CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Güneydoğu ve Doğu Anadolu’dan 6 ili ziyareti öncesinde eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ı Edirne Cezaevi'nde ziyaret etti. Özel’e Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba eşlik etti.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Selahattin Demirtaş ile görüşmesi sonrası soruları yanıtladı. Özel'in konuşmasından satır başları şöyle;
Öncelikle böyle bir görüşmeyi yapmak zorunda olmanın utancı içerisindeyim
Uzun bir görüşme yaptınız. Herkes bu görüşmenin detaylarını merak ediyor. Br çağrı metni iletildi sizin aracılığınızla. Bunun özel bir sebebi var mı?
"Biraz önce hem Sayın Selahattin Demirtaş ile hem de Sayın Selçuk Mızraklı ile bir görüştürme gerçekleştirdik. Öncelikle böyle bir görüşmeyi yapmak zorunda olmanın utancı içerisindeyim çünkü her ikisi de görevleri başındayken ve Sayın Demirtaş, partisinin Eş Genel Başkanı iken güya hiç kimseden talimat almaması gereken hakimlerin bir gece yarısı farlı şehirlerde hep beraber uyanıp, evlerine baskınlar yaptırıp, pek çok milletvekilini aynı anda alıp götürdükleri ve bindirilecekleri uçakların bile hazır tutulduğu bir operasyonun sonunda buraya kondular.Selahattin Demirtaş, seçilmiş bir milletvekiliydi. Selçuk Mızraklı, hemen yanımdaki sırada olan, dokunulmazlığı olan, korkacak bir şeyi olsa asla ve asla milletvekilliği zırhını bırakmayacak biri olarak Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday oldu, yüksek bir oyla kazandı. Şehrin anahtarını ona verdiler, o şehirden herkes gitse son gidecek kişi Selçuk Mızraklı iken önce görevden aldılar, sonra da kaçmasın diye tutukladılar. Bir yere kaçmıyordu zaten meclisteydi ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanıydı. Böyle bir görüşme yapmak, kendi siyasi tarihime, Türkiye'nin siyasi tarihine böyle bir görüşmeyi bırakmak bizler açısından çok üzücü, utanç verici. Esas bu utancın kaynağının kimler olduğunu bütün milletimiz biliyor."
Bu ziyaret siyasi anlamı olan bir ziyarettir
"Sayın Demirtaş bana son kitabını hediye etti ve bir çağrı metni ulaştırdı. Çağrı metnine az önce de göz gezdirdim. Aslında bu çağrı metni çok şey söylüyor. Eğer toplumsal barıştan bahsedeceksek diyor Selahattin Bey, bu işin esas sorumlusu bütün erkekler olarak kendimizden başlamalıyız ve ilk adımı atmalıyız. Kadınların ve çocukların güvende olmadığı bir ülkede toplumsal barış nasıl sağlanabilir? Kendisi bu yaptığı çağrının içinde diyor ki; içimizdeki erkeğe sesleniyorum. Ben Sayın Demirtaş'ın kitaplarının hemen hepsini okudum. İlk kitap 'Seher'di ve onun konusu da içimizdeki erkekti.
Emin olun, Türkiye'de insanlar birbirini sevdikten, toplumsal barışı hep beraber içselleştirdikten sonra nasıl yüzyıl önce sonu çok güzel olmuştu ve Türkler ile Kütler, hep beraber büyük bir işgali sona erdirdik ve genç bir Cumhuriyet kurmuştuk, yine sonu muhteşem olacak.
Bu ziyaret siyasi anlamı olan bir ziyarettir. Bugün Selahattin Demirtaş ile görüşmeden altı günde altı ilde olmanın bir anlamı olmazdı."
Kişisel ya da siyasi çıkarlar üzerinden hesap yapılmamalı
"Türkiye bir sorunu geride bırakacaksa, hep birlikte kalkınmaya destek vereceksek, önce demokratikleşmeye önem verecekse, bunun adımı atılacaksa tüm aktörler önemlidir. Gelecekte iyi şeyler olacaksa, kimse kimseyi engellememeli, kişisel ya da siyasi çıkarlar üzerinden hesap yapılmamalı. Kimse ittifakının ya da partisinin çıkarını düşünerek bir şey yapmasın. Kimse kimseyle alay etmesin.
Biz, Sayın Demirtaş ile memleketin tüm sorunlarını müzakere ettik. Adaleti konuştuk, adaletsizliği iliklerine kadar yaşayan iki kişiyle. TBMM’nin odakta olmadığı hiçbir şey sonuç almadı, almayacak. Sayın Demirtaş ile iletişim halinde olacağız. Tarih önünde üzüntü duyacağımız bir pozisyonda kalmayacağız. Herkesin gurur duyacağı bir pozisyonda olacağımızı ifade etmek istiyorum."
Fetüllah Gülen'in ölümüyle ilgili açıklama
FETÖ elebaşı Fethullah Gülen’in ölümünü konuşuyor tüm Türkiye. Ne söylemek istersiniz?
"Kişiler öldüklerinde öbür dünyaya vebal ile gidiyorlarsa herhalde bu dünyadan öbür dünyaya en çok vebal ile giden kişi Fethullah Gülen’den başka biri değildir. Gerisinde çok acılar, kötülükler, ihanetler bıraktı ve gitti. Gittiği yerde hesabını verir. Türkiye’de yargı önünde vermesini isterdik, olmadı. Ancak o gidince bir şey bitiyor diye düşünmesin kimse çünkü arkasında koca bir sermaye, bir organizasyon bıraktı arkasında. Türkiye’de belki aktiviteleri görünür değil ama dünyanın dört bir yanındalar. Bu ülkede devletin içine sızıp, devletin silahını kendi silahı yapmış bir terör örgütünden bahsediyoruz. Önce sızıntı adıyla çıkmış bir dergiden ve devletin her noktasına sızmış bir terör örgütünden bahsediyoruz. Sadece kurucusu öldü, örgütü ortada duruyor. Bu tehlike bitti diye bir düşünceye kimse kapılmasın. Bu konuda söyleyecek her kelime onlar için israf."
Yenidoğan çetesi soruşturmasıyla ilgili açıklama
Yenidoğan çetesi skandalı Türkiye’nin gündeminde. Kamuoyunda CHP’nin yeterli tepki göstermediğine dair iddia söz konusu. Siz neler söylemek istersiniz?
"Yenidoğan çetesi ile ilgili konu ortaya çıktığında ben Alanya’daydım hemen orada açıklama yaptık. Toplumun benim kadar içinde olan başka bir lider yok. Toplumun, CHP’nin yaptığı muhalefetten ya da konuya yaklaşımından bir eksiklik gördüğü yok. Hepiniz takip ettiniz ki en sert açıklamayı biz yaptık. Gelin bu hastaneleri kamulaştırın diyoruz. Devlet hastanesi olarak derhal başhekimlerin atamalarını yapalım diyoruz. Herkes bundan ibret alsın, bundan sonra böyle bir şeyi yaşatan başına ne geleceğini görsün.CHP, tüm milletvekilleriyle böyle konularda en net tavrı her zaman takınmıştır."