30 Ağustos Zafer Bayramı'nda düzenlenen Kara Harp Okulu mezuniyet törenine damga vuran "kılıçlı yemin" törenini organize ettikleri iddia edilen teğmenler ve üst düzey askeri yetkililer, Milli Savunma Bakanlığı (MSB) tarafından Yüksek Disiplin Kurulu’na (YDK) sevk edilmişti.

Tören sırasında, aralarında dönem birincisi Ebru Eroğlu'nun da bulunduğu bir grup teğmen, kılıçlarını havaya kaldırarak "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganı atmıştı. Bu olay, askeri gelenekler ve disiplin anlayışı bağlamında yoğun tartışmalara yol açtı.

MSB: "Organize Şekilde Hareket Ettiler"

MSB kaynakları, 18 Kasım’da yaptığı açıklamada, “Organize şekilde hareket eden teğmenler ile kastı, kusuru, ihmali veya sorumluluğu olan diğer personel YDK’ya sevk edildi” ifadelerine yer verdi. Ancak, soruşturmaya tabi tutulan kişilerin kimlikleri hakkında bilgi verilmedi. Disipline sevk edilenler arasında, töreni organize ettiği öne sürülen teğmenlerin yanı sıra bölük komutanı, tabur komutanı ve alay komutan vekilinin de bulunduğu bildirildi.

Yaşanan bu olaylar ardından birçok tartışmayı getirdi. Yapılan uygulamanın olumsuz sonuçlara yol açacağını vurgulayan Emekli Amiral Türker Ertürk, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a çağrıda bulundu.

İşte Ertürk'ün konuşması;

13 yaşından itibaren devlet terbiyesiyle büyüdüm. Cumhurbaşkanımıza hitap etmek istiyorum.

Sayın Cumhurbaşkanım,

O teğmenler bir geleneği sürdürdüler. Kara Harp Okulu'nun disiplin yönergesi, İç Hizmetler Kanunu ve yönetmeliğine göre suç işlemediler. Ben Deniz Harp Okulu Komutanı iken FETÖ okulu ele geçirmeye çalışıyordu. Direndiğim ve mücadele ettiğim için bana saldırıyorlardı. İtibarsızlaştırma operasyonları yapıyorlardı.

Devletten hiç destek alamadım. Dost ateşine maruz kaldım. Siz o dönemde başbakandınız. Bu yüzden 2010 yılında istifa ettim. Kılıcı bırakıp kalemle mücadeleye devam ettim ve hâlâ ediyorum.

Bilmiyorum farkında mısınız, ben sivil olarak da çok mücadele ettim. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ve polisin içinde imamların olduğunu hep anlattım. 31 Ağustos 2013'te Pensilvanya'da darbenin geleceğini söyledim. Ama bana düşmanlık edildi, Gülen cemaatine destek verildi.

Hatta ben dışarıda konuşurken, bu tehlikeyi haber verirken, sizin partinizin mensupları ve milletvekilleri Fethullah'ın yanında el etek öpüyorlardı. Bana kulak vermediniz ve FETÖ darbe girişimi oldu. Yoksa olmayacaktı, şehit vermeyecektik.

Sayın Cumhurbaşkanım, unutmayınız ki sizi ve ülkemizi darbe badiresinden Mustafa Kemal'in askeri olan Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları kurtardı. Eğer bu teğmenleri ihraç ederseniz, Türk Silahlı Kuvvetleri gerçekten o zaman siyasete bulaşacak ve halkın olumsuz düşüncelerini üzerinize çekeceksiniz. Ayrıca, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne olan güven azalacaktır.

Bakınız Sayın Cumhurbaşkanım, geçmişte Gülen'e destek vererek büyük bir hata yaptınız. Neler yaşadığımızı hep beraber gördük. Aynı hatayı bir daha yapmayın.

Bizi yanıltıyorlar; içeri sızdırdıklarını daha güçlü hale getirebilmek için Atatürkçüleri tasfiye etmeye çalışıyorlar. Bakınız, Türk Silahlı Kuvvetleri en büyük darbeyi, öncesi ve sonrası ile 15 Temmuz darbe girişiminde yaşadı.

Soruyorum Sayın Cumhurbaşkanım:
10 dakika önce, elinizden diplomasını gururla alan sınıf birincisi Ebru Teğmen'in gözlerindeki vatan sevgisini, Cumhuriyet'e bağlılığını sanırım gözünüzden kaçmamıştır.

Ebru Teğmen ve arkadaşlarının Cumhuriyet'in ve bölünmez bütünlüğümüzün düşmanlarından başka kimseye kılıç çekmeyeceğini fark etmiş olmalısınız.

O teğmenler bir hiç uğruna cezalandırılırsa, Türk milleti duygusal olarak onarılmaz bir yara alacaktır. Düşmanlarımız sevinecektir. Bu böyle bilinmelidir.