Özgür Özel'den kayyum kararlarına tepki: Kayyumlardaki esas mesele halkı cezalandırmaktır

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara'da düzenlenen "Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı 13. Olağan Genel Kurulu"nda konuştu.

CHP lideri Özel, 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri'nde Türkiye İttifakı ile elde ettikleri başarılı sonuçların bazı kesimlerde hazımsızlığa yol açtığını belirtti.

Kayyumlardaki esas mesele halkı cezalandırmaktır

"Oylar kendisine verildiğinde milli iradeyi baş tacı edenler, oylar başkasına verildiğinde bu sefer kafa tutmaya, hesap sormaya, cezalandırmaya başlıyorlar." diyen Özel, bazı CHP ve DEM'li belediye başkanları yerine yapılan görevlendirmeleri eleştirdi.

Özel, "Esenyurt'a kayyum atanması da Mardin'de Ahmet Türk'e kayyum atanması da CHP'li ve DEM'li belediyelere atanan kayyumlardaki esas mesele halkı cezalandırmaktır. Halkın iradesine kafa tutmaktır. 'Beni seçeceksin, tek seçenek benim, benden başkasını seçersen seçme hakkını elinden alırım.' demektir." değerlendirmesini yaptı.

Bu uygulamalara itiraz ettiklerini anlatan Özgür Özel, şöyle devam etti:

"Esenyurt'ta dayanışmaya gelen kimseyi reddetmedik, itmedik, hep birlikte olduk. Ardından diğer kayyumlarda, örneğin Mardin'de Ahmet Türk ile birlikte otobüsün üstüne çıkmaktan, bunu kınamaktan da geri durmadık. Son, Ovacık'ta ve Dersim'de yaptıkları iş. Bunların ne yapmaya çalıştıkları belli. Ama derdimizi halkımıza doğru anlatmamız lazım. Bunun için de çok dikkatli olmak, bu süreçlerin neden başlatıldığını, partilerin, kurumların neye zorlandığını, buradan kendilerinin ne umduklarını görmek, onların oyununa gelmemek ama oyuna gelmeyeceğiz diye de varlığından, birliğinden, kararlılığından da bir şey kaybetmemek lazım."

Ohal mantığı, darbe mantığı

"Biz buna ilk önce daha Van’da ikinciye mazbata verilen geçen dönem tekrar etmeye çalıştıklarında, bir heyetle gittik orada olduk, dimdik durduk" diyen Özel, "Hakkari’deki kayyuma da itiraz ettik. Esenyurt’ta dayanışmaya gelen kimseyi reddetmedik, itmedik, hep birlikte olduk. Ardından diğer kayyumlarda, örneğin Mardin’de Ahmet Türk ile birlikte otobüsün üstüne çıkmaktan, bunu kınamaktan da geri durmadık. Çünkü mesele şu, yapılan iş bir suçtan dolayı değil. Olsa zaten bütün süreçler biter. Yerine de belediye meclisi yenisini seçer. Ama daha soruşturma aşamasında, bu zaten OHAL mantığı, darbe mantığı. Bu ancak sıkıyönetim dönemlerinde olan bir şey. OHAL artığı olan bir KHK ile değişmiş olan bir kanundan istifade ederek, yaptıkları bir şey" ifadelerini kullandı.

Ne yapmaya çalıştıkları belli

Ovacık ve Dersim'deki kayyum atamalarına değinen Özgür Özel, şunları anlattı:

"Yahu 2012 yılında bir cenaze var. Bu cenazeye gidilmiş. Birincisi bir temel mesele var. Taziye ölüye değil diriye verilir. Hiç kimse hayatını kaybetmiş çocuğunun siyasi görüşünden, işlediği suçundan, örgütünden, bilmem nesinden mesul değildir. Öyle anneler ve babalar vardır ki iki ayrı zıt görüşlü, birbiriyle çatışan örgütte evlatları vardır. Siz bu anne ve babayı evladının görüşünden, taziyeye geleni taziye verişinden sorumlu tutamazsınız. Birincisi bu. Daha da vahimi. Dönem, farklı bir dönem. O dönemde savcı, belediye başkanlarını arıyor. Diyor ki ‘Bu cenazeyi biz yollarsak bir çatışma olur, şehit veririz. Şu anda bunun olmaması için siz inisiyatif alın. Belediye başkanı olarak sorun. Olursa siz gidin’. Soruluyor, gidiliyor. Defne eşlik ediliyor. Katılınılıyor. Aileye taziye veriliyor, dönülüyor. Bunu terör faaliyeti sayan bir anlayış var. Bunu 2012’den, 22’ye kadar görmeyip, 22’de müflis tüccarın eski defterleri karıştırması gibi o dönemin ruhundan, o dönem Türkiye’de neler oluyordu, neler konuşuluyordu, sen ne diyordun onlara bakmadan, dönüp oradan suç çıkarıp, gelip burada kayyum atıyorlar. 12 yıl önce, 2 yıl önce açtıkları soruşturmayla. O yüzden bunların ne yapmaya çalıştıkları belli.

Ama derdimizi halkımıza doğru anlatmamız lazım. Bunun için de çok dikkatli olmak, bu süreçlerin neden başlatıldığını, partilerin, kurumların neye zorlandığını, buradan kendilerinin ne umduklarını görmek, onların oyununa gelmemek ama oyuna gelmeyeceğiz diye de varlığından, birliğinden, kararlılığından da bir şey kaybetmemek lazım. Zaten muhalefetin başarısı da tam bu noktada denge bulacak. O yüzden de biz birbirimize nasıl güç verebiliriz, birbirimize zarar vermeden muhalefeti nasıl ortaklaştırırız, toplamda hep birlikte nasıl başarırız, bunun üzerinde kararlılıkla ve iyi niyetle hep beraber olmalıyız."

{ "vars": { "account": "G-9KFVFXJPJ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }